23.Bölüm

2.3K 139 98
                                    

Yarım saat önce

Telefonumu odadan almış, merdivenlerden iniyordumki hızlıca çıkan Yanan Ali'yle, biraz gevşek tuttuğum telefonum merdivenlere düşmüş, kırılmış üstüne bir de kırılmıştı.

"Özür-" Yanan Ali'yi dinlemeden hızlıca aşağı inip, hayat arkadaşımın yanına gittim. Elime alıp, açmaya çalıştım ama olmamıştı. Ekranı içinse insana kendi telefonuna böyle bir şey gelmemesi için dua etmesi için gelen bir kanıt gibiydi.

Yanan Ali aşağı yanıma indiğinde, kafamı kaldırıp, "Katil!" diye bağırdım. Gitmişti benim emektarım, onsuz ne yapacaktım ben?

Bütün fotoğraflar, dedikodu kanıtları, tehdit kayıtları içindeydi. Şimdi hepsi gitmişti.

"İstemeden oldu." dedi Yanan Ali ama bir tarafım ona hiç inanmak istemiyordu. Yalan gibi geliyordu söyledikleri.

"Katilsin sen, nazar ettin benim emektarıma, ben şimdi ne yapacağım? Annemle ablamı nasıl arayacağım? Bunun içinde benim rahmetli babamla olan fotoğraflarım var. Senin yüzünden gitti hepsi."

Benim isyanıma herkes buraya gelmişti. Telefonun bu halini gören Sudegül "Hiii noldu bu telefona?" diyerek yarama tuz basmıştı.

Bu sefer kafamı ona çevirip, "Hepsi katil abinin suçu, geldi benim emektarımın içinden geçti. Elimde ki bütün kanıtları yok etti. Suçlu kendisi, attın bunu nezarete," diye yakındım. Telefonumu gördükçe bütün moralim tekrar tekrar yıkıldı.

Sana Yanan Ali diyorsam benim telefonumu yakmana gerek yoktu. Buradaki delileri senin bile bulamayacağın kadar ciddiydi.

Torbacı çetesinin torbacı olduğunun kanıtlarının gitmesi benimde moralimi bozdu. Bir çeteninki de yoktu yani bir sürü vardı.

"Açılay," Kafamı Sudegül'den biyolojik anneme çevirdim. "Konu telefon ise bizim evde bir sürü telefon var. İstediğin birini kullanabilirsin." dediğinde yüzüne gülümsemek istedim ama konu telefon değildi işte. İçindeki delilerdi.

"Konu telefon değil ki, konu deliler. İstanbul'da ki mini suç çetelerinin liderlerinin yediği nanelerin hepsinin kanıtı vardı burada, ama gitti."

"Ne! Oha çüş! Yuh." dedi Arkın Vural abim art arda. Hemen yanıma gelip diz çökmüştü.

"Bacım, sadece küçükler var değil mi? Büyüklere falan bulaşmadın değil mi?"

Yüzümü ona çevirip, 'ne saçmalıyorsun' der gibi baktım. Gerçekten de ne saçmalıyordu şuan.

"Ne diyorsunuz ya? Büyükler ne alaka?" dedim.

Asaf Ömer yanıma gelip, "Arkın Vural abimin gay barında genellikle büyük çeteler gelir sonra da polis onları yakalayıp, gider." dediğinde gözlerimi büyüterek baktım.

"Oha ama!" dedim şaşkınlığımı belli ederken. "Bunun için mi açtın barı?"

Etrafta derin bir sessizlik sağlanırken, demin geçen konuşmaları unutup tekrar telefonuma odaklandım.

"Tamire götüreyim, madem senin için bu kadar önemli gidip halledeyim." diyen Yanan Ali'ye karşı gözlerimi devirdim.

Telefonumu kucağıma bastım. "Ben sana telefonumu emanet etmem. Buradaki kanıtların üzerine çöküp, kendine süper zeki avukat profili çizeceksin değil mi, yemezler ama."

"O zaman sende gel." dediğinde Yanan Ali abi kesimi hep bir ağızdan hayvansal sesler çıkarmaya başladı.

Yanan Ali, onlara ters ters bakıp, "Bana güvenmiyor musunuz?" dedi sinirle.

Açılay Ahenk AkmanWhere stories live. Discover now