Bölüm 11🤎

203 15 11
                                    

Selamlarrrr nabersinizzzzz🤧

03.03.24'

Bölüm şarkısı: Senin Gibisini Bulamam- Rıfat Hasanlı

Öptümmmm💙

____________________________________

Böylesini hayal etmemiştim. Hep yalnız kalacağımı düşünürdüm çünkü ben Atlas'ı severken bile kendim ile düşünemezdim. Onun yanında hep farklı kızlar olurdu, esmer, sarışın, kızıl, uzun ya da kısa... Ama ben hiç olmazdım; hayallerimde bile.
Ben hep onu bir adım öteden izleyen sevgisiz kızdım.

Şimdi ise yanımda bir çocuk yürüyordu, boyu benden hayli uzundu ve yan profilden yüzüne özensiz dağılan çilleri belli oluyordu.

Derin bir iç çektim, dershaneye birlikte gitmeye karar verdiğimiz için abimi haberdar etmem gerekmişti.
"Dersler umarım çok sıkıcı geçmez" dedim konuşmak için. "Benim için geçmez ama umarım senin için de öyle olur" dediğinde "sen seviyor musun ki dersi?" dediğimde omuz silkti. Sonra ardından "ben un kurabiyesi yemeyi çok seviyorum" dediğinde "ben o kadar sevmiyorum ya boğulacak gibi hissediyorum. Ama çok güzel yaparım" dediğimde güldü. "Yanında su içmeyi dene" dediğinde "su yerine kahveyi tercih ederim" demiştim. Ardından bana bakıp "bana un kurabiyesi yapar mısın?" dediğinde yutkundum. Boku yedim sanırım çünkü kurabiye yapmayı bilmiyordum. Sırf seviyorum dediği için çok güzel yaptığımı söylemiştim, cevap vermedim o da beklemedi zaten."Kaç kardeşin var?" dediğimde "abim var bir tane" demişti ve sonra hemen "senin?" dediğinde "iki abim var benim de" demiştim. Her ne kadar Mirhat abim beni kardeşi olarak görmese bile o benim abimdi...

"Ne güzel, aranız iyi değil mi?" dediğinde başımı salladım. Agâh abim ile iyiydi.
Dershaneye varana kadar onunla yerdeki taştan bile konuşmuştuk. Aslında genelde ben konuşmuştum o dinlemişti.
Dershaneye vardığımızda ise direkt müdürün odasına girmiştik. Bizi derslikleri yönlendirdiğinde vakit kaybetmeden kendimize bir sıra bulmuştuk.

Pencere kenarında, üçüncü sıraydı.
Onunla yan yana oturuyorduk.

Çok geçmeden sınıfa giren hoca ile çantadan bir defter çıkardım. Korel bunu yapmak yerine yüzü bana bakacak şekilde başını sıraya koydu. Kaşlarımı çattım "kalksana" dediğimde güldü. O gülünce daha  çok çatılan kaşlarım ile "ders dinlemeye geldik Korel" dedim fısıltı ile. "Yoo" dediğinde gözlerimi kısıp ona baktım "ne demek yoo?" dediğimde "yok demek işte" demişti. Ağzım hayret ile açılırken tam laf sayacaktım ki hoca "siz ikiniz dersi kaynatmak için mi kaydoldunuz" demişti. Genç bir hocaydı.
Korel umursamadan başını bile kaldırmadan gülmüştü. Ben utançla "arkadaşım biraz hasta da, o yüzden onunla konuşuyordum" demiştim. Korel'in kısık gülüşünü sadece ben ve ön sıradaki çocuk duymuştu. "Adın ne senin?" demişti hoca "Nilende" dediğimde duvar kenarından bir kızın "o ne öyle be?" dediğini duymuştum. Korel başını sıradan kaldırdığında kız gülüyordu. Hoca boğazını temizledi, "yeni öğrenci -" diyemeden Korel kızın olduğu tarafa bakarak "hayırdır?" demişti.

Pardon?

Nerde bu İstanbul beyefendisi?

"Anlamadım?" dedi kız gülüşünü durdurup. "Çok komik geldi" dedi omuz silkip. Korel kızı baştan aşağı süzdü, kız bundan rahatsız olmuştu. Omuzuna dokundum fakat o bana bakmadı. "üstelik, yüzündeki çiller çok fazla kötü görünüyor. Nil yerinde olsam kapatırım" dediğinde Korel güldü "onun yerinde olmayı anca hayal edebilirsin. Benden de bir tavsiye, yüzündeki boyayı çıkarıp gel" dediğinde şu an ilk okul bir gibi hissetmiştim.
"Yeter!" dedi hoca bağırarak "bu ne saygısızlık, çıkın dersimden!" dediğinde Korel umursamadan ikimizin çantasını almıştı. Ben hâlâ hocaya bakarken o "hadi güzelim?" dediğinde başımı salladım. Sıradan kalkıp Korel'i takip ettiğimde hoca "bir daha sizi Dersim'de görmek istemiyorum! Saygısızlar" demişti. Gözlerim hızlıca dolarken Korel arkasını dönüp hocaya baktı, "dersinize girmek isteyen yok. Biz saygısızsak siz de ayrımcısınız. Şu boya küpüne düşmüş kız niye atılmıyor dersten?" dediğinde onu bu kadar çok konuşturan neydi?

Sev Beni Where stories live. Discover now