[-19-]

7.1K 507 94
                                    

Akın: Ozi (02.20)

Akın: Nerdesin lan kaç saattir?

Akın: İlk defa üç saatten uzun bir süre çevrimdışısın

Akın: Bir kere öptün diye hemen kayboldun ortalıktan

Akın: Kaç saat oldu sen gideli, nerelerdesin? (03.12)

Gecenin geç saatlerindeyken sigaramı küllüğe bastırarak söndürdüm. Gözlerim telefondan ayrılmazken ensemi ovaladım sıkıntıyla. Ozan'ı birkaç kere aramış, farklı saatlerde bir sürü mesaj atmıştım. Hiçbirine yanıt vermemiş, hâlâ da dönüş yapmamıştı.

Bir kere öptü diye kendini falan mı sorguluyordu? Ya da pişman mı olmuştu?

Aklımda bir sürü neden dönerken telefonumun çalmasıyla gözlerim tekrardan ekranı bulmuştu. Ozan arıyordu.

Heyecanla yutkunup telefonu açtım ve kulağıma dayadım. "Lan neredesin sen?" Dedim endişeli bir sesle. "Bir dünya mesaj attım." Arkadan gelen rüzgar sesiyle kaşlarım çatıldı. Dışarıda mıydı?

Birkaç saniyelik sessizlikten sonra Ozan'ın sesini duydum. "Akın..." dedi hastaymış gibi gelen sesiyle. "Senden bir şey isteyebilir miyim?"

Duraksadım. "Sen hasta mısın? Sesin niye o kadar kötü geliyor?"

Ozan burnunu çekip boğazını temizledi. "İyiyim."

"Benden ne isteyeceksin?" Dedim, ona daha sonra iyi olmadığı konusunda ısrar edecektim.

"Bana biraz borç para verir misin?" Ardından kendini düzeltip "Para değil ya da, parayı unut. Senin evde alkol bir şeyler var mı? Kafayı güzel yapsın da ne olduğu önemli değil."

Hemen ayağa kalkıp mutfağa ilerledim "Ne alaka gecenin bu saatinde?"

"Var mı?" Diye sordu beni yanıtsız bırakarak.

"Şarap var." Dedim şarap şişesini elime alıp.

"Tamam, o da olur."

Salona dönüp üzerime bir ceket geçirdim. "Nerdesin sen?"

Birkaç saniye durdu. "Sahilin gerisindeki sokaktayım, tekel bayinin ilerisinde."

"Tamam, bekle beni orada." Dedim ve o başka bir şey demeyince telefonu kapattım.

Hızla evden çıkıp merdivenleri ikişer ikişer indim. Sokağa çıktığımda göz ucuyla Ozan'ların evine baktım. Evin ışıkları hâlâ yanıyordu.

Dakikalar sonra sahile vardığımda Ozan'ın dediği yerde durup etrafıma baktım. Biraz ötedeki dalgaların ince sesi geliyordu kulağıma.

"Şşhh."

Gelen sesle birlikte etrafıma bakmayı bırakıp sesin geldiği yere baktım.  Kısılmış gözleriyle beni izlerken sigara içen bedeni görünce durdum. Ozan bir ağacın altına oturmuş, sırtını duvara yaslamış, kimsenin görmediği, sahilden uzak bir yerde sigara içiyordu.

Koşar adımlarla yanına ilerledim. Yanına varınca yere eğildim. Bir elimi yanağına koyup yüzüne baktım. Dudağının kenarı patlamıştı. Sabah öptüğüm dudağı.

"Ne oldu buraya?" Dedim gözlerine bakıp. Çok yorgun duruyordu.

Gözleri kapandı. "Bizimkilerle atıştık yine." Yanağındaki elimle gözünün altını okşadığımda sessiz bir şekilde iç çekti.

Karşısına oturup elimi ondan ayırdığımda gözlerini açtı. Sırtımı ağaca yasladım, aramızda santimler olduğu için bacaklarımız birbirine değiyordu.

SEVERSİN -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin