Bölüm 22

606 73 14
                                    

"Ne yapıyorsun?"

Karşımdaki koltuğa oturan Tom'a baktım ve yaptığım işe geri döndüm. "Derslere giremediğim kendime iş buldum, yedek olarak iş arıyorum."

"Nereden geliyor bu çalışma merakı Scarlett?"

Sırıttım. "Paralar bana gökten gelmiyor Tom, tek başımayım biliyorsun."

"Büyükbabandan kalanlar olmuştur elbet."

Omuzlarımı silktim ve parşömenlere olabilecek iş yerlerini yazmaya devam ettim. "Çalışmayı seviyorum Tom, her zaman boş duramam ya. "Kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım. "Özellikle profesörlük. Bu mesleği bırakmamak için elimden ne gelirse yapmaya hazırım."

Ona gülümsedim ve uzaktan bir öpücük gönderip yaptığım işe geri döndüm.

.

"Evet abi, evet. Çok haklısın aynen."

Alayla konuşmam, sinirden köpüren abimi fakat vücuduna büyü uyguladığım için bana hiçbir şey yapamayan abimi daha çok sinirlendirmişe benziyordu. 

"Zavallısın sen Scarlett! Kendini bu konumda mı görüyorsun sen!?"

"Hangi konumda tam olarak? Tam anlayamadım."

"Sen korkaksın! Sen seni kabullenmediğimiz için böyle oldun, kıskançsın sen! İlgi üzerinde olmayınca çıldırıyorsun!"

"Evet öyle, tüm ilgiler bende olmalı."

Haince sırıttı. "Bunu belli etmişsin Scarlett, okuldaki olayları duydum." Ufak bir kahkaha attı. "Sana fahişe demekte gerçekten çok haklıyım, tam bir ilgi or-"

"Kes! Yeter bu kadar. Bu kadar saçma bir durumdayken hala böyle konuşabiliyorsun, senin gibi cesaretsiz birine göre oldukça iddialı sözler."

Tekrar ağzını aralayacakken ben onu kestim. "Gelelim senin burada olma sebebine." Bu sefer sırıtan kısım bendim. "Büyükbabamı sever miydin abi? Açıkçası ben kendi adıma sevdiğimi söyleyebilirim. Peki ya sen? Onu öldürecek kadar çok mu seviyordun? Sanırım buradaki tek kıskanç ben değilim."

"Burada saçmalayacağına git okulunda çıkardığın rezilliği düzelt. Kafanda kurup kurup gelme karşıma."

Onu hiç duymamış gibi yapıp boş ifadeyle bakmaya devam ettim. "Sanırım bende seni doğal yollarla ölmüş gibi göstereceğim, sonuç olarak büyükbabam böyle öldü olarak gözüküyor."

Kararsız kalmıştım. Gerçekten cinayet gibi mi gösterseydim? Yoksa büyükbabam gibi mi olsaydı? Kesinlikle karmasını yaşatmalıydım.

Ellerimi birbirine çarptım. "Eveet! Ben kararımı verdim. Birazda ben anne ve babanla vakit geçireyim, hem de birazcık okuldaki sorunlarımla ilgileneyim." Omuzlarımı silktim. "Sana bir tabut hazırlamayacağım, canım istemedi."

Kapıdan dışarı çıktım ve Adam ve diğerlerine işaret verdim, o zaten şuan ölmek üzereydi. Sadece ona yaptığım büyüyü fark etmemişti.

.

"Sürekli beni mi sorgulayacaksın hep? Ben yetişkin biriyim biliyorsun değil mi? Dışarıda işlerim oldukça yoğun."

"Sen tekrardan bir şeyler karıştırıyorsun Scarlett. Yakında tekrardan birinin ölüm haberini alacağız gibi hissediyorum-"

Kapım çalındı ve ardından içeri Adam girdi. "Bayan Potter, aileniz size bildirmemi istedi. İki gün sonra abinizin cenaze töreni var, sizin ayarladığınız yeri aileniz başta kabul etmedi fakat biz olayı güzelce hallettik."

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve kafamı sallayıp Adam'a çık işareti yaptım. Tom'a döndüğümde kıkırdadım. "Tamamen tesadüf."

"Seri katile mi bağladın Scarlett? Ne yapmaya çalışıyorsun?" Tom her zamanki ifadesiz suratından çıkmış gözüküyordu. İyide benim seri katil olmaya niyetim yoktu ki, ben vasiyetini yerine getiriyordum. 

Ha birde bu ölüm haberi okuldakileri oyalayacaktı, buradaki vaktim çoğalacak ve bu olayın gerçek olmadığını kanıtlayacaktım.

"Ne seri katili Tom? Dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum." Elimi gömleğinin yakasına attım ve oynamaya başladım. "Hem, öyle olsam ne olur ki? Sevmez misin beni o zaman?" Kafamı kaldırdım ve gözlerinin içine baktım. "Hatta seviyor musun beni Tom? İhanet etmeyecek kadar."

Bir süre bakıştık ve Tom ağzını araladığı an ben konuşmaya başladım. "Biliyor musun sanırım dedikoduyu yayan kişiyi buldum, sıra bunu yaptıran kişide."

Tom'un bakışları tekrardan ifadesizleştiğinde ben onu dikkatle inceliyordum. "Kim?"

Omuzlarımı silktim. "Şuan söyleyemem. Yaptıran kişiyi bulayım, o zaman."

Gözlerimi kırpıp gülümsedim ve dudaklarımı boynuna bastırdım.

Önceki Gece

Adam'a gülümsedim. "Çekinme söyle Adam, söyle bakalım yine kim arkamdan işler çevirmiş."

"Abraxas Malfoy, 17 yaşında 7. sınıf öğrencisi, Slytherin binasında. Onun dersine giriyorsunuz, aynı zamanda Tom Marvolo Riddle'ın yakın arkadaşlarından birisi."

Parmağımı ona doğrulttum ve gülümsedim. "Arkadaş olduklarına emin misin? Bana hiç öyle gelmiyor."

Kafasını salladı. "Açıkçası bana da efendim. Riddle, kesinlikle bu grubun başı diyebilirim. Bulunduğu grupta herkes safkan, bu kişilerin Riddle gibi melez olanlara karşı davranışı ile Riddle'a olan davranışları çok farklı. Sanki, sanki çekiniyorlar gibi."

Kafamı salladım. "Malfoy ile sonra ilgileneceğim Adam. Bana Tom'u araştırır mısın? Bütün hayatını, ailesini. Hatta safkan olan tarafın soyağacını istiyorum senden."

"Tabii ki efendim. Başka bir istediğiniz?"

"Şu anlık yok."

Adam odadan çıkarken kollarımı göğsümde bağladım ve arkama yasladım. Ulaşamayacağım hiçbir şey yoktu, fakat bunu bilmeyenler elbette buna başvuracaktı. 

İçimde gereksiz bir umut vardı, onun yapmadığına dair. Sanırım ona alıştığım için. Bunun geçici olacağını umuyordum.

Kırılır mıydım? Eh işte, beni bu kadar hafife alması kırılmama neden olabilirdi.

Bölüm sonu

Sonraki bölümde görüşmek üzere..

Professor || Tom Marvolo RiddleWhere stories live. Discover now