14

1.2K 100 11
                                    

Yazar'dan

Jungkook, taehyung'un omzundan akan kanın durması için son çare endişeyle etrafa bakınmaya başlamıştı.

Daha 4 dakika bile olmamıştır ki, çıktıkları kapının yanında bir sandalye ve sandalyenin üstünde bir mendil gördüğünde hızla yürüyerek sadalyenin yanına gitmiş, mendili alarak yeniden hızla yürüyerek taehyung'un yanına dönmüştü.

Taehyung'un yanına geri döndüğünde, eliyle omzunu tutarak yüzünü buruşturan bir adet taehyung'la karşılaşmıştı. Yanına gidip boyunun biraz minik olmasından başını kaldırıp taehyung'a baktığında taehyung'a nazaran minik olan elleriyle bir elini taehyung'un elinin üstüne koyup izin ister gibi gözlerini gözlerime diktiğinde taehyung gözlerini açıp kapatmış, izin verdiğini belirtmişti.

Jungkook öbür elindeki mendili alarak taehyung'un elini çekip kendi elindeki mendili taehyung'un omzuna bastırarak, iki elinden destek almıştı bastırmasında.

"Acıyormu?"

"Hayır."

"Peki acımasın. Ama pansuman yapmamız lazım. "

"Gerek yok."

"Gerek var tae... Hem sen nasıl yaralandın ki?"

"Boşver. Anlatmanın önemi yok."

Jungkook; "Tamam. Sen nasıl istersen." dediğinde taehyung, jungkook'un ellerini omzundan çekip kendi sağ elini bastırmıştı beyaz mendilin üstüne. Ardından yürümeye başlamıştılar.

Büyük olanla minik oradan çıktıklarında, minik etrafta kanlar içinde yatan adamları gördüğünde Taehyung'un arkasına saklanıp beyaz gömleğinin eteğini tutmuştu minik elleriyle.

"T-tae-"

"Sakin ol, onlar sana birşey yapamaz durumlarını gözlerinle görüyorsun zaten."

"Hmhm peki." Jungkook taehyung'a nazaran kısa cevap verdiğinde, taehyung gözleriyle etrafta düzgün bir araba arıyordu sadece ama araba yoktu. Kahretsin ormanın girişinde park etmiştiler arabaları - kameraların bittiği yerde -.

Minik; "Tae?" Dediğinde büyük olan ona dönerek sadece 'hm' diye bilmişti.

"Biz buradan nasıl çıkıcaz?"

"Nasıl yani?"

Minik olan; "Yani araba yok nasıl çıkıcaz ki?" Dediğinde büyük yürüyerek jungkook'unda arkasından gelmesi için ona dönerek başıyla işaret vermişti.

"Bilmiyorum mecbur yürümek zorundayız."

"Ama tae omzun kötü halde biliyorsun değilmi? Onun verdiği yorgunluk, acı ve kan kaybından bayıla bilirsin biliyorsun bunu değilmi?"

"Biliyorum. Sorun yok dayana bilirim zaten çokta acımıyor." Dediğinde jungkook taehyung'un arkasından yüzünü şekilde şekile sokarak onun dediğini alaycı tonda tekrarlamıştı.

"Biliyirim. Sirin yık diyini bilirim ziten çikta icimiyor." Taehyung dediklerini alaycı tonda tekrarladiktan sonra kısık bir sesle yeniden konuşmuştu.

"Gıcık yüzünden belli ne kadar açımadığı zaten."

"Birşeymi söyledin?"

"Ha yok. Hiçbir Şey kuşların sesleri galiba" diye minik olan kendini savunduğunda taehyung başını miniği onaylarcasına sallamıştı.

Akşam olmaya başlamıştı artık. Hava kararıyordu yavaş yavaş.

"Tae?"

"Efendim?"

°Mafia kocam | Taekook° ✔Where stories live. Discover now