44

217 35 36
                                    

Jungkook'un Jay'e mesajından
5 saat önce

"İnanılmaz heyecanlıyım." dedi Jungwon tüm dişlerini göstererek gülümserken. Jay için, barıştıklarından beri ilk kez yapıyordu böyle bir şey.

Jungkook ise kollarını bağlamış onu izliyordu. Kafesini dağıtacaklarını biliyordu, ama Jungwon'u nasıl kırabilirdi ki?
"Başlayalım o zaman." diye ekledi Jungkook ve Jungwon'u kafenin arkasına çağırdı. Pastayı orada yapacaklardı.
Kai ve Hiyyih ise çoktan bir süpermarkete gitmişlerdi. En zor iş ise Yeonjun ve Soobin'e kalmıştı.

Masaya yığılmış balonlar ve süsleme malzemelerine bakıyordu ikisi de. Ardından Yeonjun ceketini çıkardı ve sandalyelerden birinin arkasına astı. Soobin'e bakarak "Hadi başlayalım hyung!" demişti. Ne zaman Soobin'e hyung diye seslense yüzünde kocaman bir gülümseme oluyordu. Soobin ise gülümsemesini tutamamıştı. Kafasını onaylama anlamında salladı ve "Önce masalardan başlasak iyi olur." diye ekledi.

-

Her yer hazırdı. Kare masaların birkaçını ortada birleştirip dikdörtgen oluşturmuşlardı. Ortadaki masanın üzerine pembe desensiz bir masa örtüsü yaymışlardı. Jungkook'un kafesinin teması genellikle pembe tonlarıydı bu yüzden Jungwon'un da hoşuna gitmişti.
Masanın üzerine beyaz fakat kırmızı kalplerle çevrili olan ve üzerinde kırmızı renkle "İyi ki doğdun Jay!" yazan bir pasta vardı. Jungkook ve Jungwon bu pastayı uzun uğraşlar sonucu yapmıştı. Sürekli Jungwon bir şeyleri yanlış yapıyordu, bu yüzden uzun sürmüştü normale göre.
Pastanın yanına geniş toz pembe tabakları üst üste koymuşlardı. Diğer kaselerde ise Kai ve Hiyyih'nin aldığı atıştırmalıkları boşaltmışlardı.

Duvarlar birkaç balonla ve onun gibi süslemelerle kaplıydı. Oldukça şirin görünüyordu. Genel olarak Yeonjun'un fikriydi çünkü hepsi.

Karina ise çok geçmeden gelmişti. Sırt çantasına bir hoparlör atmış ve yaptığı playlisti telefonundan diğerlerine göstermişti. En az iş onundu fakat kimse sesini çıkarmamıştı. Kai ve Hiyyih dışında herkes halinden memnundu.

En sonunda hepsi masanın etrafında toplanmışlardı. Geriye yalnızca Jungkook'un Jay'e attığı mesajın ardından Jay'in gelmesini beklemek kalmıştı.
Jay'i beklerlerken tüm ışıkları kapatmışlardı. Hava da çoktan kararmıştı bu yüzden kafenin önü ne kadar dışarıya açık olsa da görünmüyordu içerisi.

Jay'in geleceğini tahmin ettiklerinde ise hepsi masanın arkasına saklanmıştı.

Jungwon fısıldadı onlara. "Of benim minişim nasıl korkmuştur şimdi."
Dudağını büzdüğü tahmin edilebilirdi.

Ardından dışarıdan birkaç adım sesi duyuldu. Hızlıydı adımlar bu yüzden Soobin sırıtmıştı Jay'in geldiğini anlamasıyla.
Yavaşça içeriye doğru adım attı. İçerisi kapkaranlıktı.
"Jungkook? Kimse yok mu?"

Jay yavaş yavaş içeriye adımlıyordu ki Karina minik adımlarla ışık tuşunun yanına adımlamış ve ışığı açmalarıyla hepsi ayağa kalkmıştı.
Jungkook elindeki konfetiyi patlamıştı ve hep bir ağızdan "Sürpriz!" diye bağırmışlardı.

Fakat Jay'in gözleri kocaman şekilde açılmıştı. Bir anlık korkutmuşlardı onu.
Anlamsız bakışlarla bakıyordu ki Jungwon'u görmesiyle ağzı açık kaldı.
"Jungwon..?"

Jungwon ona sırıtırken hızlı adımlarla onun karşısına geçti.
Jay elinde bir eczane poşeti tutuyordu.

"Jay benim için ilaç mı almıştın?"

Jay kafasını salladı. Doğum gününün yarın olduğu tamamen aklından çıkmıştı Jungwon'un bayıldığını duyunca.
"Yani sen iyi misin..."

Jungwon onun tepkisine kocaman sırıtmıştı. Kollarını hızlıca Jay'e doladı. Fakat Jay olduğu yerde duruyordu, hala yaşadığı şoku atlatamamıştı.
Jungwon kollarını ondan ayırmadan Jay'in yanağına birkaç öpücük kondurdu ve "Doğum günün kutlu olsun tatlışım." dedi şirince sırıtarak.

O sırada diğerleri o ikisini izliyordu ki Soobin'in yanında dikilen Yeonjun, hyunguna döndü ve "Çok şirinler." dedi. Şirin kelimesini söylerken kocaman sırıtmıştı Soobin'e.
Normal bir zaman olsa o ikisiyle ölümüne dalga geçecekti Soobin. Fakat Yeonjun ona böyle sırıtırken Soobin de kafasını onaylama anlamında salladı ve gülümsedi.

O ikisinin sarılmalarını bozan şey Jungkook'un sesi olmuştu.
"Benim kocam nerde kaldı ya?"

Jay ve Jungwon'un arkasından kapıya bakmaya çalışıyordu ki kapıda uzun boylu birisi belirmişti.
Kıyafetlerinin tamamı kahverengi tonlarındaydı. Kim olduğunu tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.

Taehyung'un içeri girmesiyle Jungkook gözlerini kocaman açmıştı. Ona gülümsedi ve eliyle yanına çağırdı.

Jay ve Jungwon ise sarılmalarının ardından içeri geleni fark etmişlerdi. Jay matematik hocasına döndü ve "Bu adamın burda ne işi var?" dedi anlam veremeyen bakışlarıyla.
Jungkook ise ona "Düzgün konuş!" diye çıkışmıştı ki Taehyung, "Jay istemiyorsan gideyim. Ben de sana doğum günün diye ekstra puan vermeyi düşünüyordum ama sen bilirsin." diye eklemişti.

Taehyung'un teklifiyle Jay'in gözleri kocaman açılmıştı. "Şaka yaptım. Tabii ki sizi doğum günümde istiyorum hocam."
Yapmacık gülümsemesiyle bakıyordu ki, Karina bir kahkaha patlatmıştı.

Ardından Jay elindeki poşeti masanın kenarına bıraktı ve kafenin içini incelemeye başladı. "Bunların hepsi bana mı yani?"

---
dgko jay
(oy vermeyi unutmayin 🐭)

second crush, yeonbinWhere stories live. Discover now