Bölüm 10

1K 88 11
                                    

Altıma gri yırtmaçlı mini etek, üzerime ise vücuduma yapışan dar bir siyah boğazlı kazağımı giydim. Dizlerimin üzerine kadar uzanan siyah ince uzun topuklu ayakkabılarımı da giydikten sonra tamamdım.

Göz makyajım için yine nude renklerden kullanırken dudaklarım için yine kahverengi tonlarında bir ruj tercih ettim. Saçlarımı bağlamak yerine açık bıraktım, belime kadar uzanan düz saçlarım güzel görünüyordu.

Kitabımı ve asamı alıp odamdan çıktım.

Aklım hala dün gece olanlardaydı. Yaşadığım durum oldukça kötü bir durumdu. Bir öğrencinin benimle bu şekilde konuşma cesaretini nereden aldığını merak ediyordum açıkçası.

Böyle bir ilişkinin olmasına imkan dahi vermiyordum. Neden vereyim? Evet Riddle beni etkiliyor, fakat bu etkileme tamamen akademik başarısı sayesindeydi. Riddle dışında başarısından etkilendiğim öğrencilerimde vardı.

Bazı kabullenmek istemediğim, kafamda bitmeyen şeyler vardı. Başkasının olma ihtimali içimde bir şeylerin kopmasını, endişelenmemi sağlıyordu.

Eğer Riddle bu konuyu uzatmaya devam ederse başka yerlere başvurmaktan çekinmeyecektim. Herkes yerini bilmeliydi.

Sınıfa girdiğimde her zamanki gibi sınıf sessizliğe büründü ve benim kendi yerime geçmemi beklediler. 

Elimdekileri masaya bıraktığımda sınıfa döndüm. "Günaydın. Bugün-"

Kapı hızla tıklandı ve içeriye Büyükbabamın adamlarından birisi geldi. Yüz ifadesi asla hoşuma gitmemişti. "Şuan dersteyim."

"Bayan Potter, size acil bir bilgi vermek için bulunmaktayım. Dışarıda konuşabilir miyiz?"

Gözlerimi adamdan çektim ve sınıfa döndüm. "Hemen döneceğim. Sessizce bekleyin lütfen."

Hızlı adımlarla adamın yanına ulaştım ve birlikte dışarı çıktık. "Bu kadar acil ne oldu?"

Ellerini önünde birleştirdi. "Bayan Potter, Büyükbabanız bilinmeyen bir sebepten dolayı hayatını kaybetti." Elini ceketinin iç cebine attı ve bir mektup çıkarıp bana uzattı. "Tüm mal varlığını size bıraktı. Bizler ise sizin istediğiniz takdirde size hizmet etmeye devam edeceğiz."

Karşımdaki adam konuşuyordu fakat ben onu ne kadar anlayabiliyordum orası mühimdi. Yüz ifademi düz tutmaya çalışsam da şaşkınlığım ve içimde kopan şeyler yüzüme yansıyor gibi hissettim. 

Elinden mektubu aldım. "Bilinmeyen sebep? Bilinmeyen sebep ne demek!? Elbette biliniyor! Aptal mı sanıyorsunuz siz beni!?"

Karşımdaki adama tüm sinirimi kustuğumda ne yaptığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. "Bayan Potter sebebi gerçekten bilinmiyor. Araştırmaya devam ediyoruz, bulduğumuz an size bilgilendirme yapacağız." Bir süre duraksadı ve devam etti. "Cenazesi yarın öğlen."

Parmağımı tehditkar bir şekilde ona doğrulttum. "Elinizi çabuk tutun. Eğer gecikme olursa olacaklardan sorumlu değilim. Git şimdi."

Karşımdan hızla uzaklaşırken elim istemsizce kalbime gitti. Büyükbabam ölmüştü. Tek ailem gitmişti. Benim yaptıklarımı destekleyen tek kişi gitmişti.

Nefesim daralıyor gibi hissettim. Neden? Neden öldü? Sebebi neydi? 

Çok sinirliydim. Sebebi nasıl bilinmezdi? Cinayet bile olsa bilinmesi gerekmez miydi? 

Elimi kalbimden çektim ve başımı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım. Diğer elimdeki mektubuma baktım. Bu mektupta sadece mal varlığının bana bırakılmadığı yazmıyordu. Zeki adamdı Büyükbabam, bir planının olması lazımdı. 

Professor || Tom Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin