Bölüm 24

451 68 8
                                    

Tom ofisime gelmiş birlikte boş boş oturuyorduk. Ne o geldiğinde bir şey demişti, ne de ben o geldiğinde bir şey demiştim. 

"Şu taşlaşan çocuk, ölmüş."

Sessizliği birden bozmamla Tom bana döndü. "Belliydi."

"İlginç."

"İlginç olan nedir?"

"Geçenlerde bir kitap okuyordum." Alayla gözlerimi kıstım. "Malum bu zamanlarda boş zamanlarım oldukça fazla." Dudaklarımı ıslattım. "Neyse. Ana karakterin partneri çok kafama takıldı. Her şeyi yapıyor, ana karakteri kullanıp onu aptal yerine koyuyor, her şey onun başının altından çıkıyor. Fakat o hiçbir şey olmamış gibi davranıyor."

Gözlerimi bir süre Tom'un üzerinde gezdirdim ve devam ettim. "Neden sence? Yani amacı planlarına ulaşmak mı? Yoksa insanları aptal yerine koymak kendi egosunu mu okşuyor? Çünkü kadın ona kısa sürede değer vermişti."

"Adam kadının değer verdiğini hissetmemiş mi?"

Kafamı iki yana salladım. "Adamın duyguları yok ki."

"Hangi kitap bu?"

"Sen okumazsın böyle şeyler, boş ver. Bende zaten beğenmedim fazla."

Tom tekrardan sessizliğe büründüğünde bende sustum ve onu incelemeye başladım. 

"Neden bu kadar detaylı inceliyorsun?"

Omuzlarımı silktim. "Sevgilim değil misin? Doya doya bakmak istiyorum sana."

Tom omuzlarını silkti ve gözlerini sehpadaki gazeteye çevirdi. Dudaklarımı tekrardan araladım. "Tom." 

"Söyle."

"Ben Salazar'ın soyunu araştırmaya başladım." Tom'un gözleri anında beni buldu. "Yani, binamın kurucusunu merak ediyorum, biliyorsun detayları severim."

"Ne gerek var buna? Başında bu kadar dert varken bu işlerle uğraşmamalısın."

Omuzlarımı silktim. "Artık çok geç. Adam'a söylediğim an bana bazı belgeler getirdi, onları inceliyorum."

"Nerede bu belgeler? Bende inceleyeyim."

Bingo! Tam beklediğim gibi. "Önce ben sevgilim. Sıranı bekle."

2 Ay Sonra

Tom ona belgeleri söylediğim günden beri peşimi asla bırakmıyor, beni meşgul etmeye çalışıyordu. Bu duruma gülmemek elde değildi.

Bu süre zarfında Tom hakkında her şeyi öğrenmiştim. Olanlara şaşırmamıştım, aksine kafamdaki soru işaretlerine cevap bulabildiğim için şu zamanlarda oldukça keyifliydim. Tabii keyfimin bir diğer sebebi mesleğime geri başlamamdı.

Her şey planladığım gibi gitmişti, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamıştım. Abraxas'ın başı belada desem inanır mıydınız?

İnanmalısınız. Dippet'e kendisiyle benim ilgilenmek istediğimi söylemiştim, o da bu isteğimi seve seve kabul etmişti.

Abraxas son haftalarda en çileli haftalarını geçiriyor olabilirdi. Yapacak bir şey yoktu, elime düşmüştü bir kere.

Tom'a gelecek olursak..

Benim peşimi bırakmamakla birlikte geceleri sürekli ihtiyaç odasında toplantı yaptığını biliyordum.

Müdür Dippet'ten bana ek bir gece nöbeti yazmasını rica etmiştim, bundan Tom'un haberi elbette yoktu.

Bu nöbet zamanları onu gördüğüm saat dilimleri neredeyse aynıydı. 

O bu okuldan gitmemi bekliyordu. Fakat ona gitmeyeceğimi, Abraxas'ın bu olayı yayan kişi olduğunu ona gerekli cezayı benim vereceğimi öğrendiğinde yüzündeki anlık duraksamaya şahit olmuştum.

.

"Duyduğun gibi Tom, olay tam olarak arkadaşının başının altından çıkmış. Bu konu hakkında bir bilgin var mı?"

"Senin onun yaptığına dair bir kanıtın var mı?"

"Yeterince kanıtım var ki şuan buradayım. Tekrar soruyorum, senin bu konu hakkında bir bilgin var mı?"

"Olmasını mı isterdin?"

Omuzlarımı silktim ve kollarımı göğsümde bağlayıp sandalyeme rahatça yaslandım. "Bana fark etmez. Ceza vermeyi severim." Gözlerinin en derinine baktım ve gözlerimi kıstım. "Kimin daha üstün olduğunu böylelikle daha net anlamış olurlar, buna sende dahil olursun."

.

Aramızdaki konuşma tam olarak böyleydi. Ona, ondan üstün olduğumu düzenli aralıklarla hatırlatıyordum.

Kendisinin benimle alakalı yeni planları olduğunu düşünüyordum, Tom için başarısızlık diye bir kavram yoktu, amacına ulaşana kadar devam edecekti. 

Bu seferki hamlesi daha ağır olacaktı, bunu bekliyordum. Abraxas'tan başlamıştım, sıra ona gelecekti. İlerleyebildiği kadar ilerleyebilirdi, sıkıntı yoktu.

Son birkaç haftadır yaptığım gibi sınıfın kapısının önünde durdum. Bu sefer gerçekten zamanında gelmiştim.

Bunun elbette bir sebebi vardı. Tom, benim geç geleceğimi sanarak işini uzatmıştı çünkü bu sıralar her ne halt yiyorsa çok yoğundu.

Onu geç geldiği için dersime almayacaktım. Bu onun için bir kayıp olmazdı, onun bilgileri ders dışıydı. Fakat benim amacım onu dersten mahrum etmek değil, onu sorgulamaktı. Neden geç kaldığını, bu sıralar neden onu daha az gördüğümü sorarak ondan şüphelendiğimi ona hissettirecektim.

"Arkadaşlar günaydın."

Beni duydukları an sesleri bıçak gibi kesilirken yavaş hareketler ile masama geçtim. İçlerinden derse zamanında geldiğim için söyleniyor olmalıydılar. Haklısınız çocuklar, bir planım olmasa bende bu kadar erken gelmeyi düşünmüyordum.

"Sınavlarınız yaklaşıyor, hazır mısınız?"

Sınıftan umutsuz sesler yükselmeye başladığında gülümsedim. "Siz mi öyle hissediyorsunuz? Yoksa gerçekten çalışmadığınız için mi?"

"Umutsuz hissediyoruz profesör, gayet hazırız aslında."

Kafamı salladım. "Sanırım kendinize güvenmekte çok ikilemde kalıyorsunuz. Arkadaşlar siz yeter ki çalışın. Çalışıp, elinizden gelen emeği verip düşük not almak mı? Yoksa hiçbir emek vermeden düşük not almak mı? Şahsen ben her zaman çalışıp işimi garantiye almışımdır."

"Peki çalıştığımız halde düşük alırsak size suç atmak serbest mi profesör?"

Gülümsedim. "Yeterince çalıştığınıza ikna olmam gerek."

Kapı aniden açıldı ve içeri tam olarak beklediğim isim, Tom Marvolo Riddle girmişti. "Riddle? Bugün derse girmeyeceksiniz sanıyordum, malum bu kadar geç kalınca."

"Dersinize geç kaldığım için affedersiniz profesör, sizin normal geldiğiniz saatten daha önce geldiğimi sanıyordum."

"Fakat siz öğrenciler tam ders saatinde sıralarınıza oturup beni beklemelisiniz öyle değil mi? Yerine geçebilirsin."

Tom saygıyla başını sallayıp yerine geçerken ben sınıfıma döndüm. "Arkadaşınızda geldiğine göre, sizin de telaşınızı yeterince alabildiysem eğer derse geçmeye ne dersiniz?"

"Profesör aslında yeterince endişemiz geçmedi. Değil mi arkadaşlar." 

Sınıf onaylayan mırıltılar çıkardığında güldüm. "O zaman geri kalan motivasyonu Karanlık Sanatlara Karşı Savunma sınavına girdikten sonra yaparız. Şimdi derse geçiyorum."

.

"Ders bitmiştir, çıkabilirsiniz. Riddle, sen benim yanıma gel."

Bölüm sonu

Sonraki bölümde görüşmek üzere..







You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 06 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Professor || Tom Marvolo RiddleWhere stories live. Discover now