Bölüm-14

11.9K 449 10
                                    

## Miray##

İşte o an şuan Selimle arabanın içinde Havin'in gelmesini bekliyoruz.Kaçacağımızı Hakan da biliyor ve tabii ki de bizi destekliyor çünkü o medeni bir insan aynı zamanda geri kafalı falan değil.Zaten şuan Oğuz ile kavgalılar.Dün akşam Doğan baba Havin'in odasına doğru gittiğinde Hakan da avluya çıktı.Divanda oturan bana baktı sonra sağa sola bakınıp bana döndüğünde gözlerimle terası işaret edince terasta sessizlik içinde oturan Selim ile Oğuz'un yanına gidip oturdu.Arkasından bende gidip Selim'in yanına oturdum.Hep beraber susmaya devam ederlerken Hakan Selim'e doğru eğilip bir şeyler söyledi.Selim ilk duraksadı sonra Hakan tekrar gülümseyerek konuşunca Selim de güldü.Sonra Hakan tekrar Selim'e eğilip bir şeyler fısıldadıktan sonra birden

"Mutlu musun ağam bacın evleniyor sen şimdi aşiret ağası olarak çocuk da istersin dimi" dediğinde Oğuz sadece

"Kes lan sesini" demişti dişlerinin arasından.Hakan kahkaha atarken

"Tabii tabii ağam sen ne dersen o olur istersen bende evleneyim ha" dedi.Oğuz hiçbir şey söylemeden kalktı tam merdivenlerin başına gelmişti ki Hakan

"Kaç sen kaç adi herif yazık değil mi lan Havin'e" diye bağırınca Oğuz'dan bi hayli sert yumruk yemişti.Sonra Oğuz merdivenlerden hızla inip kapıya doğru giderken bir an göz göze geldik tam kapıyı açacakken arkasını dönüp bana doğru gelmeye başladı.Koskoca divanda yer yokmuş gibi gelip dibime kadar girdi.Başını ellerinin arasına alıp

"Ne yapacağım lan ben Öğretmen Hanım öyle bir şeyin içindeyim ki resmen iki ucu boklu değnek" demişti.Ben cevap vermeyince Oğuz kafasını kaldırıp bana baktı.

"Sende benim ne kadar adi biri olduğumu düşünüyorsun dimi.Tabii başka ne düşüneceksin ki öğretmensin sen.Sana ters böyle şeyler,saçmalık dimi" dedi sesini sonlara doğru yükseltirken.

"Evet Oğuz bana ters böyle şeyler,geri kafalılık ama buna bir çare bulacağım mutlaka.Artık buranın kızları böyle şeyler yaşamayacak" deyip odama gittim ne kadar da benimsedim burayı.Odanın camından Oğuz'un olduğu yere baktığımda Oğuz'un da cama baktığını gördüm.Biraz bakışınca Oğuz'un gözlerini çekmeyeceğini anladım.Perdeyi çekip odadaki koltuğa çöktüm bu kızlar için ne yapabilirim diye düşünürken iyicene ağırlaşan göz kapaklarıma karşı yenilip uyuyakalmışım.Sabah da evde yas havası vardı.Kimse kahvaltı falan etmedi sadece usulen oturuldu ve kalkıldı.Aynı tayfa Oğuz'un arabasına yine sessizlikle bindik.Okulun önüne geldiğimizde Hakan inip bizim de inmemizi bekledi.Havin abisini son görüşünün olduğu bilinciyle camı açık olan Oğuz'un yanağına uzanarak sulu bir öpücük bıraktı.
"Hiç üzme kendini lütfen.Görüşürüz" deyip Hakan'ın koluna girdiği gibi okulun yolunu tuttu.Bende sakince arkalarından ilerledim.Zil çaldığında öğretmenler odası teker teker boşalmaya başladı.Derse giden öğretmenlere iyi dersler diyerek bende yavaşça toparlanmaya başladım.Okulun arka tarafına dolansam iyi olacak.Selim stresten kendini yemeden yanına gitmem gerek.
Henüz tanıyamadığım birkaç öğrencinin haricinde boş olan koridoru bir an kendi hayatım geldi aklıma.Bundan sonra ne olacak benim hayatım.
"Miray Hocam" Hakan'ın seslenişiyle ona döndüm
"Havin önce Allah'a sonra size emanet.Siz başarabilirsiniz ama yine de çok korkuyorum.İnşaallah bu sefer zalimler değil mazlumlar kazanacak.Seni ve Selim abinin buraya,bize boşuna yolu düşmedi bence.Sen Mardin'in kadınlarının miladı olacaksın abla." Hakan'ın dedikleri çok gururlandırdı.
"Beni mest ettin.İnşaallah dediğin gibi olur canım." ağzımdan başka bir şey çıkamadı tıkandım kaldım.

"Hakan hoca geliyor" arkamızdan seslenen arkadaşı koşarak sınıfa girince Hakan'ın boynuna sarıldım.
"Aklın bizde kalmasın sen burayı idare et.Allah'a emanetsin"
"Eyvallah abla,sizde" Hakan koşarak sınıfa gidince bende hızlı adımlarla okulun çıkışına yol aldım.Arka tarafa doğru ilerlediğimde tek bir araba vardı.Camları filmli olduğu için emin olamadım Selim mi acaba diye düşünürken arabadan Selim çıktı.
"Gel fıstığım,benim.Arabayı şirketin araçlarının arasından aldım."
"Arabada gıcırmış kaç beygir lan bu" Selim tıslayarak arabaya geri bindi.Sanırım Havin'in henüz gelmemiş olması endişelendirmiş olmalı.Arabanın kapısını dikkatlice açarak koltuğun canını yakmadan sakince oturdum.İnsan bu arabayı kullanmaya kıyamaz.Audi A4 abicim bu nasıl kıyılır.Ben arabayı incelerken Selim arabanın içindeki sessizlikten rahatsız olduğunu belirtircesine oflayıp arabadan indi.Bu Havin nerede kaldı bir an önce çıksak yola.Selim de şu stresinin boşa olduğunu bir anlasa.Sıkkınlıkla kapattığım gözlerim arabanın sarsılmasıyla gözlerim fal taşı gibi açıldı,kalbim çarptı birden.Araba ikinci kez sarsılınca arkama korkarak döndüğümde Selim arabanın tekerleğine vuruyor bir yandan da bir şeyler mırıldanıyordu.Aptal çocuk ödüm koptu burada.Arabadan inip önüne geçtim.Beni kenara savurup

Mardin'deki ÖğretmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin