yosun tutuyor gençliğimiz.

43 12 20
                                    

"Sigara paketlerine resmini çizdiğimKörpe fidanlara adını yazdığımKaram, karamKaşı karam, gözü karam, bahtı karamSıla kokar, arzu tüterIlgıt ılgıt buram buram

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.

"Sigara paketlerine resmini çizdiğim
Körpe fidanlara adını yazdığım
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sıla kokar, arzu tüter
Ilgıt ılgıt buram buram."

🎼: Sıla-Sevişmeden Uyumayalım.

———

Seviştim onunla.

Bütün bir gün, durmadan, soluk soluğa. Tenimi tatmasına müsaade ettim, dudaklarından içtim kana kana. Hayatımda ilk kez, bana özgürce dokunulmasına izin verdim. Kontrol artık bende değildi, kabullendim. Saatler geçti, o dursa ben durmak istemedim. Bedenime dokunmayı bıraktığı anda ben aldım elini, dokun, dedim. Reddetmedi. Yordu beni, zaten yorsun istedim. O da isteklerimi hiç geri çevirmedi.

Hayatımın en kirli fakat en güzel günüydü.

Sevişmekten, kontrolü elimden bırakmaktan korkmadım ama sonunu düşünmekten çok korktum. Deli bir çekim hissettiğim biriydi Jeongguk, evet fakat iki kez görmüştüm onu sadece. Bir daha beni istemeyeceğinden korktum.

"Odan sigara koksa sorun olur mu?"

Uzanmış bir biçimdeydik ikimiz de, deli gibi yorgunduk. Kolumu kıpırdatacak hâlim yoktu. Ağlamaktan gözlerim, öpüşmekten dudaklarım şişmişti. Kalçalarıma ara ara keskin bir sızı vuruyordu. Boynum yer yer tahriş olmuştu. Tırnaklarımın içi Jeongguk'un sırtını çizmekten ufak ufak kanlanmıştı. Yine de sorun değildi, sigara içmek istiyordum.

"Sorun olmaz, içebiliriz." dedi.

Hafifçe doğrulup komidinin üzerinden sigara paketini aldı. Bitik bir hâlde ben de doğruldum. Paketi aldıktan sonra dudakları arasına bir dal yerleştirip yaktı. Yaktığı dalı içine bir kez çekip üfledi ve dalı dudaklarından ayırıp benim dudaklarıma yerleştirdi. Ardından kendine de bir dal çıkarttı ve yaktı. Üzerimize serili beyaz örtünün üzerine küller düşüyordu. Yangın falan çıkartırız diye korkmuyorduk ikimiz de. Rahattık, yanarsa yanardı ve sönerdi işte. Umursamıyorduk.

"Gidecek misin?"

Tereddütle sorduğu soruyla kafamı ona çevirdim. Sigaram parmaklarım arasındaydı, o da içmiyordu o sırada.

"Gitmemi ister miydin?"

"İstemezdim."

"Öyleyse gitmem."

Sustu. Bir şey söylemedi. Söylemesini de bekleyemedim zaten. O benden önce bitirdi sigarasını, hızlı içiyordu. Paketten bir tane daha çıkardı ve onu da yaktı. Yavaş yavaş onu da içiyordu. Beni ne zaman tanıdığını deli gibi merak ediyordum, sormak istiyordum. Fakat sormakla sormamak arasında inanılmaz gidip geliyordum zirâ duyacaklarımın bana ne hissettireceği konusunda tereddüt içindeydim.

şehrimin yaralı sokakları • taekookUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum