[-26-]

5K 463 77
                                    

Şu sıralar hayatım bok gibi olduğundan mıdır bilmiyorum ama bölüm yazarken çok zorlanıyorum. Yazmak istiyorum ama yazamıyorum, yazdığımda da böyle oluyor... umarım beğenirsiniz.

***

Ozan'la bara gittiğimiz günden beri çok kötü hissediyordum. O sırada içtim diye mi bilmiyorum ama bir anda Ozan'ı arzulamıştım ve ne yaptığımın farkında olmadan Ozan'la temas etmiştim. Doğrusu sadece ben kendimi çekmiştim, Ozan bir şey yapmamıştı ama daha sonra eve gelip sakin kafayla düşündüğüm de ve Ozan'ın erkek vücudundan iğrendiğini anlayınca tek kelimeyle pişman olmuştum. O sırada fark etmediğim için umursamamıştım ama fark ettiğim zaman kendime çok kızmıştım. Fakat iş işten geçmişti bile.

Ozan'ın geliyorum mesajını gördükten sonra hızlı adımlarla odama gitmiş, üzerime bir tişört geçirmiştim. Eskiden olsa üzerim çıplakta açardım ama rahatsız olmasından korkuyordum. Belki eskiden bile beni böyle gördüğünde rahatsız oluyordu ama söylemiyordu.

Beni üzen bir diğer şey Ozan'ın bana hiçbir şey anlatmamasıydı. Bir şeyler yaşadığı belliydi, zor şeyler olduğundan emin olduğum için anlatamamasını anlıyordum ama bilmiyor olmak beni üzüyordu. Kendimi bulmaca çözüyormuş gibi hissediyordum, harfler vardı fakat asıl cevabı bilmiyordum. 

Kapı çaldığında dudaklarım özlemle bükülürken kapıya ilerledim. Kapıyı açtığımda karşımda Ozan'ı görünce bükülen dudaklarım kıvrıldı. Ozan beni kısaca süzdü ama bakışları gözlerimde daha fazla oyalandı. Ağladım mı diye kontrol ediyordu.

Ayakkabılarını çıkartıp içeri girdiğinde kapıyı kapattım. Evin içine bakan çocuğun yanına gidip boynuna sarıldım. "Seni çok özledim." Dedim nefesim boynuna çarparken. İki gündür hiç göremiyordum.

Bir şey demeden kollarını bana doladı. Daha da sıkı sarıldım. "Sen de özledin beni değil mi?" Dedim geri çekilip. Kollarımı ondan ayırmamıştım.

Birkaç saniye yüzüme baktı. Ardından "Özledim." Diyerek yanağıma dudaklarını bastırdı kısaca.

Ozan da beni özlemiş. Bu beni ağlatmaya yetecek kadar mutlu eden bir cümleydi.

"Aşıksın oğlum sen bana." Dedim sırıtarak.

Uzanıp dudaklarımı da öptü. Ağzımı araladığımda diliyle birkaç saniye ağzımı işgal edip ayrıldı benden. Koltuklardan birine oturduğunda onu kısaca süzdüm.

Yanına ilerleyip izin istemeden kucağına oturacaktım ki ellerim omuzunda durdum. Onu rahatsız etmekten çok korkuyordum.

"Oturayım mı?" Dedim kucağını işaret edip.

Normalde hiç izin istemeyeceğim için o da afallamıştı. Bacaklarını araladı. "Otur..." dedi garipsediğini belli eden bir sesle.

Gülümseyip bacağımı diğer tarafa attım ve dizlerimi kırarak kucağına oturdum. Bir elimi ensesindeki saçlara koydum. Diğerini de omuzuna.

Birkaç saniye öylece birbirimize baktım.

"Annen inanmış mıdır o kızla sevgili olduğuna?" Diye sordum ama bu soruyu sormuş olmak beni sinirlendiriyordu.

"Bilmem." Dedi ellerinden birini belime, diğerini bacağıma koyarken.

Saçlarını parmaklarıma doladım. "Ailene çok sinir oluyorum."

"Ben de."

"E niye onlarla yaşıyorsun?" O an aklıma gelen şeyle saçlarıyla oynayan elimin hareketleri yavaşladı. Ozan'la birlikte yaşadığımızı hayal ettim. Her şeyiyle o kadar güzel olurdu ki... Sabah uyanınca ilk onu görmek, gece onunla uyumak. Her saniye birlikte olmak. Hayali bile güzeldi.

SEVERSİN -BXBWhere stories live. Discover now