8.BÖLÜM

709 21 0
                                    

Kalbim Katran Karası

8.Bölüm

Onun karşısında sinirlenmemek elde değildi. Bu kızın ailelerimizle olan yemekte ne işi vardı? Bu yemekten nasıl haberi olmuştu? "Çifte kumrularda geldi." diyerek içeri bağırdı. Baran'ın elini bırakmak istemiyordum ama daha fazla Beril'in suratına bakmakta istemiyordum. Aklıma bana attığı mesaj geldi. Beni alması gereken saatten yarım saat önce attığı mesaj. Evet zamanında geldi ama bu o kızın yanından ayrılıp benim yanıma geldiği gerçeğini değiştirmiyordu. Sinirle elini bırakıp, kapıdan geçerken çakma sarışının omzuna çarpmıştım.

Ayakkabımı çıkarıp, vestiyere yerleştirdim. İçeri doğru yürürken kulağıma sert adım sesleri geliyordu. Tam arkamdaydı. İçeriye doğru gittiğimde Orhan dayım ve babam koltukta oturmuş, sohbet ediyorlardı. Baş selamı verip, ikisinin de elinden öptüm. Dayımın yanına geçip, oturduğumda Baran arkamdan gelmesine rağmen geç kalmıştı. O kızla konuştuğuna belki.. sarıldığına emindim. Kalbim sıkışıyordu, bana ne oluyordu bilmiyorum ama kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Baran odaya girdi ve arkasından o kız. Gözleri ilk beni buldu, nasıl olduğuma bakmak ister gibi ama ben yine gözlerimi ondan çektim. 

Babam ve dayımın elini öpüp, karşıma oturdu. Dayım bana dönüp bir şey soracaktı ya da söyleyecekti ama ben onun lafını söylemesine müsaade etmedim ve " Dayı benim banyoya gitmem gerek ama yerini bilmiyorum bana tarif eder misin?" dedim 

"Beril seni götürsün kızım?" dedi. Dayım da mı tanıyordu? Hatta belki de eski sevgilisi olduğunu bilip, yine de kabul etmişti yemeğe. "Hayır." dedim keskin bir sesle. "Aaa ne var canım ben gösteririm sana yerini hem çok iyi bilirim bu evi." dedi Beril ve sonda Baran'a baktı. Sırf canımı yakmak için, bu eve kaç kere geldiğini hatta Baranla birlikte geldiğini ima etmişti.

"İstemiyorum. Ben kendim giderim. Hanımefendi kim dayı ben daha önce görmedim?" dedim ve dayım gülümseyerek söze girdi. "Baran'ın okuldan arkadaşı Beril." dedi kızı göstererek. Sonra beni gösterip, "Bu güzel kız da hem benim manevi kızım, hem de gelinim Derya." dedi ve bende onun söylediklerine gülümseyip dizinde duran elini sıktım. Bakışlarım Baran'a değdiğinde onun da gülümsediğini görmüştüm. "Memnun oldum Deryacığım." dedi sahte gülümsemeyle Beril, bense ona cevap bile vermedim ve ayağa kalktım. Ben ayağa kalkınca Baran'da ayağa kalkmıştı. "Nereye?" dedim ona bakarak. 

"Sana eşlik edeceğim karıcığım." dedi ve bu beni içten içe mutlu etmişti, ona gerek olmadığını söyleyecektim ama Beril'in bize bakan kıskanç bakışlarını görünce vazgeçtim ve gülümseyerek, "Önden buyur kocacığım." dedim. Baran söylediğime gülümserken ben de ona sahte bir gülümseme gönderdim. 

Baran elimden tutup, beni kendiyle beraber götürdü. Beril'in bakışlarını sırtımda hissediyordum ama ona inat Baran'a daha çok yaklaştım ve diğer elimle de kolunu tutmaya başladım. Ev iki katlıydı, merdivenlerden çıkıyorduk, aşağıdakilerin bizi göremeyeceğinden emin oldum ve kolunu tutan elimi ondan ayırdım. İkinci kata gelmiştik, Baran sağdaki ilk kapıyı açıp, ikimizi de içeri çekti. Sırtım kapıdaydı, beni kapı ve kendi arasına aldı. Sonra etrafıma baktım ama geldiğimiz yerin banyo değil, siyah renklerle dekore edilmiş, bir oda olduğunu fark ettim.

"Ne yapıyorsun Baran bırakır mısın beni?" 

"Hayır. Kıskanç karımı öpmeden bırakmam."

"Ne öpmesi, ne kıskancı." dedim utanarak, karşımda bundan keyif almış bir şekilde sırıtarak gözlerime bakmaya devam etti.

"Sen karım, sen beni aşağıda kıskanmıyor muydun?"

"Hayır ben seni kıskanmadım."

"O yüzden mi yanımızdan ayrılmadan ona çakma sarışın dedin ve omzuna çarparak içeri girdin." dedi bir kere daha sırıtarak.

Ona çakma sarışını içimden demedim mi ben? 

"Ya hayır öyle bir şey demedim ben, hem yanlışlıkla koluna dokundum suç mu?" 

"Suç değil karıcığım. Senin yaptığın hiç bir şey suç değil." dedi sert bir o kadar yumuşak bir sesle.

Daha fazla dayanamadım ve içimde kalan o soruyu sordum. "Baran o kızın bu evde ve en önemlisi benim yanımda ne işi var. Ben sana söylemedim mi onun yüzünü görmek istemediğimi."

"Söyledin Derya. Fark ettiysen bende beklemiyordum. Neden geldiğini, kimin söylediğini bile bilmiyorum."

"Kim söyleyecek Baran." dedim ondan uzaklaşarak, "Buraya gelmeden önce onun yanında olan sendin, ben değil. Ağzından kaçırmışsındır." dedim ve cevabını bekledim.

"Hayır Derya ben onun yanında değildim ki nasıl söyleyebilirim." dedi hızlı bir şekilde, "Nasıl değildin, attığın mesajı hatırlatırım." dedim ve tek kaşımı havaya kaldırıp, kollarımı bağladım.

"Kızım onun yanında olsam sana nasıl gelebilirim ben. En son alışveriş yaptığımız gün gördüm. Bir daha da tesadüfen bile karşılaşmadık." dedi ve bana bir adım attı. 

"Bizde kaldığın günün sabahı söylediklerin?" dedim merakla, ne yani yalan mıydı?

"Ne söyledim Derya gerçekten hatırlamıyorum?" dedi ve bu sefer ben devam ettim. "O kızla görüşeceğini söyledin, 'istediğimle görüşürüm dedin, sonra... birbirimizin hayatına karışacak mıyız? dedin. Daha var da neyse bunları dedin maşallah hemen unutmuşsun."

Bir adım daha attı ve artık dip dibeydik.

"Unuttum, unuturum Derya, sen dışında tüm kadınların söylediğini, onlar hakkında söylediklerimi hepsini unuturum Derya." dedi ve bir elini yanağıma, diğer elini belime sardı. "Sor bakalım senin hakkında neyi unutmuşum, ben cevap vereyim Derya, hiçbir şeyi. Senin hakkında en küçük detaylar bile kafamın içinde." dedi ve tam nedenini soracakken tekrar konuşmaya başladı.

"Nedenini bilmiyorum Derya. İnan bilmiyorum ama senin yanında mutlu olduğumu, bir gülümsemenle beni dünyanın en mutlu insanı yaptığını biliyorum. Kendime bile itiraf edemediğim duygular var içimde." Eli yanağımdan ayrılıp kalbine gitti.

"Tam burada Derya. Sana ait bir şeyler var, hep vardı." dedi ve alnıma küçük bir öpücük kondurup geri çekildi. Söyledikleri, benden hoşlandığını ve hatta belki de sevdiğini söylüyordu. O da duygularından benim gibi emin değildi ama bir şeyler karşılıklıydı.

Arkasını döndü ve eli kapının koluna gitti. Ondan net bir cevap almadan, ne bu evden ne de bu odadan çıkmak istemiyordum.

"Baran." dedim ve kapıyı aralık bırakıp bana döndü odadan çıkmadı, kapıyı tam açmadı. Sadece gözlerimin içine bakıyordu. Cevap vermedi sadece bekledi, söylemek istediğim sözler dudaklarımdan çıktı.

"Beni seviyor musun?"

◇◇◇◇◇◇◇◇◇

KALBİM KATRAN KARASI (anlaşmalı evlilik)Where stories live. Discover now