Sen etim, kemiğim. Var oluşum, karanlığım, sesim, soluğum. Özlemim ve nefretim, ilk gözyaşım ve ilk kahkaham. Ölümümsün sevgilim.
<
•semekook
•uketae
•düz yazı
Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.
"Kendi olarak, sana gelen sana gereksinimi olmadan, seni isteyen sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan O, işte..."
🎼: LP-Lost on you.
———
Yirmi iki gün.
Yirmi iki gündür görmemiştim onu. Kokusunu yirmi iki gündür duymamış, dudaklarının tadını yeniden alamamıştım. O gün, yani benim resmimi çizdiği gün, bana evinin anahtarını vermişti. Nedenini sorduğumda, istediğinde girip çatıya çıkabil de başka çatılarda aramayayım seni, demişti. Gülmüştüm, komik gelmişti. Artık komik gelmiyordu. Çünkü onun yokluğunda çatılar da umurumda olmuyordu.
Evinin bir köşesinde oturmuş, okuduğu kitaplardan bir tanesini okumaya hazırlanıyordum. Kafam karman çormandı ama bir şekilde o gelene kadar kendimi oyalamalıydım. Yanıma bir bardak kahve aldım. Geçenlerde öğrendiğim kadarıyla, onun kendine yaptığı gibi yaptım kahvemi. Şekersiz, az sütlü. Laf arasında en sevdiği kitaplardan bir tanesi olduğunu söylediği kitabı okuyacaktım. Johann Wolfgang von Goethe, Genç Werther'in Acıları.
Kitabın ilk sayfasını açar açmaz kitap yayımlanırken içine basılan minik notun altında, kalemle yazılmış ve hafiften rengi açılmış -muhtemelen eski oluşundandı- bir not daha karşıladı beni.
"Güzel bahar çiçekleri. Mayıs'ın güzel oluşunun sebebidir. Bir de... Bir de aşık oluşumun."
"Lp-Lost on You."
Mayıs. En sevdiğim ve baharın en güzel yaşandığını düşündüğüm aydı. O da mı çok seviyordu yoksa? Ya da benim çok sevdiğimi mi öğrenmişti? Bu kitabın içinde geçen bir cümle de olabilirdi gerçi, dünya benim etrafımda dönmüyordu ya? Kitabı açtım, okumaya başladım. Okuduğum her satır, kalbime bir hançer daha sapladı. Başta yaşam enerjisinin az da olsa yerinde olduğunu gördüğüm Werther'in gün geçtikçe çöküşünü izlemek, aynaya bakıyormuşum gibi hissettirmişti. Onun altını çizdiği cümleleri okurken, bu insanın aslında sadece aynaya baktığımda gördüğüm insan olmadığını anladım.
"Bu yürek zaten yeterince fırtınalı, benim ninniye ihtiyacım var." -13 Mayıs.
"Ancak kendi içime dönersem bir dünya buluyorum." -22 Mayıs.
"Mutlu edemediğimiz mutlu insanlar görüyoruz, dayanılmaz olan bu." -21 Haziran.
"Ah meleğim benim! Sırf senin için yaşarım ben." -21 Haziran.
