31.Bölüm

1.4K 100 84
                                    

Herkes büyük bir şaşkınlıkla beni izlerken, bense rahat bir tavırla "Damat ve Gelin adaylarını nasıl bilirsiniz?" dedim.

İmamın soracağı soruyu senin sormanda ayrı bir slay'lik. Bu sefer de bu mesleğe mi sarkıyorsun?

Veteriner fakültesi gelmezse buraya yöneleceğim. Benden harika İmam olur değil mi?

Ne demezsin ne demezsin, beyaz elbiseli slay imam diye adın çıkar hatta haberlerde.

Kısa yoldan ünlü olmak. Sevdim ben bunu.

Merakla bana bakan insanlara, "Anlaşılan hiç biriniz tanımıyorsunuz," dedim gülerek. Sonra kendimi toparlayıp, "Bilmiyorsanız bile şimdi bileceksiniz." dedim.

Küçük Ağa, hala kızından ayrılıp, hızlı adımlarla yanıma geliyordu, ki Arkın Vural abim onu tutmuştu. "İn oradan Açılay!" diye bağırdı. Abimi geçme çalıştı ama abim ondan daha güçlüydü.

Mikrofonu yine yaklaştırıp, "Götün yiyorsa gelde indir." dedim.

Ay Açılay Allah aşkına bu şerefsizde azıcık cesaret olsa ablanla halasının kızını aynı anda yürütmezdi.

Halasının kızında da azıcık gurur olsaydı, ablam ve bu pezevenk ilişki yaşadığını bile bile birlikte olmazdı.

Her bir taraftan uğultular yükselmeye başlayınca, "Sevgili Mardin'in zengin aşiretleri sakin olun. Bu kadar çok dedikodu sevdiğinizi bilmiyordum." dedim.

Uğultu bir müddet devam etsede, yavaş yavaş kesilmiş, ve herkes dikkatini bana vermişti.

"Şimdi çok sevgili Mardinliler, bu şerefsiz, kancık, sulak mikrop, bayat virüs iki kadınla da aynı anda çıktı. Halasının kızıyla nişanlandıktan bir hafta sonra benim ablamla sevgili oldu."

Şaşkınlık nidaları havada uçuşuyordu. Agâh bana şaşkınlıkla bakıyordu. Bu gerçeği nereden öğrendiğimi merak ediyordu. O sırada bakışlarım hala kızıyla denk geldi.

Alayla Agâh'a baktı sonra bakışları bana döndü. Gözleriyle sahneyi gösterdiğinde göz kırptım.

Merakla bakan insanlar için mikrofonu tekrar yaklaştırdım kendime. "Şimdi diyeceksiniz ki sen bunları nereden öğrendin kaynağın ne? Merak ettiğinizi biliyorum, ve şimdi onu buraya davet ediyorum."

Agâh'ın hala kızı rahat rahat sahneye geldi. Agâh'ın önünden geçerken saçlarını savurdu. Saçları uzun olduğu için Agâh'ın yüzüne de bir tokat gibi çarpmıştı.

Sahneye çıktığında eline mikrofonu verdim ve yana doğru ondan bir adım uzaklaştım. Eline aldığı mikrofonla, "İyi akşamlar." dedi önce.

"Biliyorum hepiniz çok şaşırdınız, çünkü hepiniz benim Agâh'a tabii Agâh'ın da bana aşık olduğunu düşünüyordunuz. Ama durum asla öyle değildi. Agâh'la aile bağlarımız güçlensin diye evlenmeyi kabul etmiştim ama kendisi bu durumu kabul etmedi. Ve tıpkı Açılay'ın dediği gibi Mardin'den gitti ve bir hafta sonra Açılay'ın ablasıyla çıkmaya başladı. Daha önceden konuşuyorlardı aslında, nişan konusu açılınca, annesiyle kavga etti, istemediğini söyledi. Neden diye sorduk cevap vermedi. Ama kendisi bana gelip, ben başka bir kadına aşığım deseydi, bu durumlara düşmemizi engellerdim."

"Yalan söyleme," diye bağırdı Agah. O sırada Poyraz Sait abim, Agâh'ın ensesine sağlamından bir tokat atmıştı.

"Boşuna itiraz etme Agâh. Buradaki herkes sana değilde, buraya yeni gelen Açılay'a inanır. Boşuna nefesini tüketme."

Açılay Ahenk AkmanWhere stories live. Discover now