-10-

75 5 14
                                    


Cora testlerin normal çıkışına karşı iç geçirmiş, fiziki testlerin çıkan sonuçların olduğu dosyayı masaya bırakmıştı. İstediği sonuçları bulamıyordu ve Yoongi en ufak açık dahi vermiyordu. 

"Demiştim."

Hoseok'un konuşmasıyla göz deviren Cora kollarını önünde bağladı.

"Hâlâ fikrim değişmedi."

Ayaklanarak odadan çıktığında Hoseok arkasından göz devirmekle yetinmişti. Bu kadar inatçı oluşundaki nedeni çözemiyordu. 

Cora, Yoongi'nin odasına geldiğinde boş odayla karşılaşması onu şaşkınlığa uğratmış algıladığı gerçeklikle koşarak Hoseok'un yanına geri dönmüştü. Hoseok onun gürültüyle gelişine karşı kaşlarını çattığında Cora'nın endişeli yüzü ayaklanmasını sağlamıştı.

"N'oluyor Cora?"

"Odasında, odasında yok."

Hoseok'un çatık kaşları şaşkınlıkla düzelirken koşarak toplantı odasından çıkmışlardı. Hoseok görevlileri çağırarak onu aramalarını söylediklerinde Cora hızla tuvaletleri aramış, ardından koşarak çatıya çıkmaya başlamıştı. Kapıyı açtığında yüzüne sertçe vuran rüzgarın ardından gördüğü bedenle derin bir nefes vermiş, korkuyla atan kalbi biraz olsun sakinleşmişti. 

Kapı ardından kapanırken kolonların kenarında elleri cebinde duran adama doğru ilerlemişti. Dikkatle yaklaşırken Yoongi'nin yüzündeki alaylı sırıtışı fark etmişti.

"İntihar etmiyorum doktor, temkinli yaklaşmaya gerek yok."

"Kendi kafana göre hareket etmen sinir bozucu."

Yoongi bakışlarını izlediği şehir manzarasından çekmiş ona çevirmişti. Rüzgarın uçuşmasına neden olduğu siyah saçları gözlerini kısmasına neden olurken, kız onun bu hâline karşı yutkunmuştu.

"Bunu diyen kişi sen misin?"

Cora'nın kaşları çatılırken Yoongi başını iki yana sallayarak bakışlarını tekrar trafiğin yoğun olduğu şehre çevirmişti.

"Beni yargılıyorsun."

Cora'nın dediğiyle başını olumlu şekilde sallayan Yoongi, kızın kalbinin ezilmesine neden olmuştu.

"Yargılanacak insanlarsınız çünkü."

"Bunu bilemezsin?"

Yoongi histerik bir şekilde güldüğünde Hoseok onların konuştuğunu ve tehlike olmadığını görerek aramaları durdurmuş, oflayarak yaşadığı sıkıntıyı üzerinden atmak için kahveye sarılmıştı.

"Kalıplara bağlı olan insanların sence de tek bir yargıda buluşacak olmalarını bilmeyecek kadar aptala mı benziyorum?"

Başını iki yana sallayarak kıza dönmüş ona doğru bir adım atıp Seul'e doğru bakmıştı. 

"Senin gibi yüzlercesi, yüz binlercesi... Söylesene doktor, gerçeklerden kaçan insanların sığındığı son liman neresi?"

Başını kıza çevirdiğinde kızda ona bakmıştı. 

"Burası. Tam olarak bulunduğun yer."

Cora sessizleşerek onu izlemeye başladığında Yoongi alayla tebessüm etmişti.

"Dün geceki çocuğa yaşattığınız şey de bu işte."

Yüzünü nefretle buruşturarak anayolda hızla ilerleyen arabalara bakmıştı.

"Zaten yerle bir olmuş birinin çıkış yolunu iki grup insan ve beyaz sayfalardaki hiçbir halta yaramayan yazılı harfler arasında aramasına neden olan sizler; tam olarak verdiğiniz uyuşturucularla onları iyileştirdiğinizi sanan aptalların tekisiniz."

Dudaklarını diliyle ıslatarak ona bakan kızın gözlerine baktığında geçmişi aniden gözünün önünde canlanmış kini, öfkesine harmanlanmış şekilde dudaklarını aralamıştı. 

"Söylesene doktor. İnsanların umutsuz hâllerinde ilk sığındıkları şey ne olur?"

Kızın cevap vermesine kalmadan kaşlarıyla boşluğu işaret etmiş, aşağı bakmıştı.

"İntihar."

Cora'nın kalbi hızla çarpmaya başladığında rüzgardan dolayı uçuşan saçlarını geriye doğru itmişti.

"Çünkü kökten kaçmalarını sağlayacak tek yol bu. Sizde, onlara gerçekleri gösteremeyecek olduğunuz cesaretin; ruhlarına nüfuz etmesi sonucu karşılarına çıkan tek kaçış yolu bu."

Cora iç çekerek bakışlarını kaçırdığında Yoongi ona bakarak gülmüştü.

"Zor değil mi? Umut bekleyen onca insanı kendi kalıbınıza sokmaya çalışmak. Onların zaten tükenmiş olan ruhlarını kendi kalıbınıza hazırlamaya çalışmak. Peki söylesene doktor, karşına ruhundan vazgeçen ve ruhunun ondan vazgeçtiği biri çıktı mı daha önce?"

Cora, onun cevap bekleyen ifadesine karşı başını yavaşça iki yana salladığında Yoongi nefretle gülmüştü. 

"O zaman kendine psikiyatriyim deme. Hiçbiriniz psikolojiden anlayan insanlar değilsiniz."

Yoongi eski pozisyonuna döndüğünde Cora kaşlarını sinirle çatarak ona bakmıştı dolmaya başlayan gözleriyle.

"Madem beni psikolojiden anlayan biri olarak görmüyorsun, sen bu kadar anladığın hâlde neden benim bulunduğum noktada değilsin? Sen psikolojiden bu kadar anlayacak kadar ne yaşadın Yoongi?"

Yoongi duyduklarıyla gülerek ona dönmüş kaşlarını kaldırmıştı. 

"Ne mi yaşadım?"

Kızın üzerine doğru bir adım attığında Cora gerilmişti.

"Şerefsizlerin içerisinde çocuk başıma nefes almayı öğrenmek zorunda kaldım. Ve yine o zaman başkalarına nefes aldırmayı öğretmek zorundaydım. Az önce seni yargıladığımı söylerken, bak bakalım kim kimi yargılıyor?"

Cora onu yanlış anlamasına karşı başını iki yana sallamış dudaklarını aralamıştı ki Yoongi'nin onu aniden belinden kavrayıp kendine yapıştırmasıyla kalakalmıştı. 

"Çok okuyan mı bilir doktor, çok yaşayan mı? Ne sen bana doğru yolu göstermedikten sonra psikolojiden anlarsın ne de ben yaşadıklarıma rağmen gerçeklerden kaçarsam senin gösterdiğin yolu bulurum."

Cora olduğu yere çivilenirken Yoongi ona dikkatle baktı. 

"Kulağa mantıklı geliyor, değil mi doktor?"

Cora başını sallamakla yetindiğinde Yoongi de burnundan gülerek onu bırakmış çatıda kızı öylece bırakmadan önde konuşmuştu.

"O zaman öyle davran."


.

Min Yoongi | KS2Where stories live. Discover now