Bölüm-16

10.6K 439 27
                                    

##Can##

Uçaktan iner inmez adamlarım beni karşıladı.Aslında Oğuz'u bekliyordum ama gelmemiş mutlaka gelirdi her zaman.Sağ kolum diyebileceğim Ömer'i görünce hemen sarıldım ona.Özlemişim burayı aslında kankam Oğuzla yaptığımız haytalıkları özledim desem daha doğru olur herhalde.Ömer ile birlikte bizim konağa giderken etrafa bakınıyordum.Hemen hemen bir yıldır yokum burada yurt dışında batmak üzere olan şirketlerden biri için gitmek zorunda kalmıştım.Oğuzla çocukluk arkadaşıyız kankam benim ya.Mardin sokaklarının her köşesinde her taşında bir anımız vardır.Oğuz'un bugün gelmemesinin nedeni ne acaba.Araba durduğunda kapımı Ömer'in açmasına müsaade etmeyerek hemen indim arabadan.İçeri girer girmez yeğenim Çınar üstüme atladı.Kerata nasıl da büyümüş.Benim geldiğimi gören annem koşup sarıldı.Herkesle tek tek sarılıp,sohbet ederken annemin 'yemekten sonra devam edersiniz yiğidim acıkmıştır yoldan geldi' demesiyle gülüşerek masaya oturduğumuzda Çınar'ın

"Oğuz ağabeyi nerede dayı" demesiyle herkes bana baktı.Aramızın bozulduğunu düşündüler galiba

"Valla dayıcım Oğuz ağabeyin gelirdi ama gelmedi işi var galiba" kardeşim Bora'nın

"Tabii konakta fıstık gibi öğretmen var niye çıksın konaktan" demesiyle herkes dikkatini Bora'ya verdi.Anam hevesli hevesli

"Yaa bende gördüm öğretmeni maşaallah pek güzeldi" dedi.Ablamda anneme destek vermek istercesine

"Haa şu biz konaktan çıkarken Havinle birlikte gelen hafif esmer kız dimi" dedi Çınarla ben kafamızı arabaların önüne konan süs köpeklerinin kafalar gibi bir oraya bir buraya çeviriyorduk.Bora tam ağzını açtı bir şey diyecekti ki masaya oturduğumuzdan beri sessizliğini koruyan babam çatalını sertçe masaya vurup

"Ne zamandan beri bu masada dedikodu yapılır oldu" dedi kimseden ses çıkmayıp herkes önüne döndüğünde babama dönüp

"Müsaadenizle ben şu Oğuz'a bir bakıp geleyim" dedim babam kafasını sallayınca

"Afiyet olsun size" diyerek masadan kalktım.

Oğuzların konağın önüne geldiğimde adamların sağa sola koşturuyordu.Ali beni görünce hemen yanıma geldi.

"Neler oluyor Ali ne bu hal Oğuz nerede" dedim biraz düşündükten sonra

"Ağam sen buyur geç, ağam içeridedir" derken konağın kapısını açıp içeri girmemi bekledi.Kafamı sallayarak içeri girdiğimde Zenan anneyle Doğan baba sessizlik içinde oturuyorlardı.Zenan anne beni görünce hemen ayağa kalkıp sarıldı ikinci annem gibiydi o benim.Doğan babayla da az sohbet edip Oğuz'un odasına girdim.Beni Zenan anne zannedince sesimi Zenan anne gibi çıkarmaya çalıştım ama tabii ki de başarılı olamadım.Oğuz bana bakıp kafasını geri çevirince üstüne atladım.Oğuz'un üstünde tepinirken birden kendimi yerde buldum.Pislik herif beni yastık gibi tutup yere fırlattı.Ama Oğuz'un şuan ki bakışını tanımıyorum ben.Oğuz'un şuan bana öyle bakıyor olması değil benim ona yaptığım gibi üstüme çıkıp tepinmesi lazım.Ama Oğuz değişik bakışlı gözlerini benden çevirip yatağa sırt üstü uzandı.Hemen toparlanıp yanına gidip bende yattım.

"Hayırdır ne bu hal derdin ne gardaş" dedim 'gardaş 'kelimesini dalga geçer gibi söyleyerek.Oğuz tavana diktiği gözlerini kapatıp

"Havin kaçtı" dediği an nutkum tutuldu.Bizim küçük Havin nasıl kaçar,nasıl bir cesaret bu.Bilmiyor mu sanki sonunun ne olacağını.Oğuz'un ağa olarak ne kadar zor durumda kalacağını.Oğuz'a baktım gözleri hala kapalıydı.Parmağımla böğrünü dürttüm.Gözlerini açıp bana ters ters baktı

"Elleşme oğlum canım çok sıkkın" dedi aklıma daha yeni ama oldukça önemli olan şeyi sesli bir şekilde düşündüm.

"Havin kiminle kaçmış olabilir ki" Oğuz cevap vermek için ağzını açmıştı ki dışarıda sevgili Bülent Ersoy ablamızın 'Hani Bizim Sevdamız' şarkısı çalmaya başlayınca Oğuz yüzünü ekşitti.Bunu dinleyen tabii ki de ergenliğini atlatamamış Hakandı.Millet ergenlikte rap dinler caz dinler arabesk dinler de Bülent Ersoy dinler mi kardeşim ya.Bizim Bora ile Hakan böyle ama.Oğuz kafasını koyduğu yastığı alıp kapıya fırlattı

Mardin'deki ÖğretmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin