27

867 54 7
                                    

"Ben
Korkusundan Çin Seddi yaptırılan Mete Han'ın,
Avrupa'ya aman dileten Attila'nın,
50.000 kişilik orduyla 200.000 kişilik Bizans ordusunu yok eden Alparslan'ın,
2.000 kişiyle 500.000 kişilik Haçlı ordusunu Hatay'a kadar kovalayan Kılıç Arslan'ın,
40 çeriyle binlerce kişilik Çin sarayını basan Kürşad'ın,
Gemileri karadan yürütüp çağ kapatıp, çağ açan Fatih'in
Torunuyum...."

*****

Duyduğumuz silah sesiyle herkes silahını eline aldı. "Noluyor amına koyayım ya." Hala ateş açılıyordu üstümüze. "Küfür etme Aybüke." Diyen Bilgeyle şaşırdım. Bunu sonra konuşacaktım. Şuan daha mühim konularımız vardı. "Mert direksiyona geç aslanım." Mert, Bilge'nin sesiyle hemen şoförü yolcu koltuğuna alıp kendi geçti direksiyona. "Camları açın ve lastiklerine sıkın. Atlatalım yeter."

"Ne demek atlatalım yeter komutanım öldürelim gitsin." Niye bırakıyoruz ya. "Aybüke beni dinle ne dediysem o."

"Emredersiniz Komutanım." Hiç istemiyorum bu pislikleri bırakmayı ama emir işte.

On dakikadır onlar sıkıyor biz sıkıyorduk. Bizim araç kurşun geçirmez olduğu için onlara göre daha rahattık.

Elimdeki silahla kafamı çıkarıp bir kurşun daha sıktım. Tam on ikiden vurdum herifi. Öldürme demişti canım komutanım ama elimden kaydı insanlık hali işte. Tam kaç kişiydiler bilmiyorum ama biri eksilmişti. Lastiğe sıkılan kurşunlardan bir şekilde sıyrılıyorlardı pezevenkler. Tek tek öldürecektim ne yapayım. Bir kurşun daha ve bir leş daha. "Ben sana ne dedim Aybüke öldürme demedim mi?"

"Dediniz komutanım da elimden kaydı, yanlışlıkla oldu, istemeden yani." Aynen aynen diyen bakışını attı ve önüne döndü.

"Ah!" Diye bir ses duydum. "Kim vuruldu."

"Ben komutanım." Diye cevapladı Emre, Bilgeyi. "Nasılsın lan?" Hem konuşuyor hemde silah sıkıyordum.

"İyiyim komutanım sıyırdı sadece." Umarım sadece sıyırmıştır. "Geç kenara kanı durdurmaya çalış."

"İyiyim komutanım atlatalım da şunu önce sonra bakarım."

"Lan dinle işte komutanı geç bak koluna."

"Emredersiniz komutanım." Diyip koluna bakmak için çekildi. Bir kurşun daha ve öldü. "Bittiler." Bunu söylerken gülümsüyordum. "Sonunda valla komutanım." Rahat bir nefes verip yerime oturdum.

Kafamı yana çevirip Hakan pisliğine baktım bu sese hala nasıl uyanmadı merak ettim doğrusu. "Nasıl kolun Emre?"

"İyi komutanım."

"Hakkari'ye dönünce hastaneye gidiyorsun ve tedavi oluyorsun itiraz istemiyorum."

"Emredersiniz komutanım." Bilge'nin emrine uymak zorundaydı. Uymazsa benim onu sürükleyerek götüreceğimi de düşünmüştür umarım.

"Mert şoför iyi mi?" Diye sordu Bilge sonuçta adam sivildi canına bir zarar gelmesini istemezdik. "İyi komutanım."

"Tamam direksiyonu devret gel buraya." Mert direksiyonu şoföre verip arkaya geldi. "Umay iyi misin güzelim?"

"İyiyim Mert sende iyisin dimi."

"İyiyim iyiyim." Mert'in cevabıyla Umay rahatladı. Sonra ise birbirlerine sarıldılar. "Herkes dinlensin zaten bir saat kadar yolumuz kaldı." Hepimiz Bilgeyi onayladık.

ASENA VE BOZKURTTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang