sen sesim, soluğum.

40 13 5
                                    

"elinin arkasında güneş duruyorduaylardan kasımdı üşüyordukağacın biri bulvarda ölüyorduşehrin camları kaygısız gülüyorduher köşe başında öpüşüyorduk"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"elinin arkasında güneş duruyordu
aylardan kasımdı üşüyorduk
ağacın biri bulvarda ölüyordu
şehrin camları kaygısız gülüyordu
her köşe başında öpüşüyorduk"

🎼: Tamino-Cigar.

———

"Bebeğim, neredesin sen iki gündür? Kaç kez aradık, ne kadar endişelendik haberin var mı? Çekip gideceksin, tamam ama neden haber vermiyorsun? Bir şey oldu zannettim."

Hoseok'un oldukça endişeli çıkan sesine karşın ben oldukça sakindim. Kötü hissediyordum onu endişelendirdiğim için. Çok yakın arkadaşımdı sonuçta, bana yardım etmeye çalışan ve yanımda durmak için gayret gösteren insanlardan biriydi ve ben onu endişe içinde bırakıp sırtımı dönmüştüm. Yolda yürüyordum ve aslında yürümeye bile mecâlim yoktu ama artık birilerine hayatta olduğumu haber vermem gerekiyormuş gibi hissediyordum.

Adeta kaçar gibi çıkmıştım evden. Jeongguk uyur uyumaz eşyalarımı toplayıp duş almıştım ve dışarı atmıştım kendimi yeniden. Onu öylece bırakıp gittiğim için kendimi kötü hissediyordum ama duramamıştım yerimde, nefes alamamıştım bir an ve yıldızlarımı -yıldızlı tacımı- başıma takıp çantamı sırtıma atmış, şehrimin yaralı sokaklarını milyarıncı kez turlamaya başlamıştım.

"Çok özür dilerim Seok, telefona doğru dürüst hiç bakamadım."

"Sorun değil, iyisin ve bu bana yeter. Neredesin şimdi, güvenli bir yerde misin?"

"Evime gidiyorum, yoldayım."

"Tek başına mısın?"

"Evet."

"Anladım. Bir şey lâzım olursa ya da bir sorun yaşarsan aramaktan çekinme güzelim, olur mu? Bu aralar pek uyumuyorum zaten, biliyorsun. Uyanık olurum ararsan."

"Tamam, ararım. Teşekkür ederim."

"Rica ederim, önemi yok."

Birkaç küçük cümle daha, kısa veda cümleleri ve kapanış. Yürümekten bir hâl olmuştum, her yerim ağrıyordu. Sessizlik hâkimdi sokaklara, bir de ara ara kedi ya da köpek sesleri duyuluyordu. Bu devasa şehrin daracık sokaklarında yürüyüp gidiyor, tek başıma kalışıma bir sigara yakmak istiyorduk. Oysa bu sigaranın yakılışı anlamsızdı. Zirâ ben bırakmıştım kendimi yapayalnız.

Sonra adım sesleri duyuldu, başta çok hızlı olan fakat sonradan yavaşlayan adım sesleri. Sırasıyla önce belim ve sonra sağ elim, iki el tarafından sarmalandı. Bir burun yaslandı enseme. Tanıdık bir koku yayıldı ufaktan etrafıma. Enseme yaslı burun çekildi, boynuma bir öpücük kondurdu güzel dudaklar.

şehrimin yaralı sokakları • taekookWhere stories live. Discover now