20

878 61 35
                                    

"bence en güzel şeyi kafana mermi yemekle tadarsın ha? Ne dersin? Güzel olmazmı Jack? Eminim jimin'in elinden yediğin tatlıdan daha tatlı olur."

Jungkook...

Yazar'dan

Ah! Tabiikide o kapıyı şiddetle açan jungkook değil, Jessica teyzeydi. Jungkook nerede, diye sorarsanız oda Jessica teyzeyleydi ama  bir türlü kapıyı açamamış, Jessica teyze birden gelip açmıştı kapıyı.

Onlar gelir gelmez sarışın olan, jack'i üstünden iterek onların yanına gitmişti. Jessica jack'in yanına giderek yakasından tutmuş, elindeki silahı kafasına doğrultarak konuşmuştu.

"Nerede?!, nerede onlar?!" Dediğinde Jack endişeli bir şekilde kollarını yukarı kaldırmış, konuşmuştu.

"Ba-bak teyze ben neden bahsettiğini anlamı-"

"Lanet olası! Taehyung'la yoongi diyorum! neredeler?!" Dediğinde jimin sessizce söylenmişti jungkook'a.

"Lan bu bizimkilerin ismini nerden biliyor?"

"Ya hyung sahte ve timsah göz yaşlarını unuttun mu? Yani 'yoongi~' diye yakınmıştın ya."

"Anladım da sen neden bana hakaret mi ettin şimdi? Ben seni böyle mi büyüttüm he?" Dediğinde jungkook gülerek göz devirmişti jimin hyung'una.

"Ya hyung sırasımı şimdi? Taehyung'ları  bulmalıyız." Demişti gayet ciddi bir şekilde, onun aksine jimin sinsi bir şekilde sırıtarak ellerini onun yanaklarına getirmiş sıkarak söylenmişti.

"Oy benim minik kardeşim kocasını mı özle-" tam sözünü tamamlayacağı sırada minik olan gözlerini büyüterek sağ elini sarışın olanının ağzına kapatarak onu susturmuş, söylenmişti.

"Ya hyung ne diyorsun sus'sana! O benim arkadaşım kocam falan değil, hatta arkadaşımda değil." Dediğinde sarışın olan onun elini zorlada olsa ağzından çekerek konuşmuştu.

"Tabii canım öyledir- yani öyle, öyle" diyerek işin içinden kurtulmuş, birlikte Jessica ve jack'a taraf dönerek onları ve olanları seyretmeye başlamıştılar.

"Kes! Bu bahanelerin bana sökmez. Onlar nerede dedim sana?!"

" Teyze ye-yemin ederim ben bir şey yapmadım inan bana-"

"Yalancı! Yalan söylüyor teyze inanmayın!-" diye jimin onun sözünü kestiğinde jungkook'ta onun kolunu tutarak sözünü kesmişti.

"Hyung dur!" Dediğinde jimin sertçe ve sinirle miniğin elinden kurtarmıştı kolunu.

"Çocukluğunda da böyleydin - yalan söylerdin hep, suçunu başkarının üstüne atardın, hile yapardın. Şimdi de çocukluğunda ki halinden farksız değilsin." Demişti orta yaşlı kadın. Jack sırıtarak elini beline atmış ve silahını çıkararak oda silahını kadının silahının önüne doğrultarak konuşmuştu.

"Tıch tıch tıch tıch ne kadarda akıllı bir kadınsın teyzeciğim, gözlerim yaşardı." diyerek kahkaha atmaya başlamıştı.

"Kes sesini-"

"Asıl sen kes sesin Jessica!" diye bağırmıştı bu seferde.

"Bipolar mı bu amk?" demişti jimin sessizce, ciddi olsa... Şaşırırdık zaten değilmi? Minik olan sarışın olan hyung unun kolunu cimcikleyip kaş göz işareti yaparak susmasını söylemişti.

"Benim annem senin yüzünden öldü, sen öldürdün onu-"

"Ben birşey yapmadım! Annen kendisi o uçurumdan düştü. Kahretsin! Sırf ben orada olduğum için baban onu benim öldürdüğümü söyledi sana, bununla yıkadı beynini."

"Benim babam iyi birisiydi, senin... Siz iki karı kocanın aksine iyi birisiydi."dedi Jack bağırarak ağlarken. Ağlıyordu.

"Asıl senin babanın aksine biz iyiydik, iyi birisiydik. Senin baban öldürdü anneni kabullen bunu artık-"

"O KİMSEYİ ÖLDÜRMEDİ!"

"ÖLDÜRDÜ! SENİN KANINDAN CANINDAN OLAN ANNENİ ÖLDÜRDÜ... Gözlerimin içine baka baka öldürdü..." Dedi orta yaşlı kadın sağ gözünden bir damla yaş düşerken.

"Peki... Peki öyle olsun, babamın yıllar önce yaptığını ben tekrarlayacağım o zaman" demişti psikopat gibi sırıtırken.

"Ha-hayır yapma Jack! "

"Liam!" Korumasını çağırmıştı Jack bağırarak çok geçmeden jimin ve jungkook'un arasından iri bedenli siyah kostüm giymiş, birisi omuzlarına çarparak geçmişti. Jimin dayanamayarak kaşlarını çatıp omzunu okşayarak sessizce söylenmişti.

"Yavaş olsana be ayı" dediğinde jungkook dolu gozleriyle konuşmuştu.

"Hyung..."

"Hm? Efendim-"

"Gidelim buradan hyung..." Dediğinde sadece bir yere - jack'in arkasına bakıyordu. Ne var orada derseniz, jimin'in orada ne olduğu fikri yoktu.

"Neden? Daha yoongi'leri kurtaracaktık-"

"Tuzak."

"Ne diyorsun jungkook birşey anlamıyorum"

"Lanet olsun! Deminden beri Jessica teyzenin eliyle jack'in arkasını gösterdiğini görmüyor musun?" Diye sessice ağlayıp söylediğinde jimin jack'in arkasına bakmıştı dikkatle.

Bomba.

"Siktir! Tuzağa düştük!" Demişti endişeli bir şekilde.

"Gi-gidin buradan çocuklar..." demişti Jessica teyze sessizce ağlayıp arkasına dönüp son kez onlara bakarken.

"S-siz? Siz ne olacaksınız?"

"Ben... Ben 4 masum çocuğu kurtararak öleceğim çocuklar..."

4 masum çocuk derken ne demek istemişti ki?

"Hayır bırakmayız sizi e-efendim" diye söylenmişti jimin ağlarken.

"Şhh... Sakin olun çocuklar, şimdi sizin önünüzdeki duvarda gizli ve şifreli bir kapı var."

"Şifreli?"

"Evet şifreli bir kapı jimin, şifre-"

"Ne konuşuyorsunuz siz fısır fısır?" Diye Jack onların konuşmalarının arasına girdiğinde Liam denen o adam Jessica teyzenin kollarından tutarak götürmeye çalışırken, Jessica teyze konuşmuştu sessiz ama iki minik çocuğun duyacağı bir tonda.

"Şifre ve sandık!" Demişti kadını o korkunç odaya alınmadan önce. Duvarın sifresimiydi bomba sandıkları şey?

Bekle, ne? Odamı? Hemde şifresinin yerini bomba bildikleri oda?

Ah! herşey çok karışıktı...

Kestiikkkkk!!!!

Nasilsinizzz??

Nasildii?

Çok kötüydü anlıyorum...

Herşey çok karışıktı gerçektende😪

Beğendiysenizzz şu alttaki ☆' a basmayı unutmayın💝

Bayyy❤️🎀










~Sarildiiiimm(⁠つ⁠≧⁠▽⁠≦⁠)⁠つ










Aysu~



















°My Mafia Husband | Taekook° ✔Where stories live. Discover now