Bölüm 12🤎

235 19 4
                                    

Selamlarrr

Sizleri öpüyorummmmm

12.03.24'

Bölüm şarkısı: Seksendört-Anlayamazsın

_____________________________________

Sokakta, gecenin bir yarısı tek başımaydım. Karanlığı oldum olası severdim. Abime gösterilen mutluluğun bana yansıyan tarafıydı karanlık.

Abim... Mükemmel çocuk Uras... Saygılı, efendi, ciddi ilişkisi olan, aile şirketinin başında olan çocuk.

Örnek evlat... Ya ben...

Utanç kaynağı, yüz karası... Kimseydim ben.

Öyle çok kimseydim ki, basında bile adım geçmezdi, öyle çok kimseydim ki ben, soyadım bile yoktu.

Korel Aras Han...

Ben sadece Korel Aras'tım...

Telefonumu çıkarıp babamı aramak istedim, bağırmak belki de içimdeki acıyı ona göstermek... Fakat bunun yerine beni sevdiğini hep gösteren, seven abimi aradım. Gecenin bir yarısıydı fakat bunu önemsemeden aradım onu.

Bir süre sonra açılmıştı telefon. "Aslanım?" dediğini duygun abimin. Ağlamak istedim fakat bunun yerine "biliyor muydun?" dedim. Sesim titrememişti fakat ağlarım sanıyordum. "Neyi?" dedi, sesi uykuluydu. Onu uyandırmıştım fakat bunu sorun etmedim "senin kardeşin olmadığımı biliyor muydun?" dedim. Hâlâ yürüyordum, nereye gidiyordum bilmiyordum üstelik. "Korel, ne saçmalıyorsun sen? Terapilerini atlamadığını biliyorum. Bir şey mi oldu oğlum?" dediğinde güldüm. Ben zaten sadece abime gülerdim...
"Abi" dediğimde"abim?" demişti. "Senin kardeşin değilmişim " dedim. Bunu, kabul etmişim gibi çıkıyordu sesim. "Ne demek bu Korel?" dediğinde omuz silktim. "Neslihan hanım söyledi abi, onun oğlu ölmüş, sen üzülme diye almış beni" dediğimde olayın saçmalığı karşısında kahkaha atmıştım. "Korel, nerdesin?" dedi abim. Çocuk gibi oluyordum onun yanında. "Bilmiyorum" dediğimde yürümeyi bırakmıştım. "Birtanem, şimdi sakince bana konumunu gönder ve bekle" dediğinde başımı salladım. Ona konumu gönderdiğimde "ben sana araba göndereceğim. Ve sabah yanındayım" demişti.

Telefonu kapattığında ben kendimi kaldırıma bırakmıştım. Saate baktım, gece yarısına geliyordu fakat önemsemeden mesaj sayfasına girip Nilende'ye baktım. Çevrimiçi görünüyordu.
Tereddüt etmeden arama kısmına dokundum. Kalbim hızla çarpıyordu.

"Alo?" dedi. Sesi kalbimi eritiyor gibiydi. Yutkundum "merhaba" dediğimde derin bir nefes verdiğini duydum. "Bir sorun yok değil mi?" demişti. Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım. Ağzımdan çıkan buharlar havaya karışıyordu. "Hayır, sadece seni aramak istedim" dediğimde içimden yalan olduğunu anlasın istiyordum.

"Korel, doğruyu söyle" dediğinde gözlerimi kapattım. "Bazı şeylerle baş edemiyorum" diyebildim. "Nerdesin?" dediğinde sesindeki endişe ağlamaya başlamam için yetmişti. "Nerdesin ne olur söyle" dediğinde gülümsedim... Ruh hastası olmuştum iyice, gülerken ağlıyordum.
"Bilmiyorum ki, sanırım lojmana yakınım" dediğimde "süper, hemen buraya geliyorsun. Seni aşağıda bekliyorum" demişti.
Böyle bir şey yapar mıydım?
"Hayır, gerek yok" dediğimde "gerek olup olmadığını sormadım balım, buraya geleceğini söyledim" dediğinde yaptığı tatlı emirvakiye sadece güldüm. "Hadi, aşağıya iniyorum ve sakın telefonu kapatma" dediğinde usulca kalkıp valizimi yerden aldım.

Bir süre yürüdüm, o bana bugün benden sonra yaptığı her şeyi anlattı, içtiği sudan yediği yemeğe kadar...
En sonunda onu bıraktığım lojman görüş açıma girdiğinde"vardım " dedim sakince. "Tamam balım, askerlerin yanına git ve kimliğini ver. Geliyorum " demişti. Telefonu yine kapatmadan dediğini yaptım.

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin