18: Fazla Dindar

36 5 34
                                    

"Ace-san, sizi Birinci Bölüğün yeni lideriyle tanıştırayım." dedi Chifuyu. Keisuke olayından sonra daha da saygılıydı. Ace uykuluydu uzun zamandır. Uyuyamıyordu. Belki de verdiği kayıp yüzündendi. Göz altı torbaları ben burdayım diyordu adeta.

Keisuke'yi özlemişti.

"Hanagaki Takemichi, Birinci Bölüğe layık olac-"

Mitsuo Ace'in hemen dibindeydi. Fazla anlamasa da bu gün çevirmen olarak o vardı Ace'in yanında. "Kes tıraşı. Ace-san, bununla ilgilenmiyor Hanagaki."

Ace göz devirdi Mitsuo'ya. Suratında gülümseme oluşmuyor olsa da elini uzattı. "Memnun oldum demek istiyor. Bir daha bu işi Japonya'dayken üstlenmeyeceğim." diye mırıldandı Mitsuo. Amerika'da zaten mafya oldukları için tehditkâr şekilde çevirebiliyordu. Ama burada sadece serseri gibi takılan insanlardı. O yüzden düzgünce söylemesi gerekiyordu.

Chifuyu Mitsuo'ya rahatsız edici bir şekilde baktı. Mitsuo pek de hayallerindeki gibi çıkmamıştı. "Ace-san, sizinle tekken konuşmamız gerek."

Mitsuo kaşlarını çattı. "Bundan bir anlam çıkartmalı mıyım Matsuno?"

Ace elini Mitsuo'nun omzuna koydu. Mitsuo anladığını belirtti ve duyamayacağı uzaklığa gitti.

Takemichi içinde tuttuğu nefesi bıraktı. Yine de gergindi. Daha yeni kardeşini kaybetmiş biri vardı karşısında.

"Ben gelecekten geliyorum." dedi Takemichi sakince. Ama tepkiden fazlasıyla korkuyordu. Ve evet, dün Chifuyu ile gerçekleştirdiği konuşmayı tekrar anlattı her detaya değinerek.

"Bana inanıyor musunuz?"

Ace anlatılanlara karşın Chifuyu'nun gözlerinin içine bakıyordu. Kafasını salladı. Bunu gören Takemichi sevinmişti.

"Peki bana yardımcı olur musunuz?" Ace herhangi bir işaret yapmadı. Chifuyu'nun kendisine duyduğu saygıyı en iyi o biliyordu ve bu yalan yanlış bir şey olsa Chifuyu Ace'in vaktini almazdı. Yine de akıl almaz bir şeydi zaman yolculuğu.

Takemichi tam hayal kırıklığı içinde başını eğecekken Ace başını salladı. Güçlü bir müfettik kazanmıştı öyle değil mi?

Ace elini ceketin cebinden çıkardı ve Takemichi'ye uzattı. Takemichi Ace'in elini sıktı.

Ace Mitsuo'nun yanına gittiği sırada Takemichi sorguluyordu aslında bu durumu. Madem Ace Toman'ın fazlasıyla yakınıydı, neden gelecekteki masada yoktu? Bahsetmişlerdi ondan hatta.

'Wolf-san gelmeyecek mi?' Kabadayı görünümlü biri sormuştu bunu.

'O meşgul biri Black Dragons piçi.'

'Diyene bak Matsuno. Sırf onunla eskiden tanışıyorsun diye götün fazla kalktık.'

'Bu dediklerinden kıskandığını çıkarıyorum İnui.'

'Chifuyu haklı Ace fazlasıyla meşgul bize katılamayacak maalesef.'

'Tıpkı üç senedir olduğu gibi...' diye mırıldandı Chifuyu.

'Dediğim gibi Amerika işleri karışmış. Onun yerini bildiğinizi sanıyordum.'

Bunu diyenin Kisaki olması Takemichi'yi merak içinde bırakıyordu. Ace kardeşini Kisaki yüzünden kaybetmişken Kisaki ile yakın değildir diye düşünse de emin olamıyordu. Onu tanımıyordu sonuçta.

Ace ve Mitsuo yanlarına tekrar geldiğinde Chifuyu gülümsedi. "Yardım edeceğin için gerçekten çok teşekkür ederiz Ace-san. Sadece Mikey ile bu konuda konuşsanız yeter."

Ace bir tebessümle geçiştirdi ve Mitsuo ile yürümeye başladılar.

Tebessümü gerçek değildi.

ı don't fucking care / tokyo revengersWhere stories live. Discover now