4.BÖLÜM

1K 32 0
                                    

Kalbim Katran Karası

4.Bölüm

Araba kapının önünde durmuştu ama ikimizde hareket etmiyorduk. Konuşmak istemiş ama konuşamamıştık. Çalan telefonla gözlerim Baran'a dönmüştü. Telefondan navigasyona baktığı için arayan kişiyi görmüştüm.

Beril arıyor.

O kızın adını görmem bile beni sinirlendirmeye yetiyordu. Telefonu açmış, kulağına götürmüştü ama dışarıya ses geliyordu. "Baran canım neredesin seni özledim. O kızdan kurtulabildin mi?" dedi ve Baran konuşmaya başladı. "Beril sana ne benim karımdan ondan kurtulmak isteyen mi var?" dedi ve kızı dinlemeye başladı.

"Sen de o kız gibi konuşuyorsun. Hani bu iş olurken biz ayrılmayacaktık. Ne değişti Baran?" dedi ve sinirlendiği sesinden anlaşılan Baran konuştu. "Lan sana ne benim evliliğimden istediğimi yaparım lan? Senden de duygularını bitirmeni söylemiştim ama ben karımdan değil senden kurtulamadım." dedi ve telefonu kapattı.

Nasıl hissetmeliydim bilmiyorum ama o kız için hiçbir şey hissetmiyordum. Sanırım ufak bir mutlu olmuş olabilirim.
"Teşekkür etmemi bekliyorsan bekleme Baran. Çünkü evli bir adamın yapması  gereken neyse onu yaptın." dedim ve kapıyı açıp çıkacakken kolumdan tutup kendine çevirdi. "Peki sen Derya. Sen evli bir kadının yapması gereken şeyleri yapacak mısın?" dedi ve yine ima etmekten geri durmamıştı.

"Merak etme Baran. Beni bir adamın kolundan tutarken göremezsin ama şunu sana söylüyorum ki," dedim ve işaret parmağımı kalbime koydum. "Buraya girmeyen bir adamın koynuna da girmem." dedim ve arabadan indim.

Bu evlilik oyun olmaktan çıkıyordu. Bunu kalbimin derinlerinde hissediyordum. Ona kalbime gir senin karın olurum diyordum ama karşımdaki bir öküzse bunu anlaması biraz yavaş olabilir.

Baran arabanın arkasından poşetleri alarak benimle birlikte binaya girdi ama yukarı çıkmasını istemiyordum. Onu durdurdum ve "Bundan sonrasını ben hallederim  zahmet etme ve bir daha o yüzük parmağından çıkarsa benden de çıkar Baran." dedim. Elindeki poşetleri alıp kattaki asansöre binip dairenin olduğu kata çıktım.

Son lafımı da yüzüne söylediğim için yüzümde aptal bir sırıtış vardı. Anahtarı çantamdan çıkarıp, kapıyı açtım. Odaya geçip poşetleri bıraktım. Düğüne iki gün vardı, değişik hissediyordum. Annemgil evde değildi.  Orhan dayım onları bu şehirde olan bahçeli evinde ağırlamak istemişti gitmeden son bir kere kardeşiyle vakit geçirmek istemişti belki de. Saçlarımı tokadan kurtardım ve üstümdeki kıyafetleri çıkardım. Poşetteki kıyafetlerin etiketlerini çıkarıp makineye atıp çalıştırdım.

Üstüme şortlu takımımı giydim. Evde kimse olmadığı için rahattım. Çantamı açıp telefonumu alacaktım ki telefon çantada değildi sonra gidip bugün giydiğim trençkota baktım ama orada da değildi. Hayır ya hayır hayır arabada düşürmüş olmalıyım. Zilin çalmasıyla kapıya gittim ve hem korkarak hem de merakla "Kim o?" dedim.

Gelen kişi "Kocan." diye cevap verdiği için beklemeden açtım. Telefonumu getirmiş olmalıydı. Baran suratıma bakarken o zaman anladım ki yanlış pijama takımı aklıma bile gelmemişti. Tam karşısındaydım, şortla ve bana bakıyordu. İçeri girdi ve kapıyı kapattı. Hemen üstümü değiştirmeye odaya koşar adım gidecektim ki Baran kolumdan tutup beni kendiyle birlikte odaya çekti.

"Ne yapıyorsun Baran?" dedim ve heyecanlanmadan konuşmaya çalışmıştım. Baran üstüme iyice eğilmeye başlamıştı. "Tekrar söylesene." dedi. "Neyi tekrar söyleyeyim Baran?" diye söylemiştim acı çeken bir sesle.

"Adım Derya. Adım ağzına çok yakışıyor." dedi ve beni öpmek için hamle yapmıştı ki telefonum çaldı. Buna çok sevinmiştim. Baran'ın dikkati dağılmıştı. Elindeki telefonumu alıp kimin aradığına baktım. "Mustafa arıyor açmayacak mısın karıcığım?" dedi imalı bir o kadar kızgın bir sesle. "Tabii ki de açacağım senin de açtığın gibi." dedim ve telefonu alıp yatağa oturdum. Gözleri bacaklarımdan başlayıp saçlarımın her zerresinde geziyordu.

Bu beni biraz utandırsa da yoğun olarak heyecanlandırıyordu. Telefonu açtım ve kulağıma koydum sesi de son ses yaptım  duysun diye. "Efendim?" diyerek onun konuşmasını bekledim. "Alo Derya. Nasılsın?" dedi normal biriyle konuşuyormuş gibi cevap vermemi bekliyordu. "Çok iyiyim Mustafa hayırdır niye aradın?" dedim.

"Yapma Derya. Bize kıyma bak yeminle alkolü bıraktım." dedi ve histerik bir şekilde gülmemi sağladı. "Mustafa sen şaka mısın? Sence ben senden alkol içtiğin için mi yoksa... beni alçakça dostum dediğim kişiyle aldattığın için mi senden ayrıldım?" dedim. "Derya lütfen." dedi.  "Off Mustafa sus tamam mı daha fazla adımı o pis ağzına alma. Bu beni daha çok sinirlendirmene neden oluyor." dedim ve onun suskunluğuna daha fazla dayanamayarak ayağa kalktım. Camın önüne ilerledim ve konuşmaya devam ettim. 

"Mustafa beni dinle. Kalbimi acımadan paramparça ettiniz. Sadece sen değil. Buse de, beni mahvettiniz. Ben sizin yüzünüzden aylarca kendimle savaştım. Bak, biz birbirimize göre değildik. Sadece denedik ve olmadı senin isteklerin benim boyumu hep aştı. Sana bu yüzden kızgın ya da kırgın değilim. Benim kırıldığım ve kızdığım şey benimle ayrılmadan beni hâlâ seviyormuş gibi yapıp bu oyuna devam etmeniz."

Mustafa konuşacakmış gibi oldu ama onun daha fazla konuşmasını istemiyordum. "Bak ben evleneceğim sevdiğim ve beni yarı yolda bırakmayacağına inandığım adamla sende öyle yap yoluna devam et ve rica ediyorum. Beni aklından sil, ben yokmuşum, hayatına hiç girmemişim gibi yap çünkü ben öyle yapacağım." dedim ve yüzüne kapattım.

Telefonu kalbimin üzerine koyup, derin bir nefes aldım. Baran arkamdaydı ona sırtımı dönmüştüm. Ona hissettirmesem de ona güveniyordum ama bu korku hep var olacaktı. Baran kollarını belime sarmış, çenesi de omzumdaydı. Ondan kaçmak istemiyordum. Telefonu yatağa atıp, elimi başına, saçlarının tam üstüne koydum. Dudakları tenime baskı yaparken gözlerimi kapatmıştım. "Sana benden zarar gelmez Derya'm. Sen benden kaçtıkça, bana her ters yaptığında, ben yine sana güllerle geleceğim. Beni sevsen de sevmesen de." dedi ve tekrar omzumdan öptü.

Arkamı yavaşça dönüp ellerimi yanaklarına koydum ne olduğunu anlamaya çalışan Baran hareketlerimi izliyordu. Başımı kendime çekip, yanağına uzun bir öpücük bıraktım.
"Teşekkür ederim. Bana güvenin gözlerimi dolduruyor." dedim ve göğsüne başımı yaslayıp  bende ona sarıldım.


◇◇◇◇◇◇

KALBİM KATRAN KARASI (anlaşmalı evlilik)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu