20.Bölüm

2.6K 161 85
                                    

Canım sıkılıyor, canım sıkılıyor, canım sıkılıyor.

İn aşağı o zaman, sırf kahvaltıda yardım lazım olur diye burada durmayı sen seçtin. Yaptığının cezasını çek.

Odamın klimasını sonuna kadar kullanma hakkımı kullanıyorum. Buralara çok sıcak, ve klima önemli bir faktör. Bizim evde klima yoktu. Ablamla odanın camını ve kapısını açıp, cereyan yapmasını sağlıyorduk. Annemde bile bile klima almıyordu, sırf gece video izleyemeyelim diye.

Bahanen bu mu?

Evet. Ben sıcak sevmiyorum, ve götümü devirip, yatmak benim en büyük hakkım.

Kulağıma ilişen kapıma vurulma sesiyle sesimi düzeltip, gözlerimi ovuşturdum sanki yeni uyanmış gibi gözükmek için.

" Efendim." dedim uykulu bir ses tonuyla. Allah'a şükür küçüklüğümden beri rol yapardım, sırf okula gitmemek için.

" Girebilir miyim kızım?" Biyolojik annemin sesiyle, yatağımda doğrulup saçımı başımı düzelttim. İlk günden kapıya konulurduk falan mazallah yani. Onlar bana alışıncaya kadar pasaklı yüzümü saklasam iyi olacaktı.

" Girebilirsiniz." dedim beklememek adına. Kapı yavaş yavaş açıldı, biyolojik annem girişten durduğunda kaşlarımı çattım.

" Lütfen içeri girin, kapının girişinde beklemeye ne lüzum var." dedim hemen. Biyolojik annem tereddüt etsede odaya girmiş ve kapıyı yeni kapatımıştı.

Yavaş ve temkinli adımlarla yanıma gelmişti. Yatağın ucuna oturduğunda "Günaydın güzel kızım." demişti güneş gibi ısıtan gülümsemesiyle.

" Günaydın, kusura bakmayın geç uyandım. Ben yazın geç uyanırım ama bu sizin için bir sıkıntıysa-"

" Önemli değil kızım, inanan bana Arkın abin için şuan uynadığın bu saatler onun akşamdır. Onun gündüzü saat akşam sekizden sonra başlıyor." Yüzündeki gülümsemeseni koruyordu.

" Hâlâ uyumayacaksan aşağı iner misin? Yengen ve yiğenlerin geldi. Onları da görmeni isterim. Tabi istersen."

" İsterim tabi ki." dedim sevinçle. Bebeklere asla ama asla hayır diyemezdim. Hele bir de iki tanelerse.

Hızlıca yataktan kalktım. Önce banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Sonra tekrar odaya girdiğimde dolabı açtım. Akşam eve döndüğümüzde valizimi boşaltmıştım.

Normalde yazları evin içinde de dışında da renkli elbiseler giyerdim ama burası doğu tarafıydı. Belki de gerçek ailemin bu konuda çizgileri vardı. O yüzden elime bebek mavisi tişörtümü aldım.

" Niye tişörtünü aldın kızım?" Biyolojik anneme döndüm hemen, sesiyle. Elimde tişörte sorgular şekilde bakıyordu.

" Kıyafet konusunda rahatsız olursunuz diye ilk günden giymek istemedim. Rahatsız falan olursunuz diye."

Biyolojik annem anında kaşlarını çattı. "Duymamış olayım kızım. Bizim için kılık kıyafet önemli değildir. Biz ailecek insanın dışına değil içine taşıdığı kalbe bakarız. İstediğin gibi giyinebilirsin. Ailede kimse sana bir şey diyemez, kısıtlayamaz. Ha ama olurda dışardan seni yargılayıp, kısıtlamaya çalışırsa o zamanda karşı karşısında bizi bulur. İstediğin yapabilirsin güzelim."

Duyduğum her bir cümle gözlerimin parıltısını artırmıştı. Böyle bir şey beklemiyordum tabiki de biyolojik ailemden. Doğu tarafındalar diye kafamda çok kurmuş, bir sürü ön yargım oluşmuştu ama biyolojik annem ön yargılarımı buldozer gibi yıkıp geçmişti.

Açılay Ahenk AkmanWhere stories live. Discover now