"Atalaydan alınan ilikle kurtulacak."

Bunu söylerken sanki onu tanıyor da özlüyor gibi söylemişti ne kadar burnumu sokmamam gerekiyorsa da kendimi tutamıyordum.

"O da hastalanmadan önce o şirketin binasında mı kalıyordu?"

Cevap vermesede sormuştum çünkü merak ediyordum.

"Hayır."

Kolundaki saate baktıktan sonra bana döndü.

"Gidelim mi?"

Başımı yukarı aşağı salladım ve  onu takip ederken son kez Atahan'a baktım onun uyanmasını istiyordum çünkü nasıl biri olduğunu merak ediyordum.

"Nerede yaşıyor peki? Annesi kardeşi babası falan mı bir tek Atalay mı orada yaşıyor?"

Asansöre binerken peşi peşine sıraladığım sorularım sonunda yüzümün kızardığını hissedebiliyordum.

"Özür dilerim."

"Önemli değil ama bu sorulara benim cevap vermem ne kadar doğru bilmiyorum."

Asansörden inip hastaneden çıkmıştık.

"Atahan Alparslan Atasoy'a sırt çevireli çok uzun zaman oldu burada yaşamıyorlar."

  Durup arkamızda duran özel hastaneyi gösterdi.

"Bu hastane Baytarlara ait, Doğan Baytar'ın babası Şahan Baytar'a."

Ardından tekrar bana döndü.

"Onlar önceden rakip değil dostular bazı olaylar yaşanınca durum bu hale geldi."

Arabaya kadar yürümüştük demek şuan düşmandılar.

"Atahan'ın Atalay'a ihtiyacı olduğunu öğrendiklerinde buraya yardım istemeye gelmişler ama ne yalan söyleyim şaşırdım Atalay'ın iliğini verecek olmasına."

Sigarasını çıkarıp ağzına koyduğunda onu izliyordum.

"Çünkü Atahan Baytarları ailesine tercih ettiğinde Alparslan Atasoy benim artık tek oğlum var demişti."

Duyduklarıma inanamıyordum demekki Atalay çevresine ne kadar canavarsa kardeşine karşı merhametli olmuştu ona iliğini vererek yaşamasına izin verecekti.

"Tabi bizim bildiğimiz bu kadarı."

Sigarasını çekip yere attığında bu haraketi beklemediğimden korkmuştum.

"İşte geliyorlar."

Bize doğru elen Atalay ve diğerlerini görünce bakışlarımı başka tarafa çevirdim.

"İyi olmana sevindim dostum."

Atalay'ın elini tutup tokalaşan Emre'yi daha sonra diğer çocuğu izlemiştim.

"Size bunu yapan kimmiş?"

Atalay yanındakilerden birine işaret verip tekrar Emreye dönmüştü.

"Daha sonra konuşuruz yalnızken." dedi ve bana baktı. Bu demek oluyordu ki konuşmalarına engel olan kişi bendim.

Yanımızda duran beyaz arabanın kapılarını açtıklarında Atalay hâlâ bana bakıyordu.

"Bin."

Diğer tarafın kapısını açtıklarını görünce yavaş adımlarla o tarafa yürüyüp arabaya bindim.

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now