"Yaptığımız şey akıl işi değil."

Jungkook hafifçe şaşkınlıkla gülsede yavaşça omuzuma vurdu.

"Tam senlik işte. Yapılan işte mantık yok, olması gereken şey neyse o yaşanır."

Bakışlarım yavaşça ona kaymış hafifçe başımı sallayarak doktora dönmüştüm.

"Tamam, giriyorum ameliyata."

Rahatlamışçasına nefesini verirken hızlıca ezbere bildiğim koridorda ilerleyerek hazırlanmam gereken odaya girdim. Yedek kıyafetlerin bulunduğu dolabı açıp hızlıca üzerimi değiştirmiş, başıma ameliyat bezini takmıştım.

Hızlıca oradan çıkıp ameliyathaneye girerken Jungkook, Vera, MinHyuk ve İsabella kapıya gelmişlerdi bile. Kapı kapanmadan önce önde duran Jungkook ve Vera bana güven verircesine gülümsemişlerdi.

Başarmaktan başka çaren yok!
Risk al!

Hızlıca ellerimi dirseklerime kadar yıkayarak kapıdan girdiğimde, önlüğümü giydirmiş ve eldivenlerimi takmışlardı. Maskemi de taktıklarında doktorun kısık gözlerinden gülümsediğini anlamak zor değildi.

"Başlayalım mı?"

Derin bir nefes verip gözlerimi sıkııca yummuş ardından kendime gelmek için elimden geleni yaparak gözlerimi geri açmıştım.

"Anlat."

O bana gerekli bilgileri verirken ameliyat çoktan başlamıştı.

Orada yatan Cora değil, kurtarman gereken önemli bir meslektaşın olarak varsay...

Derin bir nefes aldığımda alnımda biriken terleri silen hemşireye teşekkür edip kanamanın bulunduğu yere yaklaşmayı denemiştim.

Buldun.

Tam o an monitörün rahatsız edici sesi kulaklarıma dolduğunda beynimden vurulmuşa döndüm.

Hayır, Cora hayır...

Odaklan Yoongi..

Gözlerimi sıkıca yumduğumda duyduğum sesle bakışlarımı soluma çevirdim.

"Bay Min, diğer yaptığınız ameliyatların yanında bu bir hiç. Lütfen. Zor olduğunu biliyorum ama siz vazgeçmezsiniz."

Başhemşire Bayan Cho'yu görmemle derin bir nefes verdim.

Benimle işe başlayıp, benimle 'Baş' unvanını allan hemşire...

Bakışlarımı hızla önüme çevirip gözlerimi kırpıştırmıştım.

Sevdiğin kadını kurtar Yoongi...

Kanamanın bulunduğu noktaya ulaştığımda hızlıca müdahale etmiş, parçalanmış damara çatık kaşlarımla bakmıştım.

Kızı bildiğin bıçaklamıştı piç...

"Damar fazla zarar görmüş, istersen.."

"Bu bedene, faydası ne kadar süreceği belli olmayan o yapay şeylerden hiçbiri girmeyecek."

Keskin sesime karşı tebessüm ederek başını salladığında gözlerimi sıkıca yumdum.

Acı çekeceksin güzelim ama hepsi senin için.

"Demiri ısıtır mısınız?"

Hepsi bana şaşkınca bakarken sessiz kalarak işime odaklanmıştım.

Ya olacaktı ya da olacaktı.
Başka bir şansı...
Yok.

Isıtılan demir uzatıldığında monitör hâlâ ötmeye devam ediyordu.

Dayan Cora, dayan güzelim...

"Bir santim kadar sağ yönlü..."

Doktorun beni yönlendirmesiyle tam yeri bulup müdahaleyi yaparken derin bir nefes aldım.

Tanrım koru onu...

"Isıtalım."

Demiri uzatırken bakışlarımın kesiştiği doktor bana güldü.

"Senin eski usul yöntemlerine hayranım."

Olması gereken en sağlıklı olayın hayran olunulacak bir yanı yoktu.

Elime doğru uzatılan demiri bir kez daha yönlendirmeyle müdahale ettiğimde monitör normale dönmüştü.

Gözlerimi sıkıca yumup derin bir nefes verirken kalbim uzun süre sonra ilk kez rahatlamış bir şekilde atmıştı.

Güçlü kızım beni yine şaşırtmamıştı...

Yaklaşık yarım saatin ardından dikişlerini atarak geri çekildiğimde oksijen maskesiyle yatan yüzünde gezdirdim gözlerimi. Yavaşça yanına yaklaştığımda elimi saçlarına koymuş, gözlerimdeki yaşları akıtmamak için kendimi kasarak maskemi indirmiştim.

Dudaklarımı soğuk tenine yaklaştırmış alnından öpmüştüm.

Başardın güzelim; en ağırını atlattın.
Şimdi izin ver, ruhu ölü bir bedeni diriltmenin karşılığı olarak sana açtığım yarayı iyileştireyim.

.









Min Yoongi | KS2Onde histórias criam vida. Descubra agora