28: Yalnız Kurt

32 6 114
                                    

1 k okunmuş çok sağolun <3
























Dikkat!

Bu bölümü okurken lütfen bana hakaret etme planlarınız varsa fazla küfür etmeyin.

°°°

Ace, İzana ile geçirdiği saatlerden sonra eve gitmeden önce bir pastane gördü. Birkaç tatlı aldı ve o sırada karnının guruldadığını duydu. Ne çabuk acıkmıştı? Eliyle karnını ovuşturarak daha yeni peyoung yakisoba satan bir yer görmüştü. James'in sırf ona bıraktığı mirasın yanında hiç kalan bir miktarı kullanmaktan çekinmeyecekti.

Sipariş ettiği peyoung yakisobayı gömerken kendini düşünmekten alıkoyan bir şey olmadığını fark etmişti.

Yağan yağmuru umursamadan dışarı çıkan iki kardeşten büyük olan söyleniyordu.

"Çok soğuk Keisuke. Üşüteceksin."

Küçük kardeş muzip bir gülümsemeyle baktı büyüğüne. Ben üşütmem. Ayrıca sen üşütmez misin? Nesin sen süper kahraman falan mı?"

Büyük olan elini kardeşinin kafasına koyup yumuşak saçlarını karıştırdı. "Hey Keisuke, saçını uzatmaya ne dersin?"

Küçük olan düşünüyormuş gibi yaptı. Dil çıkardı ve konuştu. "Belki, buna karşılık beni Amerika'ya götürebilirsin?"

Büyük olan bu isteğe güldü. "Ah tabii. 17'ne bastığın zaman gideriz."

"Güzel. Uzatma çalışmalarına başlıyoruz o zaman."

İkili yol boyu laklak etmişti. Aldıkları yakisobaya tuhafça bakan büyük kardeşe şokla baktı küçük.

"Bekle bekle! Sen daha önce yakisoba yemedin mi?"

Büyüğünün hayır anlamında salladığı kafasına hayretle bakıyordu küçük kardeş.

'Tamam ilkin benimle o zaman."

Eve vardıklarında ise Bayan Baji onlara kızmıştı. Küçük kardeş üşütmüş ve büyük olan da dalga geçmişti.

Bayan Baji'nin ne kadar endişelenmiş olduğunu tahmin ediyordu. Ya da Fuyoka'nın. Parayı ödeyip çantasını sırtlandı ve evine doğru yola koyuldu.

Herkesi habersiz bırakması biraz fazla umursamazca olmuştu. Bu

Doğru... o artık bir kraldı yani İzana her şeyinden önemli değildi. Böyle düşünmese emrindeki binlerce kişiyi ve çevresini hayal kırıklığına uğratırdı. Sakin bir şekilde evine gitmesi onu fazla düşünceli bir yapıya sokmuştu. Paranoyak gibi hissediyordu. Sanki tüm esinti yüzüne vuruyordu. Titredi.

Dairenin kapısının aralıklı olduğunu gördü. Aklından binbir türlü düşünce geçmişti. Aralıklı kapıyı sonuna kadar açtı, yavaş adımlarla içeri girdi.

"Hissedebiliyorsun öyle değil mi?" dedi Shinichiro. 

"Ölümün kapının eşiğinden hepimize göz koyduğunu. Tenine değen soğuk esintilerde sana fısıldayacaktır. Uzaklaşman en iyisi. Burada kalırsan etkileneceksin."

Shinichiro'nun sakin ve umut verici sesi onu huzura erdirememişti bu sefer. Hissediyordu.. Kötü şeylerin varlığını  en son neredeyse öleceği o gün hissetmişti. Belki de son değildi. Başlangıç da olamazdı. Annesinin öldüğü gün, İzana'dan ayrıldığı gün, Shinichiro'nun öldüğü gün, James ve Linda'nın cenaze haberi, Keisuke'nin sebepsiz ölümü.. ve Bayan Baji'nin yerde kan gölünün içinde hafif tebessüm eden yüzü?

ı don't fucking care / tokyo revengersWhere stories live. Discover now