17

488 65 57
                                    

"Hoş geldin hyung."

Yeonjun'un gülümseyerek kapıyı açmasıyla, Soobin kendini duygularına bırakıp tüm kalbiyle gülümseyerek ona bakıyordu ki aralarında geçen garip bakışmaları Yeonjun'un konuşmasıyla sona ermişti.
"İçeri gelsene."

"Ah, evet." Elini ensesine attı ve içeri girdi. Sırtında duran siyah çantasını, omuzlarından düzeltti.
O sırada evin arka odalarından gelen havlama sesiyle Soobin oraya dönmüştü.

Yeonjun, onun seslere doğru döndüğünü görmesiyle onu rahatlatmak için gülümsedi ve ekledi. "Abimin odasındalar buraya gelmezler."

Soobin ona kafasını sallamıştı ki arkadan hiç duymadığı birisinden ses gelmişti. "Arkadaşın köpeklerden mi korkuyor?"
Alaycı bir tonda gelen sesle, sesin geldiği yöne doğru baktı Soobin.

Yeonjun da aynı şekilde sesin geldiği yere döndü ve dar koridordan ilerleyip hemen ardında olan, L koltuk ve televizyondan oluşan köşeye ilerlemişti.
Duvara yaslanıp koltukta oturan kişiye bakmıştı.
Soobin de onun arkasından gelmişti tabii.

"Seni ilgilendirmiyor hyung." Yeonjun'un koltuktakiyle konuşmasından orada oturanın abisi olduğunu anlamıştı. Öncesinde Yeonjun'un erkek arkadaşı sandığı ve lanetler okuduğu Choi San'dı O.

Yeonjun, yüzünü Soobin'e yaklaştırdı ve elini San'ın görememesi ağzına götürdü ve fısıldadı. "Bu abim. Kendisi biraz kaba."

"Seni duyuyorum Jun." "Pekala."

Yeonjun daha fazla orada durmamak için Soobin'in elinden tutup kendi odasına doğru ilerlerken tekrardan başka bir ses duymuştu.
Orta yaşlardaki bir kadının sesi.

"Sen Soobin olmalısın değil mi?"

Yeonjun'un arkasından gelirken durdu ve sesin geldiği yöne döndü. Yeonjun'u andıran uzun saçlı bir kadındı. Annesi olmalı, diye düşündü ve yanılmamıştı.

"Evet efendim." Kafasını kadına doğru eğdi ve gülümsedi.

"Yeonjun senden çok bahsetti. İyi geçiniyor olmalısınız." Gözlerini ikisinin kilitlenmiş ellerine kaydırdı ve gülümsedi.
Onunla birlikte Yeonjun gülümseyerek Soobin'in elini bırakmıştı.

"Ah, evet öyle anne." Yeonjun gülümsemeye devam etti.

"Çok da yakışıklıymışsın. Aynı sınıfta mısınız?"

"Yeonjun'dan 1 sınıf üstteyim."

"Anne artık geçsek iyi olur." Yeonjun konuşmalarını böldü gülümsemeye devam ederken.
Annesi de ilk önce Soobin'e döndü ve ardından Yeonjun'a. "Pekala, pekala. Akşam yemeğine de kal Soobin."

Soobin bakışlarını Yeonjun'a çevirmişti ki o da Soobin'i fark etmesiyle annesini onayladı ve gülümsedi.
"Tabii neden olmasın?"

Yeonjun o ikisini böldü ve Soobin'e bakarak, "Artık geçsek?" dedi ve gülümsedi.
Soobin de ona gülümseyerek kafasını salladı ve başını eğerek annesinin yanından, Yeonjun'un odasına doğru ilerlediler.

Önde duran Yeonjun, kapıyı yavaşça açtı ve odaya girdi. Ardından kapıyı onun da geçmesi için tuttu ve kapattı.

Oda çok sadeydi. Camın önüne dayanmış beyaz çarşaflı yatağı, sağ tarafındaki kitaplarla dolu olan kitaplığı, duvarlardaki fotoğraflar ve yatak ile kitaplığın arasında karşı duvarda olan masası...

Yeonjun masanın yanına geçti ve beyaz masasının altına ittirilmiş olan sandalyeleri çekti. Soobin de onun yanına geldi ve sandalyeye oturdu. Yeonjun da aynı şekilde.
Masası iki kişi için küçüktü. Bu nedenle omuzları birbirine değiyordu, bacakları da aynı şekilde.

Soobin derin bir nefes aldı ve gözlerini yana kaydırdı. "Nerden başlıyoruz?"

Yana bakmasıyla, onun kendine fazla yakın olduğunu fark etmişti.
Yüzüne bir gülümseme taktı ve onun cevabını bekledi.

Kalbi fazlasıyla hızlı atıyordu ve Yeonjun'un tarafında olmayan bacağını kalbinin ritmiyle sallıyordu.

Yeonjun masanın çekmecesinden birkaç kağıt ve kalem çıkarttı ve masaya koydu. "Çok fazla soru yok ama dün zar zor 2 tane çözebildim."

Soobin kağıtları önüne aldı göz gezdirdi. "Ahh hatırladım. Pekala. Çok basit bir yöntemi var."

---

biraz gec kaldim bolumu atmak icin haha😅
(sizi sebiyorum muahhhhhh💋💋)

second crush, yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin