Alt dudağımı dişledim stresle. Evimde ne yapacaktı ki? O öyle aceleye getirtince hemen tamam demiştim de umarım bir boklar çevirmiyordur. Ozan'da bu konuda asla güven veren biri değildi ki endişelenmeyeyim.

Evimde çok değerli birkaç takı dışında bir şey yoktu ki zaten bunun için endişelenmiyordum. Ozan da her bok olsa da hırsızlıkla alakası yoktu. Ona güvendiğim tek konu falan olabilirdi.

"Ne oldu?" Dedi Oğuz değişen ruh halime anlam veremeyerek bakıp.

"Kanka..." dedim ona dönüp. "Akşam gelmesem."

Oğuz duraksadı. "Niye ki?" Bir sebebim olduğundan emindi, yoksa gelmemezlik yapmazdım hiçbir zaman.

"Şimdi benimkiyle konuştum," deyip telefonumu gösterdim. "Evini kullanabilir miyim falan dedi, baya acelesi var gibiydi. Şarjı da yoktu. Ben de kullan dedim ama nedenini öğrenemeden telefonu kapandı, mesajlarım iletilmiyor."

Oğuz kaşlarını çattı. "Senin evinde ne yapabilir ki?"

Dudak büzdüm. "Bilmiyorum. Yatağınla banyonu kullanabilir miyim dedi bir de."

"Yatak ve banyo... çok şüpheli." Dedi Oğuz, kafasından bir dünya fesatlığın geçtiğine emindim.

"Kanka eve kız falan atmaz değil mi?" Diye korka korka konuştuğumda Oğuz gözlerini büyüttü.

"Yok artık! Abartma oğlum, kimse o kadar şerefsiz değildir."

Yüzüne emin olamayarak baktım. "Ya salak arkadaşlarını getirip içerlerse..." Diye başka bir ihtimali dile getirdim.

"Bak o olabilir." Dedi ama yüz ifademi görünce "Olmaz!" Diye düzeltmeye çalıştı durumu. "Kanka yapmaz."

"Dersler bitince direkt eve atayım ben kendimi." Hem o mal anahtarları olmadan eve nasıl girecekti?

Başını salladı. "Aynen, git bak ne bok yiyormuş evinde."

Stresle dudaklarımı kemirirken "Hassiktir ya, keşke izin vermeseydim." Dedim pişmanlıkla. Ozan'a güvenmiyordum, beni üzecek her şeyi yapabilirmiş gibi hissediyordum ki zaten öyleydi de. Kendi evimde iğrenç bir şeye şahit olmak istemiyordum.

Girmem gereken derslere girip sonra son hızla mahalleye döndüm. Hızlı adımlarla apartmana girip ikişer ikişer çıktım merdivenleri. Anahtarlarımı çıkarıp kapıyı açarken Ozan'ın ayakkabılarının kapıda olması beni daha meraklandırıyordu. Neyse ki başka bir ayakkabı yoktu.

Eve girip elimdekileri yere bıraktım.  Kapıyı örterek ilk salona baktım, boştu. Kendi odama ilerledim ve kapısı kapalı kapıya belki biraz korkarak baktım.

Soğuk kapı kolunu kavrayıp yavaşça aşağı indirdim. Gözlerim anında Ozan'ı bulunca çatılan kaşlarım düzeldi.

Benim yatağımda uyuyordu?

Yavaşça yanına adımladım. Üstü çıplak iken, altında benim eşofmanlarımdan biri vardı. Duş almış olmalı ki saçları nemliydi.

Yastıklardan birine sarılmıştı.

Komodinin kenarındaki kağıdı fark etmemle ona bakmayı kesip kağıdı aldım elime.

Eşofmanlardan birini giydim, helal et. Benimkiler kirliydi, yatağın kirlenmesin dedim.

Dudaklarım kıvrıldı. Onun huzurlu ifadesine gülümseyerek bakıp yanına yanaştım. Üstüne çektiği yorganı hafifçe açıp boynuna baktım. Neyseki birinin üstünden kalkıp da gelmemişti buraya.

Kenardaki giysilerini görünce oraya adımladım. Elime aldığımda yer yer araba yağı olduğunu gördüm. Burnuma ince bir yağ kokusu da geliyordu zaten.

Doğru ya, Ozan bugün abisinin ona ayarladığı işe gidecekti. Şimdi de oradan gelmiş olmalıydı.

Biraz olduğum yerde onu izledim. O kadar rahat gözüküyordu ki dayanamayıp ben de kendime bir eşofman çıkarttım dolabımdan. Altımdaki kargo pantolonu çıkarıp onu giydim. Üzerimdekini de siyah bir tişörtle değiştirip yatağın etrafından dolandım.

Üzerimde lunaparka gidecek bir çocuğun heyecanı vardı.

Beyaz yorganı kaldırıp ben de altına girdim. Rahatsız olmasın diye ona çok yanaşmadım ama aramızda çok mesafe yoktu. Zaten Ozan aldatılan adamlar gibi yastığa sarıldığı için aramızda bir yastık vardı!

Ozan duş aldığından şimdi parfümünün kokusu gelmiyordu burnuma. Çok yakın olmadığımız için teninin kokusunu da alamıyordum.

Dudaklarımı birbirine bastırırken hafifçe yerimde yükseldim. Boynuna uzandım ve onu uyandırmamaya dikkat ederek boynuna yaklaştım. Burnumun ucu tenine değerken derin bir nefes çektim. Gözlerim kendiliğinden kapanırken güzel ve hafif kokusunu almıştım en sonunda.

Ağır değildi kullandığı parfümlerin aksine. Rahatlatıcı, dikkat çekmeyen bir kokuydu.

Sikeyim o kadar güzeldi ki.

Gözlerimi aralamadan dişlerimi sıktım. "Deli ettin beni amına koyduğum..." diye sinirle mırıldandım. Geri çekilip az öncekinden daha az bir mesafe bırakarak uzandım.

Uyuyan yüzünü izledim biraz.

Uyurken ne kadar masum görünüyordu halbuki. İmayla bakan gözleri kapalıydı, kusursuz kirpikleri bu halde daha çok dikkat çekiyordu. Genelde pis pis sırıtan veya boş boş konuşan ağzı kapalıydı, dudakları fazla düz bir hal aldığı için onu olduğundan farklı gösteriyordu.

Alt dudağımı dişledim. Gerçekten çok sevimliydi puşt.

Onu izlerken birden bastıran uykum yüzünden gözlerim kapanmış, Ozan'ın yanında uyuyakalmıştım...

Akın

Akın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SEVERSİN -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin