19.BÖLÜM

257 11 14
                                    

Kalbim Katran Karası

19.Bölüm

"Sana beslediğim duygu aşk değildi."

EDA DEMİR

Ağlamak belki acımı hafifletirdi. Bulutların yaptığı gibi ağladım, biraz olsun hafiflemek için. "Eda." Arkamda duyduğum afallamış sesle, çığlık attım. Yüzümü sesin geldiği yöne çevirdiğimde tekrar çığlık attım. Savaş'ın eli dudaklarımı örttüğünde, "Bağırmasana kızım. Herkesi başımıza toplayacaksın." dedi.

Çığlık atmayı bıraktığımda ellerini dudaklarımdan yavaşça çekti. Yüzü her an beni sorguya çekecek gibiydi. "Neden ağlıyorsun sen? Abin mi bir şey dedi?" Sesi sert çıkmıştı. "Dövecek misin?" Sesim çatallı çıkıyordu. Ağlamaktan nefret eden kızı ağlatıyorlar. "Neden olmasın? Gerekiyorsa döverim. Sen cevap ver bakalım." dedi.

"Ben çirkin biri miyim?" Aklımda olan düşünceler, izin almadan dudaklarımın arasından firar ediyordu. "Sen," dedi. Afallamıştı. Âdem elması hareket ettiğinde gözüm boynuna takıldı. Zincire takılı bir alyans vardı. Annesinin evlilik yüzüğü.

"Çirkinim değil mi?" Cevap vermiyordu. Bu duygusallık bana bile fazlaydı. Gözlerimden akan yaşlar, yüzümü tekrar ıslatıyordu. "Ağlama!" Sesi kısık ve sert çıkıyordu. "Neden? Ve sen neden kısık sesle konuşuyorsun?" dedim. Bu durumdayken bile insanların ne yaptığıyla ilgileniyordum.

"İkimiz banyodayız. Tekiz." Anlamayarak ona baktığımda, "Biri sesimizi duyabilir. Benim için sıkıntı olmaz ama senin üzülmeni istemem."

Benim üzülmemi istemeyen bir erkek mi vardı? Gözlerim şaşkınlıkla açıldığında, gözlerime dudaklarımın kıvrılması eşlik etti. "Teşekkür ederim." dedim. Başka ne diyebilirdim ki. Gözyaşlarım yanaklarımda kurumuştu. Aklıma gelen düşünceyle aynaya baktım.

Makyajım akmıştı. "Hayır ya." dedim hayıflanarak. "Maymuna dönmüşüm." Sesli sözlerim Savaş'ı gülümsetmişti. "Çok mu komik? Ağlayacağım şimdi." dedim. Sesimin titremesine engel olamadım. Çok çirkindim. Bir de çirkin olup olmadığımı sordum şaka gibi.

"Çok çirkinim." Kimse beni sevmiyor, bugünden sonra da hiç kimse sevmez. "Güzelsin." Savaş'ın sesi kulaklarıma ulaştığında hüzün bir bulut gibi dağıldı. "Harbi mi?" dedim sözlerin doğruluğunu teyit etmek için. Dudaklarından erkeksi bir kahkaha döküldüğünde, başını sağa sola salladı. "Sen gerçek misin?"

"Sahte gibi mi duruyorum komiserim." deyip saçımı savurdum. İçimde şımarık bir kız çocuğu vardı ve ben onu hep yaşatacaktım. "Tam aksine gerçeksin ve şu an tam benim karşımdasın." Bu onun için ne ifade ediyordu, bilmiyorum ama benim için çok fazla şey ifade etmiyordu.

Benim için yıllardır komşumuzdu. Leyla'nın abisiydi. Daha fazlası değildi. Kapıya hızla vurulmasıyla başımı kapıya doğru çevirdim. İçimi telaş kapladığında Savaş'a baktım. O da gözlerini dikmiş bana baktığı için göz göze gelmemiz kaçınılmaz oldu. "İçeride biri var mı?" Bu ses, Cihan'ın sesiydi ve içim ağlama isteğiyle dolmuştu. Işık açık olduğu için banyoda birinin olduğunu düşünmüş olabilirdi.

İkimizden de ses çıkmadığında kapı kulpu yavaşça aşağı indi. "Ben varım." Dudaklarımdan çıkan kelimelerle kapı kulpu bir müddet hareketsiz kaldı, daha sonra tekrar eski haline döndü. "Eda," dedi kısık sesle adımı seslenen Savaş'a baktım.

"Dışarıda bekleyecek, yakalanacaksın." Sanki kötü bir şey yapmışız gibi konuştu. "Umurumda değil." dedim sesim sinirli çıkmıştı. Şu an içimde olan tüm sinir, ağlama hissi, dışarıdaki Cihan'a mıydı? Bilmiyorum. Bu aralar kendimle alakalı hiçbir şey bilmiyorum.

KALBİM KATRAN KARASI (anlaşmalı evlilik)Where stories live. Discover now