15.🎬 DAYI KIZI

1.9K 296 130
                                    

~ Bismillahirrahmanirrahim ~

{15. BÖLÜM}

Bir hafta sonra bir pazar günü, geleneksel kahvaltı için herkes yine yeniden apartmanın ninesi ve dedesinin evinde olacaktı.

Nazenin geçen hafta takılan nişan yüzüğünü çıkarmadan uyumuştu gece, bir haftadır her gece olduğu gibi... Kolay mıydı, yıllardır hayalini kurduğu adamla nişanlanmıştı. Uyuduğu gibi de uyanıp namazını eda etti genç kız. Namazdan sonra uyku tutmayınca Yasin suresi okudu önce sonra da kitaplığından en son okuduğu Sus Ey Nefsim kitabını alıp yatağına oturdu. Arkasını başlığa yaslayıp kitabın içine bıraktı kendini. Onu böylesi sarsan başka bir kitap okumuş muydu hatırlamıyordu.

Alnından boncuk boncuk ter oluşurken ağlaya ağlaya kapattı son sayfasını kitabın. Kaç saat geçmişti bilmiyordu lakin Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerini anlatan bu kitabı bir süre daha oturup boş duvarı izlerken tefekkür etti genç kız.

Kendine gelip saate baktığında çoktan dokuz olduğunu görmek telaşa sokmuştu pek tabii. Hemen yerinden fırlayıp üzerini değiştirdi. Lacivert feracesini de eline alıp çıktı odasından.

"Anne!" diye seslendiğinde kimseden ses gelmeyince annesinin açık olan kapısını ittirip yatağının toplu olduğunu gördü. Muhtemelen çoktan inmişti kadıncağız aşağıya.

"Enes!"

Kardeşi top patlasa uyanmayan bir tip olduğu için kapısını çalıp daldı odaya Nazenin. Evet, tahmini doğruydu deve gibi uyuyordu kardeşi Enes!

"Sırık! Hadi kalk Enes ya! Alo! Ablacığım ben nasıl uyandıracağım ama seni ya!" diye mızmızlanarak yatağının kenarına oturduğu kardeşini sarstı genç kız. Neyse ki Enes bu sefer çok yormadan uyanmıştı.

"Ne var abla ya! Ne çöktün zebellak gibi sabah sabah üzerime?"

"Sensin zebellak! Kalk hadi aşağı kahvaltıya inmemiz lazım." diyerek kalktı Nazenin yataktan.

Kardeşinin söylenmelerini duymamazlıktan gelip "Hadi hadi. İniyorum ben, bak aç kalırsın kalk çabuk." dedi ve çıktı odadan.

Vestiyerin aynasından lacivert pamuk şalını düzeltip elindeki feracesini geçirdi üstüne. Ayakkabı giyecek hali yoktu bir kat aşağı inmek için. Kapıyı açıp dışarıda duran krem terliklerini giydi ayağına.

Burnuna dolan kokuyla duraksadı önce. Bu sevdiğinin kokusuydu, emindi. Yenilerde buralardan bir Ali Haydar geçmiş olmalıydı. Bir haftada iki kere anca görmüştü nişanlısını, işleri yoğundu ve şimdi yeniden görecek olmak eteklerini uçuşturuyordu yüreğinin. Gülümser gibi oldu ve sıktı dudaklarını sonra. Parmağındaki yüzüğe gitti diğer eli. Hala inanamıyordu...

Kapıyı çekip aşağıya indiğinde babaannesinin kapısını çalarak beklemeye başladı. Tam o esnada yanında beliren adamsa yüreğini titretmeye yetmişti.

"Hayırlı sabahlar Nazenin."

"Hayırlı sabahlar Ali..."

Adamın yüzünde oluşan tebessüm kıza da bulaşırken kapı açılmış ve Fatmanur "Ay abi! Herkes ekmek bekliyor, nerede kaldın? Aa, yoksa siz beraber mi gittiniz ekmek almaya? Yengeciğim?" diyerek muzurca güldü Nazenin'i fark ettiğinde.

DÖNEMEÇTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang