26

864 48 3
                                    

"Ben Türk'üm.
Cesareti Mete Han'dan
İntikamı Attila'dan
Destanı Bilge Kağan'dan
Gücü Alp Er Tunga'dan
Umudu Kürşad'dan
İnancı Alparslan'dan
Kararlılığı Fatih Sultan Mehmed'den
Mücadeleyi Mustafa Kemal'den
Öğrendim, Bildim..."

****

Hakan denen herif salona şimdi girmişti. Geri kalan iş artık bendeydi. İçeri girdiği andan itibaren herkes alkışlamaya başlamıştı. Direkt onun için hazırlanan kürsüye ilerledi. Kürsüye çıkıp birde konuşma yapacaktı pislik herif.

Kürsüye çıktığında eline mikrofonu aldı ve konuşmaya başladı. "Hanımlar ve Beyler öncelikle hepiniz hoş geldiniz." Yine bir alkış tufanı halbuki pislik herif hoş geldiniz dedi evet evet hoş gelmiştik. "Bu gece burada beni ve küçük çocukları yalnız bırakmadığınız için sizlere teşekkür ederim." Çocukları karıştırma pezevenk. "Biliyorsunuz bu gece yapılan bağışlarla yeni bir yetiştirme yurdu, okul, çocuklara kıyafet ve daha bir çok şey yapılacak. Bunun için bir kez daha teşekkür ederim. Bu çocuklar için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz umarım yararlı olabiliyoruzdur. Onlar bizim geleceğimiz, ailelerinin emanetleri." Aileleri hayatta olsaydı senin gibi bir pisliğe çocuklarını emanet etmezdi haysiyetsiz köpek. "Hepinize tekrar teşekkür ederim, hoş geldiniz iyi ki geldiniz." Cümlesini bitirir bitirmez insanlar yeniden alkışlamaya başladı. Hakan iti kürsüden inene kadar alkışladılar.

Kürsüden inip bir masaya geçti. Birileriyle konuştu. Ben ise sıranın bana gelmesini bekliyordum. Niye yorulayım ki o benim ayağıma gelsin zaten her masayı geziyordu.

On beş dakika geçmişti ve sonunda adımlarını bana yönlendirmişti. Masanın önüne geldiğinde elini uzattı. "Hanımefendi hoş geldiniz."

"Çok hoş buldum Hakan Bey." Midem bulanıyordu ona bey derken bile. "İsminizi ögrenebilir miyiz güzel hanımefendi." Elimi ona uzattığımda tutup dudaklarına götürdü.

"Rosalie, Rosalie Martin." Büyük bir şoka uğramıştı ismimi duyunca. "Davetiye göndermiştim ama geleceğinizi düşünmemiştim. Kimseye yüzünüzü göstermiyordunuz."

"Konu çocuklar olduğu için kayıtsız kalamadım Hakan bey."

"Hoş geldiniz tekrar. Eğer bir sakıncası yoksa size eşlik edebilir miyim?" Nasıl kibar biri gibi ama. "Tabiki eşlik edebilirsiniz."

Yarım saattir aralıksız ondan bundan konuşuyorduk. Arada gözleri dekolteme daha doğrusu dekoltemin açıkta bıraktığı göğüslerime kayıyordu. Erkek değil mi aklı fikri sekste. Kolay bir plan demiştim. "Bu arada söylemeden daha fazla durmayacağım çok güzelsin Rosalie."

"Teşekkür ederim sende çok yakışıklısın Hakan." Midem, biraz daha böyle devam edersem kusucam. "Bir şeyler daha içer miyiz?" Diye sordum. "Burada değilde baş başa olacağımız bir yerde içsek sana uyar mı?" Uymaz olur mu ya. "Uyar ama nerede olacağız?"

"Otelde kendime ayırttığım odam var orada oluruz." Pezevenk herif. Yapmacık şekilde gülümsemekten yüz kaslarım ağrıyordu artık. "Tamam, gidelim o halde." Eliyle önden gitmem için yol verdi. Çantamı almak için arkamı döndüğümde Bilge'nin elalarıyla denk geldim. Elalarından alev çıkıyordu. Ona daha fazla bakmayıp çantamı alıp salondan dışarı çıktım.

Hakanla yan yana ilerliyorduk. Bilge ve Mert arkamdan geliyordu. Odanın olduğu katı boşaltacaklardı. Ben odaya girdikten sonra ise işaret verdiğimde odaya gireceklerdi. Umay şuan çevreyi kontrol edip onları yönlendiriyor olmalıydı. Emre ise garibim hala yukarıda şarkı söylüyordu. Yaklaşık sekiz dakika sonra Burak'ın yanına inecekti. Burak arabayı hazırlamaya başlamıştır bile. Arka kapıdan çıkacaktık. Ve direkt Hakkari'ye dönecektik.

ASENA VE BOZKURTWhere stories live. Discover now