Bölüm-10

19.6K 664 13
                                    

**Selim'den Devam**

Odaya girdiğimde saçları dağılmış,yatakta ters dönmüş ya da başı,kolları,bacakları yataktan sarkmış şekilde uyuyan yamulmuş bir Miray yoktu.Aksine saçları toplanmış,sabit şekilde yatan,eli yüzü düzgün gibi görünen yatağa sırt üstü uzanmış,hızlı nefes alıp veren bir Miray vardı kesin numara yapıyordu.Cebimden her zaman yanımda taşıdığım oyuncak yılanlardan birini alıp Miray'ın gözünün önüne tuttum o benim hep böceklerime,kertenkelelerime,farelerime alışkındı.Ama yılan yeni favorim olduğu için bilmiyor.Yılanı gözünün önüne getirdiğimde gözünün önündeki gölgeyi hissetmiş olacak ki tek gözünü açıp baktı,birden yılanı görünce bastı çığlığı.Çığıra çığıra çıktı odadan ben kahkahalarla gülerken o çoktan gitmişti.İşte özlediğime kavuştum sonunda.Ama eksiğiz çok eksik,kırık haliyle de paramparça.Bende Miray'ın sesine doğru adımladım.Bu konak bu yapı gerçekten harika.Tarihi eser gibi az önce geldiğim yerin orta yerine inmiş evin en yaşlı kadınına sarılıp "baba baba babacığım" diyordu.Buradaki trajediyi görmezden gelerek olayın eğlence kısmıyla ilgilenmek istiyorum.Umarım Miray da böyle yapar.Millet anne der bizimkisi baba diyor ya.Herkes ona şaşkınca bakarken kahkaha atarak yanlarına yaklaşan beni görünce ne olduğunu anlayamadılar.Gülmemi kestiğim anda kızgın bir boğa gelip yakama yapıştı
"Ne yaptın lan kıza demedim mi zarar vermeyeceksin" diyerek bağırdı bu adamdaki bu hava nedir lan çok oluyor artık.Bende onun yakasın tutup
"Sanane lan sen kimsin lale" dedim baya sinirlendi beyimiz.Tam sıktığı yumruğunu gözüme indireceği sırada Miray aramıza girerek ayırdı bizi benim ne yaptığımı anlamış olacak ki
"Lan Selim lan Selim fena alacağım intikamımı" diye bağırdı.Ben onun yüz ifadesini hatırlayıp tekrar kahkahayı basınca elini yanağıma koydu okşayarak
"Bunu yaptığım için özür dilemeyeceğim biliyorsun zaten.Ödümü kopardığın için bunu hakkettin" dedi ve yine bastı tokadı.Aynı yer olduğundan canım ilkinden daha çok yandı.Sanki odunu ıslayıp ıslayıp yanağıma vuruyor gibi hissettiriyor bu kızın elleri.Daha yanağımın acısı geçmeden kızın biri Miray'ı önümden çekip kollarını boynuma sardı.
"Hoş geldin ağam" bu konaktaki herkes manyak.
Şaşkınlığımı hemen üzerimden atıp kızın kollarını geriye savurdum.
"Ne ağası lan"
o sırada içeriden çıkan iki kadın kızı tutup
"Af eyleyesin beyim Berfin kız rahatsızdır" deyince
kadına sadece başımı eğip hafif tebessüm ettim.Boynuma sarılan kızı alıp içeri geri girdiler.Küçük şeytanımıza baktım sinsice sırıtıyordu.Korkmasını umduğum bakışlarımla ona bakınca sırıtışı yüzünden yavaşça silip kaçmaya kalktı.Onu hemen tuttum sıkıca sarılıp havaya kaldırdım ayakları havada sallanırken
"Ee küçük öğretmen şimdi ne yapacaksın bakalım" hay demez olaydım hemen buğulandı gözleri
"Özür dilerim ağlama dayanamıyorum" konak halkını unutup birbirimize sarılı halde ağlıyorduk.Bir sahte öksürükle kafamızı o yöne çevirdik o genç adamdan çıkmıştı sahi kim bunlar ya?Geldiğimden beri bu insanları insan yerine koymadık lan.Biri bana yapsa kovardım evden.
"Artık bir şeyleri açıklığa kavuşturmanın vakti gelmedi mi?" dedi iğneleyici bir ses tonuyla Miray bir şey anlatmadığına göre ne diyeceğim ben kaç kaç nereye kadar onlarda haklı bir yerde misafirlerinin kim olduklarını bilmek istiyorlar.Miray'a baktım gözlerini tamam anlamında kırptı.
"Gelin şöyle oturalım" deyince hepsi birden hızla oturdu.Ne kadar da meraklılarmış.Ben olanları anlatmaya başladığımda Miray sessiz sesiz ağlamaya başladı.Ne kadar da ağlayan bir kız olmuş böyle.Elimle kafasını omzuma dayayıp saçlarıyla oynuyordum.

Sonunda biten hikayemizle buranın ağası olduğunu öğrendiğim adam kısık gözlerle bakarken Havin yaşlı gözlerle bakıyordu.Hakan denen çocuk ifadesizdi Zenan anne ise üzülmüştü bize.Belki de acıyordu en nefret ettiğim şey birinin bana acıyarak bakması,evin yaşlı adamı Doğan babanın gözlerindeyse şefkat vardı.Sevdim bu insanları özellikle Havin'i ama ona hissettiğim şey başka sevgiydi.Miray'a hissettiğim gibi değil.Daha farklı uzun zamandır hissetmediğim bir şey.Gözlerime bakmamaya çalışmasını sevdim.Bir kaç saniye süren bakmasında da kalbimin ağzımda atmasını,midemin kasılmasını,avuçlarımın terlemesini ve kaşınmasına sevdim.Belki çok erkendi evet daha hiç tanımadan adam akıllı konuşmadan sohbet etmeden böyle hissetmek.Bu basit bir hoşlantı yahut beğenme duygusu değil bu bambaşka bir duygu hiç hissetmediğimden.Bu hali hemen tanımlamak zorunda değilim ama o hep baksın bana.Kaçamak gözlerini üzerimde hissetmeyi kızarık yanaklarını ve pısırık gibi görünen cesurluğunu sevdim.En çok güldüğümde korkusuz korkak halleri.Bir an içimden ona sarılmak saçlarını koklamak geldi.Bu deli cesaretimi kendi içimde bastırıp Miray'a odaklanmaya çalıştım.Hayatımda hiç maymun iştahlı bir insan olmadım.Ancak bu duyguları ilk kez hissettim daha da başkasına hissedemem bunu çok iyi biliyorum.Olmayacak duama amin dememek için kafamı fıstığımın saçlarına gömdüm.Şimdi fıstığım yerine Havin olmuş olsaydı ahh kendime gelmeliyim.

Mardin'deki ÖğretmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin