[-28-]

5.9K 495 146
                                    

Sizin Ozana olan bu tavrınız değişmiş olması beni birazcık mutlu ediyor olabilir. Oziyi seven tek kişi değilim artık 🥸

***

Kolumdan sarkmaya başlayan çantamı
düzelttim. Başımı kaldırıp geldiğim oto tamirhaneye bakarken iç çektim sıkıntıyla.

Ozan'a bir özür borcum vardı.

Elbet dün gece ki kavgada ben de kendimce haklıydım fakat Ozan'ın yaşadıklarını bahane olarak görmem, daha doğrusu öyle dile getirmem kesinlikle benim hatamdı. Çünkü kavga ettiğimiz konudan bağımsızdı benim dediğim.

Ozan ilk defa bana kendiyle ilgili önemli bir şeyi söylemişken onu hayal kırıklığına uğratmış olmaktı beni deli gibi rahatsız eden. Ozan bu saatten sonra bana nasıl güvenipte tekrardan bir şeyler söyleyecekti? Onu tekrardan kıracağımı düşünüp yine her şeyi içine görebilirdi. Bunun olmasını istemiyordum...

Aslında onun ağzından çıkan her kelime benim için elmas değerindeydi ama kendimi yanlış ifade etmiştim.

Gözlerim sırtı bana dönükken çalışan Ozan'a buldu. Kaputu açık arabaya eğilmiş çalışıyordu.

Ozan güldü ve "Usta bu yağ hep yüzüme sıçrıyor." Dedi başını kaldırıp yanağını silerken. Beni fark etmemişti.

"Yav oğlum dediğimi yapmıyorsun ki." Dedi kırklı yaşlarında bir adam Ozan'ın yanına ilerleyip. "Bak birden çekmeyeceksin..." diyerek bir şeyler gösterdi.

"Elim acıyor öyle açınca." Usta güldü Ozan'ın sevimli ifadesine.

"E aslanım olacak o kadar."

"Ozan..." diye seslendiğimde Ozan duraksadı. Gerilen sırtını gördüm. Omuz üzerinden bana baktığında kaşları çatıktı. Yutkundum. "Biraz konuşabilir miyiz?"

Usta bir bana bir Ozan'a baktı. "Arkadaşınsa git konuş oğlum." Sanırım kavga etmek için falan geldiğimi düşünmüştü.

"Arkadaşım." Dedi Ozan kenarda duran havluyu alıp yağ olmuş ellerini silerken.

Yanlarına adımladım. "Senin odanda konuşabilir miyiz abi?" Diye sordu Ozan Ustaya dönüp.

"Konuşun oğlum, hatta Bahadır'a diyeyim size iki çay getirsin." Bir an usta alay ediyor sanmıştım ama ciddi ve samimiydi.

"Yok abi gerek yok." Dedi Ozan havluyu yerine bırakıp.

Usta bana döndüğünde hafifçe gülümsedim. "Teşekkür ederim, hemen gideceğim zaten."

Usta başını salladı belli belirsiz ve kendi işine döndü.

Ozan bana bakıp kafasıyla bir yeri işaret etti. "Yürü." Dediğinde işaret ettiği odaya ilerledim.

Kapıyı açıp içeri girdiğimde etrafı taradı gözlerim. Bir masa ve sandalye, demir bir dolap, iki tane küçük deri koltuk ve solmuş bir çicek vardı odada.

Ozan kapıyı kapatıp kollarını göğsünün altında bağladı. "Buyur?"

Yanına ilerledim. "Özür dilerim öyle dediğim için." Diye hemen söyledim. Uzatmanın bir manası yoktu.

Ozan boş gözlerle bana bakıyordu. İfadesiz olmasına rağmen gözlerinde kırgınlık kırıntıları vardı. Bunu gizlemesi imkansızdı.

Kollarımı gövdesine doladım yüzüne bakmaya devam ederken. "Söylediğin her şey benim için çok anlamlı ve özel. Bana dün eskiden bahsettiğin için teşekkür ederim. Ama o sırada sinirlenmiştim, her şeyi yapıp nasıl sevgili olamıyoruz diye. Aylardır bekliyorum bunu Ozan. O yüzden biraz sert çıkıştım. Beni de anla lütfen..."

SEVERSİN -BXBWo Geschichten leben. Entdecke jetzt