13

1.6K 94 23
                                    

Yazar'dan

Ama... Ama bu taehyung değildi...

"Patron! Deminden beri size sesleniyorum duymuyor musunuz?" Demişti içeri giren siyah giyimli ve bir o kadarda korkunç gözüken adam.

Sonunda... Sonunda o iğrenç dudaklarını çekmişti miniğin o güzel -ileride sadece taehyung'un evi gibi olacak- süt gibi beyaz olan teninden.

Geri çekildiğinde minik yere düşmüştü. Yine başını dizlerine koyarak sarılmıştı dizlerine. Yeniden bir ihtimal dahi olsa taehyung'un onu bulup kurtarmasını beklemişti. Ama yoktu ki belki bulamamıştı, belki... Belki ona olan kızgınlığından gelmemişti, belkide... Belkide bırakmıştı onu bu korkunç yerde korkunç adamla...

Minik sadece onu istiyordu. Cok pişmandı, hemde çok. Eğer o gece o zarfın içindeki mektubu açıp okumasaydı şuan bu korkunç yerde olmayacaktı. Ve gidince söylediği son cümle... Ah, o kadar pişmandı ki bunları yaptığı için...

"Ne var? Neden beni rahatsız ediyorsunuz?!" Diye bağırmıştı jungkook'un gözünde korkunç ve iğrenç olan adam. Gerçi... zaten öyleydi, korkunç iğrenç...

"Efendim inanın önemli birşey olmasaydı sizi rahatsız etmezdim ama çok önemli" jack'in koruması böyle telaşlı ve oldukça korkmuş sesiyle konuştuğunda, jungkook yavaşca ıslak gözleriyle bakmıştı onlara doğru.

"SİKİK! şu siktiğimin sözünü uzatmada ne söyleyecek sen söyle ve SİKTİR OLUP GİT!" Diye bağırdığında minik, adamın yüksek sesinden korkup olabildiğince dahada sinmişti duvarın dibine.

"E-efendim kim t-taehyung... K-"

"Ne? ne? kim taehyung ne?!"

"Efendim kim taehyung yerimizi bulmuş ve şuanda korumaları deponun bütün etrafını sarmışlar."

"Ne?!... Ama... ama... Bu, b-bu nasıl olur?" Aralarında geçen uzun diyalogdan sonra minik olan uzun süreden sonra ilk defa sevinç gözyaşlarıyla gülümsemiş, tanrıya taehyung'un onu bulduğunu için şükürler ve dualar etmişti.

"Tesadüfe bak sen eceliniz olmaya gelmiştim bende. Böylemi karşılıyorsunuz beni aaa aşk olsun kırıldım açıkcası Jack James." Jungkook, boğuk, sinirli ve birazda alaycı tonda konuşan sesi işittiğinde şokla adamın korumasının arkasındaki kişiye dönmüştü.

"T-taehyung?" Bağırdığı için boğazı acıması yüzünden fısıltı gibi çıkan sesiyle sadece 'taehyung' diye bilmişti.

Taehyung, adamın korumasının kafasına silah dayamıştı. Silahla korumanın kafasına vurduğunda koruma bayılarak yere yığılıp, taehyung'un ayaklarının dibine düşmüştü. 

Korumanın bayılmasıyla, taehyung yan bir şekilde sırıtarak yerde baygın halde yatan adamın elinin üstüne ayağıyla bastığını umursamadan jack'in üstüne yürümeye başlamıştı.

"Sen... Sen, benim olana elini sürmekle büyük bir hata yaptın Jack James." Demişti taehyung adamın üstüne yürüyüp yine yan bir şekilde sırıtarak.

"B-ben kimseyi kaçırmadım ki kendisi geldi bana. Kaçmıştı evden sende gördün bunu öyle değilmi. Be-benim bir suçum yok ki,-"

"KES SESİNİ! PİÇ KURUSU!." diye bağırmıştı taehyung o adama. Taehyung Jack'la konuşurken dışarıdaki korumaları da jack'in korumalarının işlerini bitiriyordu." 

Taehyung; "SİKİK! BABAMI ÖLDÜRDÜĞÜN YETMEZMİŞ GİBİ SEVDİĞİMDEN NE İSTİYORDUN OROSPU! ONUN NE GÜNAHI VAR?!"  Diye bağırdığında jungkook şaşkınlıkla gözlerini açmıştı. 'Sevdiğim'mi demişti daha 1 saniye önce ona? Yoksa... Yoksa omu yanlış anlamıştı. 'Yok, yok bence aşk olarak değilde normal bir arkadaş yada insan olarak seviyordur beni ya. Sonuçta, sonuçta kim daha 3 gündür tanıdığı birisine aşık olur ki değilmi?' diye geçirmişti içinden minik olan.

°My Mafia Husband | Taekook° ✔Where stories live. Discover now