Bölüm-15

11.3K 435 4
                                    

##Miray##

Ankara'ya geleli birkaç saat oldu.Eve ilk girdiğimde anda tüylerim diken diken oldu.Tüm anılarım gözümün önüne geldi.Evin içinde daha önce hiç fark etmediğim ayna,süs eşyası falan vardı.Dolan gözlerimin yaşı yanaklarımdan süzülünce çaktırmadan silmeye çalışırken Selim'in zaten beni izlediğini gördüm.Ona buruk bir gülümseme bahşedip ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim.İçimi saran kasvetli havayı dağıtmak için Selim'in ensesine şaplak atıp kulağına doğru yaklaştım

"Liseli ergenler gibisiniz" dedim ama cidden öyleydiler.

Liseli aşıklar gibi birbirlerine bakıp sırıtıyorlar,gözlerini kaçırıyorlar falan çok komik görünüyorlar.Onların bu hallerini komedi filmi gibi izliyorum.Havin'in geç gelme sebebi annesinin yanına gittiği içinmiş.Havin şimdi çok daha mutlu Zenan anne Havin'in söylediklerine çok mutlu olmuş.'kaç kurtar kendini meleğim' demiş.Benim annem de olsa aynısını yapardı.Zenan anneyle anne hasretimi az da olsa gideriyordum.Şimdi Mardin'e geri döndüğümde Zenan anneyle görüşemem büyük ihtimal.Çünkü artık o konakta kalamam.

"Kızlar siz takılın kafanıza göre ben de biraz market alışverişi falan yapayım." Selim montunu giymiş kapının önünden sesleniyordu.Havin oturduğu koltuktan kalkıp kapıya koştu.

"Olmaz Selim gitme.Ağabeyim bulur seni." Havin'in dedikleri beni güldürürken Selim fırsattan istifade sarıldı kıza.

"Sakin ol can içim.Oğuz'un bizi bulabilmesi şuanlık mümkün değil daha yeni farkına varmışlardır.Bizi İstanbul'da aramaya başlamışlardır zaten.

"Tamam o zaman öyle diyorsan.Güveniyorum sana Selim" daha fazla saadetlerine dayanamadan odama gidip üzerime rahat bir şeyler bakmaya başladım.O değil en sevdiğim kıyafetlerim konakta kaldı.Kapı sesiyle Selim'in çıktığını anladım.Salona girdiğimde Havin öylece oturmuş düşünüyordu.

"Canım bi rahat olur musun lütfen?Sen yanlış bir şey yapmadın.Tamam anne babana çok üzülüyorsun.Seni anlamaya çalışıyorum ama hayat senin hayatın onların değil."

"Öyle düşünmeye dalmışım işte ya sıkıntı yok.Ama karnım çok acıktı benim.Hiç mi bir şey yok dolapta."

"Hiç bilmiyorum mutfak sol tarafta bir git bak istersen.Ben hiç iyi değilimdir de" Havin mutfağa gidince ben de en sevdiğim koltuğuma yayıldım televizyon bari izleyeyim.Ben daha kumandayı elime alamadan kapı çaldı.Havin direk mutfağa yemek yapmaya gittiği için kapıya bakmak bana kaldı.Kapı ısrarla çalınca korktum acaba Oğuz bulabilmiş midir diye.Yok artık Miray saçmalama.Kapı bu kez yumruklanınca Havin mutfaktan fırlayıp geldi.

"Miray yoksa buldu mu ağabeyim bizi" dedi korku dolu gözleriyle.Ona cevap vermeden kapının deliğine yaklaştım yavaşça.Selim ve yanında bir adam vardı.Selim kapıyı bir kez yumruklayınca korkup çığlık attım.Selim dışardan

"Miraay,Haviin" diye bağırdı.Havin gelip hızlıca kapıyı açtı.Selim hemen Havin'e sarıldı

"Bir şey oldu sandım neden açmıyorsunuz kapıyı" dedi

"Biz de seni şey sandık ondan korktuk" dedim.Selim'in yanındaki adam

"Selim Bey namaz vakti yaklaşıyor acele eder misiniz" dedi Selim Havin'den ayrılıp

"Tabi hocam biz hemen abdest alıp geliyoruz" diyerek Havin'i de yanında götürdü.Demek ki getirdiği kişi nikah kıyması için imammış.Adamla kapının ağzında kalakaldık.Adam bana bakarken bende ona bakıyordum.Sonunda aklım başıma gelince

"Buyrun hocam şöyle geçelim" diyerek Selim'in kapıda bıraktığı poşetleri alarak bende içeri girdim.İmam koltukta oturmuş sağa sola bakıyordu.Bende karşısına geçip oturdum.

Mardin'deki ÖğretmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin