"Hyung..."

"Kendimden o kadar soğudum ki.."

Gülüşüm yerini büyük bir çöküntüye bırakırken bakışları yüzümde gezinmişti. Bense dolu gözlerimi ona dikmiştim.

"Jungkook ben... Sevdiğim kadının ailesini öldürdüm."

Gözlerimden akmaya başlayan yaşlara karşı dudaklarımı birbirine bastırmıştım.

"Babasını öldürdüm. Bilmesede, kardeşini öldürdüm ben.."

"Kimse seni bunun için yargılamıyor."

Dediği şeye karşı alayla güldüğümde kaşları çatılmıştı.

"Cora ne kadar sevmesede, babasıydı. Ve ben..."

"Hyung şunu kes, tamam mı?! O adam senin babanı felçli bıraktı. Küçücük kardeşini öldürdü. Ailenizi paramparça etti. Ve sen hâlâ neyden bahsediyorsun?"

Gözümden düşen yaşlar görüntüyü tekrar bulanıklaştırırken gözümün önünde canlanan anlarla hıçkırığım dudaklarım arasından kaçmıştı.

Aklımdan çıkmıyordu. Ne babamın ameliyatı ne de kardeşimi öldürdüğü o an...

"Cora'yı mı düşünüyorsun? Onun şu an bir axısı varsa sensin! Her yerde deli gibi sana ulaşmayı bekliyor kız."

"Daha iyi bir hayat hak ediyor."

Fısıltıma karşı bana dehşet içinde kalmış suratıyla bakmıştı. Öyleydi. Ben hayatla bağını koparmak için an bekleyen adam, o ise hayattaki bağlarımı güçlendirmekle kendini yükümlü kılmış bir kadındı. Ve ben bu kadını kendim gibi biri yüzünden yoramazdım.

"Saçmalıyorsun..."

Başını iki yana sallayarak saçlarını geriye atmış ardından ayaklanarak bana bakmıştı.

"O zaman ben de Yunesa'yı hak etmiyorum! Nasıl olsa beni hayata bağlayacak bir neden değil, öyle değil mi? Olsam ne olur olmasam ne olur mu diyeyim hyung? Bütün hayatı boyunca benimle uğraşacak, ne gerek var değil mi?"

Sessiz kalışıma karşı başını iki yana sallamıştı hızla.

"Cora senin elini tutmadığı sürece... Ne sen toparlarsın ne de o kız normal bir şekilde yaşar."

Oysa tüm hayatı boyunca soğuk nevalenin tekini çekecek, sorun olduğunda 'acaba onlara bir şey yapar mı' korkusu içinde olacak, kendini boş bir amaç uğruna yoracaktı.

Ne gerek vardı ki?

"Hyung... Senin istediğin ölmekse... Bu çoktan olurdu zaten. Sen ölmek istemiyorsun. Sen sana zarar veren şeyi öldürmek istiyorsun. Duygularını, yaşadıklarını..."

Elimi önümdeki şişeye attığımda sinirle nefes verip elimden bir çırpıda almış hızla duvara atıp paramparça olmasını sağlamıştı.

" Acını şu bokla geçiremezsin! Acını dindirecek olan şu soktuğum şişesinde değil, anla şunu artık! "

Yüzümü sıvazladığımda sinirli nefesini duymuştum.

"Sen bu değilsin ya! Evet, kabul ediyorum. Şu yaşıma kadar gördüğüm en boktan hayatlara sahip insanlar arasındasın. Ama bu senin sınavın ulan! Sen ya sen... Bana her şeyi öğreten adam... Anlıyorum biriktin patlıyorsun ama bu kendine zarar vererek bir sonuca varmaz hyung! "

Mantıklı konuşması beni daha da sinir ederken gözümdeki yaşları elimin tersiyle silmiştim.

" Sen değil miydin, 'Birbirinize tutunduğunuz sürece aşamayacağınız engel yok' diyen? Eee! Sen niye dediğinin arkasında durup Cora'nın yanına gitmiyorsun! "

"Ulan kızın babasını öldürdüm, kardeşini öldürdüm! Sen neyden söz ediyorsun Jungkook?!"

Ayaklanarak üzerine doğru gitmemle kaşlarını çatarak başını iki yana salladı.

"Cora için bir şey ifade etmedi. Kız rahatladı. Sen ne sanıyorsun? Acıdan yas tutacağını mı? Öyle bir adam için hemde?"

Sinirle gözlerimi yumduğumda bütün her şey normale dönüyor gibiydi. Zaten yeni içmeye başladığım alkolün etkisi de geçiyordu işte..

"Bırak ya... Sen hiç iyi olmak istememişsin ki. Babasını öldürdüm diye bahane sunuyorsun.."

Yüzünü buruşturarak çekildiğinde gözlerim tekrar dolmuştu. Öyle miydi gerçekten? Kendimi böyle mi kandırıyordum?

"Git ve Cora'dan yardım iste hyung. Öldürmeye çalıştığın o acıyı bir tek Cora yok edebilir. O da sen istemediğin sürece bir halt yapmaya yaramıyor..."

Hızlı adımlarla evin çıkışına ilerlediğinde elim kendimde bağımsız cebime gitmişti. Tıkladığım numara bilgisindeki isim ise kalbimi hızlandırmaya yetmişti. Numaraya tıkladığım an çalan telefon saniyeler içinde açılırken uzun süredir duymadığım sesine karşı huzurla gözlerimi kapattım.

"Yoongi? Neredesin sen? Ne kadar endişelendim haberin var mı?"

Gözümden akan yaş yere düştüğü an derin bir nefes almıştım.

"Günün sonunda beni yargılamazsan eğer, yardım eder misin diye sormuştum ya hani?"

Anlık sesi gelmediğinde kapattığından korksamda çok geçmeden cevap vermişti.

"Evet.."

Bedenimi koltuğa bırakırken gözlerim kapanmadan önce son gücümle fısıldadım.

"Bana yardım eder misin doktor?"

.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Min Yoongi | KS2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin