Peki sen yaptıklarının arkasında duracak kadar sözünün erimisin?

124 10 7
                                    

Oktay'ın kollarında dışarı çıkarılıp temiz hava yüzüne vurduğunda ancak kendine gelmiş  bulunduğu durumun farkına varmıştı. Bu kadar zayıf olduğu için kendine kızdı ve hızla bulunduğu yerden geriye gitti. Gözler doldu ağlamak istiyordu. Kollarında kaldığı birkaç dakika için, söylediklerine inandığı için kendine kızmayı bir an bile bırakmadığı an "Benden uzak dur." diyebildi daha fazlasına dili varmıyordu. Öfkesi içinde düğüm olmuş çözmek istesede eli kolu bağlı bir şekilde birlikte yaşamaya mahkum bırakılmıştı. Ne kadar uzak durmaya çalışırsa çalışsın sürekli etrafında olması sinirini bozuyordu.  

Oktay duyduklarıyla kendini kör kuyularda buldu. Yaptığı her hareket dönüp dolaşıp en büyük hatasıyla tokat gibi kendini hatırlatıyordu. O hiçbir zaman unutmayacak ve kendisine iskence olsun diye hiç bir zaman da unutturmayacaktı. Pişmanlığı zaten kendini yiyip bitirmesine neden olurken sözleri kurşun kadar can yakıyordu. "Ben sadece..."diyebildi. Devamını getirmesine izin vermeyen kadının “Sen sadece diye bir şey yok. Sana sonkez söylüyorum, ateşler içinde yansam da, yerlere düşüp kalsam da ,bana sakın yaklaşma.” Dediğini duydu. Hiç bir savunma yaptıklarını aklamazdı. Amacı yere düşmesinden korkup yardım etmek olsada geçmişi silip yaraları sarmaya yetmeyecekti. Çaresizliğini gizlemek için öfkesine sığındı. Kaşları olabildiğine çatılırken yüz kasları gerildi. Dişlerini sıkması ister istemez öfkesinin boyutunu gösteriyordu. Bu halini iyi bilen Murat ikisi arasındaki özel konuşmaya daha fazla şahit olmamak için arkasına bakmadan bulunduğu yerden ayrılma ihtiyacı hissetti. Elinde olmadan patronu için üzüldü. Yıllardır yanındaydı ve genç kadın hayatına girdiğinden beri tanımakta güçlük çekiyordu. Hızlı adımlarla korumaları kontrol etmek için girişe yöneldi. 

Bu sırada Beyza kendini toparlaya bilmek için biraz zamana ihtiyaç duydu. İçerideki adam için ne düşüneceğini bilemedi. Gerçekten böyle bir canavarlığı yapmış olabilir miydi? Midesi bir kez daha kasıldı. Neredeyse kusacaktı. Bir an önce bulunduğu yerden uzaklaşmak istedi. Ayakta bile zor dururken yürümek neredeyse imkansızdı. Bir kez daha onun kollarında olma düşüncesi ise hepsinden beterdi. Kendine yaslanacak bir yer bakındı ve müştemilatın girişindeki balkon kolonuna sırtını verdi.  

Oktay'ın adam hakkında anlattıklarını kendince yalanlamaya çalıştı. Belkide kendisini ele vermemesi için düzenlemişti bütün sahneyi. Sonuçta yaralı adamın ağzından söylediklerine dair bir itiraf duymamıştı. Bir anneydi ve kandırılmaya müsait ti. Yalanlarına inanmayı kendince reddediyordu. Çocuklar bu dünyaya verilmiş en güzel hediyeydi. Hiç bir canlı bu kadar kötü olamazdı. Olanlarda yok değildi. Ama akıl sağlığından yüzde yüz şüphe edilecek insanlar olduğuna inanıyordu. 

Aklı iyiden iyiye karışmıştı. Kim bilir belkide yaşadıkları doğruyla yanlışı ayırt edemeyecek kadar kördü... Düşüncelerine yön veremeyecek kadar  yolunu kaybetmişti. Bir taraftanda kendi içinde ikilem yaşamasına neden olurken dünyada kötü insanlar varlığını maalesef kabul etmek zorunda olduğu kanısını açık seçik bir şekilde karşısındaki adam örnek oluşturuyordu. Peki bu kadar kötü birisi neden kötülük yaptı diye birisini öldüresiye dövüyordu. Cevap bulamadığı bir sürü soruyla boğuşuyordu. Ya anlattıkları doğruysa ya gerçekten çocuklara zarar veriyorsa. İşte o zaman nasıl bir yol izleyeceğini sorgular oldu. 

Deli düşüncelere son noktayı belkide kendini aynanın karşısında azarlar gibi bir ifadeyle 'Unutma o sana en büyük acıları yaşatan bir canavar. Onun kalbinde iyiliğin zerresi yok. Geçmişindeki Oktay nasıl bir yalandan ibaretse bu günkü Oktay sözleri ve  kişiliği ile bir o kadar yalan.' diye kendini kandırmayı başardı. Geriye tek bir yol kalmıştı. Aklından geçenleri doğrulamak. Belkide tek istediği yönünü bulmaktı. Gözlerinde endişeyle karşısındaki adama baktı. Boğazı yanıyordu, kuruyan dudaklarını ıslattı ve konuşabilmek için kendini hazırlamaya çalıştı.

EN ÇOK KİM YANDI?  2 (Acı Aşk.)Where stories live. Discover now