Bölüm-19

12.1K 425 27
                                    

#MİRAY#

Bavulumu alıp konaktan hızlı adımlarla konağın kapısından çıktım.Aklım karışıktı Oğuz ile evlenmek düşüncesi kendimi tuhaf hissettirmişti.Kalbimin hızlandığını,ağzımın içinin kurduğunu,nefesimi kesik bir şekilde alıp verdiğimi fark ettim.Öğretmen evine doğru ilerlerken Oğuz'u düşünmeye başladım.Oğuz ile çok fazla vakit geçirmemiştik ama insanları bir bakışla anlayabilenlerden sayılabilirim.Oğuz bana göre sakin biriydi pek sinirlendiğini gördüğüm söz konusu değil.Havinden duyduğuma göre sinirlendiği zaman konakta kimse ona yaklaşmazmış tabii Doğan baba hariç.Sonra Oğuz boyuyla,gözleriyle,kaslarıyla,o harika gülümsemesiyle her kızın eş olarak isteyeceği tiplerdendi.Oğuz ile zoraki evleniyor gibi görünsem de sanki mutlu oldum bu durumdan.Ya da Selim ve Havin'e bir şey olmayacağı için mi bu sevindirik hallerim.Bir an Oğuz'un başka biriyle evlendiği gözümün önüne geldi.Önce Oğuz'u sonra da o evlendiği kişiyi yolarım diye geçirdim içimden.Neden böyle hissettiğime anlam veremesem de bunun olmaması gerektiğini düşünüyorum.Oğuz benimle sadece Havin için töre yüzünden evleniyor.Kardeşlerimizi kurtarmak için yapabileceğimiz tek şey bu.Arada duygusal hiçbir bağlantı yok olmamalı da zaten.Ben şimdi töre dedikleri şeye kurban mı gidiyorum.Kendi halime güldüm bi dur be kızım.Demek Havin ile Zenan teyze bu yüzden sürekli benimde Selimlerle yurt dışına kaçmamı istiyormuşlar.Doğan babaya şartlarım var derken aklımda bir şey yoktu sadece kimsenin beni kolay lokma olarak görmesini istemedim.Şart olarak ne isteyeceğini düşünmeye başlasam iyi olacak.Düşünceli bir şekilde ilerlerken önümde sert fren yapan siyah arabayla durmak zorunda kaldım.Arabanın şoförünün inmesini ve ona yaptığı bu hareketin hesabını sormak için arabanın önünden çekilmedim.Sonuçta araba yayalar için olan kaldırıma çıkmıştı.Arabadan kimsenin inmemesiyle beni daha dellendirdi gidip arabanın camını tıklattım.Hiçbir hareketlilik olmaması beni iyice çileden çıkardı.Hem cama vurmaya hem de arabayı tekmelemeye başladım.Cam açılmaya başlayınca hafif geriledim.

"Merhaba bayan ne bu agresiflik?Güzelliğinize yazık" konuşan adama sadece bön bön baktım.Sanırım muhatap olmasam daha iyi manyak bir psikopat olduğu süzgün bakışlarından belli.

"Çenenizi değil aklınızı kullanmanız dileğiyle iyi günler size." Arkamı dönüp bavulumu kavradım.

"Adını bahşetseydin güzellik" arkamdan seslenen adama cevap vermeden ilerlemeye devam ettim.

"Ama bir öğretmene bu kadar terbiyesizlik yapmak hiç de yakışmıyor.Sizler kendiniz gibi öğrenci yetiştiriyorsanız vay bizim halimize." Arkamdakinin dedikleri sinirlerimi hoplatınca hırsla arkamı döndüm.Hala camdan bakıyordu

"Siz kim oluyorsunuz da bu şekilde konuşma hakkını kendinizde buluyorsunuz?" çatık kaşlarımın acısı bütün alnımı sarmış olsa da geri adım atmadım.

"İstersen yakından tanışalım.Hem belki fikrimi değiştirirsin güzellik" bu insandaki pişkinlik gına getirici cinsten.Hiç uğraşılmaz bunun gibisiyle.

"De hayde işine bak koçusu.Senin fikirlerinin bi önemi yok." Tekrar adımlamaya başlamak için bavulumu çektim ama bir anda elimden gitti.

"Bizimle geliyorsun hoca hanım" tepeme dikilen iki metre adamla ağzımı açamadan belindeki silahı gösterdi.Bunlar çok fazla mı film izlemişler ne?

"İmdat tecavüz ediyorlar,yardım edin!" karşımdaki sırıtarak bakmaya devam etti.Ara sokaktan fırlayıp gelen birkaç kişi arabadakini görünce

"Ağam" devam etmelerine bile izin verilmeden geri gittiler.Nasıl biçim bir memleket burası.

"Eğer daha fazla uzatırsan şu köşeden ilk dönen kişiyi vuracağım" arabadakinin tehdidiyle hiç sesimi çıkarmadan arabaya ilerledim.Kapıyı açıp yana kaydı.

Mardin'deki ÖğretmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin