Bölüm 19 OYUN ARKADAŞI

613 317 22
                                    

Sanki büyük marifetmiş gibi birde sırıtması yok muydu? Resmen canına susamış gibiydi. Bir insandan bu kadar çabuk nefret edebileceğimi düşünemezdim. Canım acıyordu. Bırak benim kendime acımamı, canım bile bana acıyordu. Bıkmış, usanmış durumdaydım. Öyle bir tanıdım sanıyordum ki meğersem hiç tanıyamamışım. Neyse diyorum kendi kendime. Sanki her istediğim oldu da tek bu olmamış gibi de davranıyorum. Ne parayı, ne başkasının aşkını kıskandım. Tek kıskandığım aile gibi aile onlardı. Belki de aile gibi ailem olmadığı için herkeste güvenecek bir taraf görüyorum?

(Biraz da olaya Baran'ın gözünden bakalım. Gerçekte Baran olan kişinin ağzından anlatılıyor.)

Şimdi ben sevdiğim kızı başkalarının yanında olduğunu bile bile burada tıkılı kalmıştım. İnsanın elinden hiçbir şey gelmemesi ne kadar da acı? Ne ağlayarak uyuyamadığım geceleri, ne de ağlayarak uyuyakaldığım geceleri unutabildim. En kötüsü de onun için uyuyamazken o benim olduğumu sandığı kişinin yanında uyuyor olması. Ne kadar şerefsiz bir insan ki Alara ile olduğunu bana haber gönderecek kadar. Günler geçiyor. Şu sadece yemek getiren adamdan başka kimse gelmiyor. Seven insan pes etmez. Bende etmem. Oysa sadece istediğim günaydın dediğimde beni duyabilecek kadar yakınımda olmasıydı. Bir kere sarılsam herşey geçecek gibiydi. Burada beni yalnız bırakmayan tek şey kağıdım ve kalemimdi. Aklıma ne gelse yazıyordum. Dostum kağıt ve kalem olmuştu. Hergün yeni bir kağıtla yeni umutlara başlıyorum. Yazıyorum,yazıyorum... Umutlarımı hiçbir zaman kaybetmeden yazıyorum. Ama kalemimin mürekkebi tükenmek üzere. Aynı umudum gibi... Silik silik devam ediyorum. Ama içimde izi kazınmış durumda. Artık günlerim daha uzunlaştı. Gecelerim desen bitmek bilmiyor. Geçmiyor zaman tek başıma. Herşeye alıştım. Tek senin yokluğuna alışamadım. Sensiz heryer sessiz ve boş. Heryerde sanki senin eksikliğin hissediliyor. Seni unuttum diyelim. Ama aşk bizi unutmaz. Aşk bu! Unutturmuyor da. Alışıyorum bir vakit sonra. Sensiz olmaya. Biliyor musun? Hiç sarılamadığım sana dün rüyamda ilk defa sarıldım. İlk defa kokunu içime çektim. Sadece hissettim. O başını benim dizime koyduğun zaman, o saçlarının içinde parmaklarımın her dokusunun senin saçında olduğunu hissetmem... Bunlar rüyaydı. Ya gerçek olsaydı? Ya senin yanında olsaydım? Ya bunları senin yanında yaşasaydım? Biliyor musun? İstemezdim, yanımda olmanı. Dayanamazdım biliyor musun? Seninde bunları benimle birlikte yaşamana dayanamazdım. Şu an hiçbir mesafe umrumda değil. Aynı gökyüzüne bakıyorken ben neyin mesafesinden bahsedebilirim ki? Çocukluğuma dönmek istiyorum bazen. Herşeyin oyuncağının kaybolması ve oyuncağının bulunmasından oluştuğunu sanan küçücük bir çocuğa. Ama diyorum. Ben o zaman da kırgındım herkese. Kızgındım da. Babamı göremezdim. Annem hiçbir şeyi belli etmemeye çalıştırdı. Ama belli olurdu. Arkamdan hançerleyecek olan ikizimin de o zaman böyle yapacağını tahmin edemezdim. Hangi çocuk düşünebilirdi ki? O benim oyun arkadaşımdı. İnsanın oyun arkadaşı canını yakar mıydı?

Biliyorum bölüm biraz kısa oldu. Birkaç olaydan dolayı yazamadım. İlham falan gelmiyor. Bu bölümü geçiş bölümü olarak okuyabilirsiniz. Bölüm sınırı yok. Diğer bölüme biraz şekil verip paylaşacağım. Iyi okumalar.

SIRRIMA AŞIK OLUR MUSUN?  #Wattys2016Where stories live. Discover now