32.Bölüm

1.4K 108 84
                                    

İki erkek birbirine öldürücü bakışlar atarken, tek temennim bir an önce bu durumdan kurtulmaktı. Yaman Ali'nin kolunu tutum. Bakışları anında bana döndü. "Yaman.. gidelim hadi, uğraşmaya değmez." dedim, bir yandanda bakışlarımı sevimli bir hâl aldırmaya çalışıyordum. En azından onu ikna edecek bir kıvama gelmesi yeterdi.

Azap Kaan'dan bir kahkaha koptu. Onun kahkahası Yaman Ali'nin bakışlarını benden almasına neden oldu. Anında bakışları oraya dönen Yaman Ali, Azap Kaan'a doğru bir adım attığında koluna daha sıkı yapışmıştım.

"Yaman Ali değmez yapma, lütfen."

Ben Yaman Ali'yi ikna etmeye çalıştıkça Azap Kaan onu kışkırtacak daha çok şey yapıyordu.

"Koca Alpoğlu aşiretinin Ali isimli torunun hâline bakın hele, hanımköylü olup çıkmış."

Tiksinerek baktım Azap Kaan'a. Eğer Yaman Ali'yi biraz daha kışkırtımaya devam ederse, Yaman Ali'yi tutacak hiç bir şey yapmayacaktım, yanımdaki öfke bombasının patlamasına izin verecektim.

Yanımdaki adam sabır çekti. Kendini sıktığını kolundaki damarlarının kasılmasından anlamıştım.

Yaman Ali'yi tutmak bahane, damarlı kola yapışmak şahane. Fırsat kaçmaz mantığı.

"Şakayık çiçeği," Yaman Ali kafasını bana çevirmişti. "Kandan veya kavgadan hoşlanmıyorsan kafanı çevir, güzelim." dediğinde daha 'dur' diyemeden Yaman Ali kolunu elimden kurtarıp, Azap Kaan'a yumruğunu geçirmişti.

Tek bir yumrukta, Azap Kaan yere serildi. O yerleri süpürürken, Yaman Ali yere eğilip, Azap Kaan'ın yüzüne bir kaç yumruk daha indirmişti. Bir yandanda bir şeyler söyleniyordu kendi kendine.

"Eski Yaman Ali mi var sandın karşında?"

"Eskisi gibi ezebileceğinizi mi sandınız?"

"Yine kardeşimle mi tehdit edeceksiniz? Denemeye çalışacak mısınız?"

"Hele bir Sudegül'e yaklaşmaya çalışın. Mardin'den cesedinizi çıkarırım."

Yüzü kan gölü olan Azap Kaan'ın yakalarına tutup, kafasını kaldırmıştı. Azap Kaan ondan gözlerini kaçırıyordu. Yaman Ali ise sertçe silkelemişti Azap Kaan'ı.

"Bana bak göten, bozma bana bak!" diye bağırdı.

Azap Kaan, Yaman Ali'ye baktı en nihayetinde. Yaman Ali kafasını hafif eğip, "Eğer bir daha Sudegül'e ve Açılay'ya yaklaşırsanız, öyle bir aptallık yaparsınız. Öldürürüm. Hiç bir şeyi gözüm görmez. Onların kılına dahi zarar gelse sizden bilirim haberiniz olsun. "

Bir anda Azap Kaan'ın yakalarını bıraktı, ve güm diye bir ses duyulmuştu. Yaman Ali ayağa kalktı ve bana döndü. Gömleğinde yer yer küçük kan izleri vardır. Bakışları tedirginlikle bende gezindi.

"Hepsini mi izledin Şakayık çiçeği?" dediğinde sadece kafamı sallamakla yetindim. Onun gözlerinde panik vardı.

"Tiksindin mi?" dedi, sesi çocuk gibi çıkmıştı.

Kafamı iki tarafıma salladım. "Hayır, tiksinmedim. İlk defa kanda kavgada görmüyorum." Gözlerim ellerine kaydı. İşaret parmağımla hafif kaldırıp elini gösterdim. "O elin pansumana ihtiyacı var." dedim.

"Ben yaparım." dedi bir iki adım attıp, benden uzaklaşmaya çalışırken.

Kolundan yaklayıp durmasını sağladım. "Ben yaparım. İki elinde yaralı, beceremezsin şimdi."

Açılay Ahenk AkmanWhere stories live. Discover now