[-31-]

4.7K 467 71
                                    

Parmaklarım arasındaki sigaradan derin bir nefes çekip dumanı havaya üfledim yavaşça. Apartmanın duvarına sırtımı yaslamış, sigara içiyordum. Aslında Ozan'ı beklerken bir tane yakmıştım.

İlk defa akşam yemeğine çıkacaktık bugün. Sabah Ozan'ı arayıp uzun ısrarlar sonucu ikna etmiştim buna. Onu çok güzel bir yere götürecektim. Ayrıca güne güzel başlamanın pozitifliğiyle oldukça şık giyinmiştim. Krem rengi bir ince boğazlı kazak, üzerine de kahverengi bir ceket. Altına siyah kumaş pantolon giymiştim ve kahverengi bir kemerle sabitlemiştim. Pek benlik bir kombin değildi ama hoşuma gitmişti. Siyah saçlarıma rağmen üzerimdekiler oldukça yakışmıştı bana. Ozan'ın hemen beni böyle görmesini istiyordum. Kesin çok beğenecekti.

"Selamün aleyküm."

Duyduğum kalın sesle başımı yan çevirip karşımdaki uzun boylu adama baktım. Ozan'ın abisi Suat'ı görmek yerimde dikleşmemi sağladı. Benimle ne işi vardı şimdi bunun?

"Aleykümselam."

"Çakmak var mı?" Diye sorduğunda avucumdaki çakmağı ona uzattım. "Birini mi bekliyorsun?" Dedi dudakları arasına bir sigara koyarken. Koyu gözleri kısıktı.

İçimden 'sana ne amına koyayım' demek gelse de bunun yerine "Yok, sigara içip gideceğim." Dedim soğuk bir sesle.

Yaktığı sigaradan bir nefes çekti. Ardından bana dönüp "Ozan'la konuşuyor musunuz?" Diye sordu çok normal bir şey soruyormuş gibi.

Kalbim korkuyla atarken ifademi bozmamaya çalıştım. "Yolda görsem selam veririm, o kadar. Niye sordun?"

Kaşları kalktı şüpheyle. "Geçen senin evine girerken görmüştüm de, ondan sordum." Beni süzdü birkaç saniye. "Senin gibi tiplerle pek anlaşamaz o."

Kaşlarım çatıldı. "Benim gibi tipler?"

"Aynen, senin gibiler." Diye kestirip attı.

"Abiniz söyledi mi bilmiyorum ama Ozan'ın çalıştığı tamirhaneye bir araba bırakmıştım, o sırada kimliğimi düşürmüşüm. Ozan da bulunca getirdi."

Dudağının tek kenarı kıvrıldı. "Açıklama yapmana gerek yok. Arkadaşlar birbirine sık sık gider zaten." Arkadaşlar'ı üzerine basa basa söylemişti orospu çocuğu.

"O kadar şüpheyle konuştun ki kumar oynadığımızı falan düşündüğünü sandım."

Yalandan güldü. Samimi değildi. Gülüşü sinirlerimi bozmuştu.

En sonunda bana baktı. Gözlerinde bir öfke varken "Ondan uzak dur." Dediğinde kirpiklerimi kırpıştırdım.

"Anlamadım?" Dedim kalp atışlarım hızlanırken.

"Senin gibi ne bok olduğu belli olmayan bir ibneyle gönül eğlendiremez. Sikinin keyfi için soyadımızı kirletmesine göz yumamam." Gözleri üzerimde gezdi. "Emin ol onun tek amacı seni sikip atmak, tıpkı diğer karılara da yaptığı gibi. Belli ki Ozan'ın içinde ukte kalan bir şeyler var, seninle sikişip rahatladıktan sonra bir daha yüzüne bile bakmayacak." Üzerime doğru bir adım attı. "Ozan'ın orospusu olmak istemiyorsan git kendine başka birini bul. Ondan da uzak dur. Yoksa olacaklardan ben sorumlu olmayacağım."

Sözleri kulaklarımda uğuldarken elimdeki sigara parmaklarım arasında kayıp yere düştü. Bağırmak, inkar etmek istedim ama duyduklarım yüzünden bedenim kaskatı kesilmişti.

"Zengin, şanslı veletin tekisin. Ailen biricik oğullarına zarar gelsin istemez değil mi Akın." Beni açık açık tehdit ediyordu.

Yaptığı açık tehtidi umursamadan "Ozan'ın bir suçu yok..." diyebildim. Benim yüzümden Ozan'a zarar vermelerine dayanamazdım.

Bu saatten sonra inkar etmenin bir anlamı yoktu zaten. Anladığı çok netti, kendinden bu kadar emin olmasaydı açık açık tehtid edemezdi beni.

"Suçu yok mu? Zorla mı altına yattın onun?" Sinirle güldü. "Ozan'ı tanımasam belki onun bir suçunun olmadığına inanırdım, ama maalesef ki o ibne benim kardeşim ve ben onu tanıyorum. Seninle sikişmek için fırsat kolluyordur kesin, sonuçta o 'erkek' seviyor."

Ozan erkeklerden nefret ediyordu. Sadece beni severdi o. Cinsellik için değil, ben olduğum için, ben de onu sevdiğim için...

"Ben uyarımı yaptım Akın. Zeki çocuksun, anlamışsındır beni." Başıyla selam verdi ve elindeki sigarayı yere atarak büyük adımlarla uzaklaştı.

Beni tehtid etmişti.

Ozan'ın elinde sadece bir oyuncak olduğumu söylemişti.

Tek amacının cinsellik olduğunu söylemişti.

Ozan'ın heves için benimle birlikte olduğunu söylemişti.

Neyse ki Ozan'a zarar vereceğine dair bir şey söylememişti...

Ozan'ın abileri illegal işlerle uğraşıyorlardı, beni tehtid ederken de ya bellerindeki silaha ya da adalet sistemine güveniyorlardı.

Yutkunup dakikalar önce çıktığım apartmana geri girdim. Yavaş ve zor adımlarla merdivenleri çıkıp anahtarlarımla kapıyı açtım. Karanlık eve girdiğimde ışıkları açmaya gerek duymadan koltuklardan birine ilerledim. Koltuğa uzanıp gözlerimi yumdum. Dakikalarca nefes seslerimi dinledim.

Ozan güvende değildi. O evde, o insanların yanında olduğu sürece her an zarar görebilirdi. Abileri onu gerçekten öldürürlerdi. Ozan'ın söyledikleri abartı değildi, haklıydı.

Suat bana Ozan'ın benimle sadece sadece cinsellik için birlikte olduğunu söylemişti. Ozan'ın benim bedenimden iğrendiğini bilmeden. Ozan'ı tanıdığını söylemişti, halbuki onlar yıllardır beraber büyüdükleri kardeşlerini benim kadar tanımıyorlardı.

Ozan'a hiçbir zaman acımadığımı çünkü Ozan'ın güçlü bir olduğunu söylemiştim. Sanırım ilk defa ona acıyordum. Bu kötü bir acıma duygusu değildi, onun için üzülüyordum. Böyle bir hayatı hak etmiyordu. O insanların yanında mutsuzluğu hak etmiyordu.

Ozan'ın bana günler öncesinde söylediği cümle benim için şimdi anlam kazanmıştı.
'Bir tek senin yanında özgür hissediyorum, sen beni yıllardır içinde haps olduğum o pis yerden kurtarıyorsun Akın...'
Ozan'ın özgürlüğü kısıtlayan, içine haps olduğu o yer; çocukluğunun geçtiği köy ve ailesinin olduğu herhangi bir yerdi. Ailesi Ozan'a sadece zarar veriyorlardı. Onu her geçen gün daha da dibe çöküyorlardı.

Ozan'ı tanıdığım günden beri hiç bir işte iki haftadan fazla çalıştığını görmemiştim. Ya kendini kovduracak şeyler yapıyordu, ya da istifa ediyordu. Bu sefer çalıştığı iş öncekilerden daha zordu, ama Ozan her sabah erkenden uyanıyor, işine gidiyordu. Çalışıyor olmaktan nefret ettiğini düşünüyordum önceden. Ama öyle değilmiş.

Uzaktan bakınca anlaması zor. Biraz dikkat ettiğimde anlamıştım ki Ozan bana bir şeyler hissetmeye başladığı zamandan beri hayatını biraz olsun düzene sokmuştu. Çünkü ben onu seviyordum amına koyayım ve Ozan sürekli ona deli gibi aşık olan birinin, yani benim  yanımda şımartılıyordu. Her fırsatta onu öpüyor, güzel şeyler söylüyordum, mutlu olsun diye aklıma gelen her şeyi yapıyordum, ona sarılıyordum, onu seviyordum. Bu da ona iyi geliyordu.

Ozan asla kabul etmese de her canlı gibi o da sevilmek istiyordu, ilgi değil sevgi istiyordu. Sevmek istiyordu. Dünyanın en basit ama en zor şeyini istiyordu.

Ozan'ı o insanlardan kurtarmalıydım. Yoksa ileride kurtaracak bir Ozan olmayacaktı.

***










SEVERSİN -BXBDove le storie prendono vita. Scoprilo ora