22-Gryffindor common room

194 25 32
                                    

4. sınıfın bitmesine çok çok az bir zaman kaldı, olaylar açıklığa kavuşacak ve yeni olayları başlatacaklar.
Diğer yandan quidditch bölümleri çok istenmiyor, yorumlardan bunları anladım o yüzden ufak bir açıklama yapacağım.
Bu quidditch okuyacağımız son bölüm, daha sonrasında ne quidditch ne de dersler için zamanımız olmayacak zaten güvenin bana. Bu bölümde bile olabildiğince kısa tuttum, umarım seversiniz.

Vote atıp yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar...

"Onu bunu yaptığı için pişman edeceğim." Cedric bahçede kafasını dizime koymuş bir şekilde yatarken kendi kendine söylenmeye başlamıştı. "Sana nasıl vurabilir?" aslında oldukça sinirliydi ama ben olayı atlatmıştım. "Belki bana bu konudan haftalar önce bahsetseydin böyle bir şey yaşamazdık." üstüne gitmek istemesem de olayların arka planını öğrendiğimden beri ona biraz kızgındım. "Özür dilerim Florence. Seninle çıktığımı görürse ne olursa olsun çenesini kapatır diye düşünmüştüm."

Anlattığına göre Gemma Farley Cedric'e yıllardır saplantılı bir şekilde âşıkmış. Sayısız kere açılsa da hepsinde red yemiş ama vazgeçmemiş. Hatta Cedric'in anlattığına göre geçen yıl ona aşk iksiri bile vermeyi denemiş fakat başarısız olmuş. Tabii benimle sevgili olduğundan beri de kendi içinde bana karşı büyük bir nefret beslemeye başlamış.

"Ben böyle olmasını istemiyorum Ced, benden önce yaşadığın hayatını nasılsa devam etmeyecek diyerek konuşmamanı veya anlatmamanı istemiyorum. Ya önemli bir detayı atlıyorsan ve bu bizim başımıza büyük bir iş açarsa?" aslında bu sorunun temel kaynağını çok iyi bilsem de kendim bile inanmak istemiyordum çünkü sonu hoş yerlere gitmeyebilirdi. Yine de söylemezsem içimde kalacaktı. "Haklısın ama bunca yıldır bu kadar yakın değildik, hakkımdaki her şeyi bilmen bir yerden sonra rahatsızlık verebilir. Anlıyorsun değil mi-" "Peki ya sen? Lucas sayesinde hakkımdaki her şeyi biliyordun. Ne ondan ne de senden gizlim saklım yoktu yakın bir zamana kadar. Sence bu beni rahatsız etmiyor mu?" söylemiştim işte, nereye gideceğine bakacaktık.

Aniden yattığı yerden kafasını kaldırdı ve pozisyonunu değiştirip hemen yanımda oturur hâle geldi. Bakışlarını yeşillerime sabitlemişti. "Ben- bu yönden bakamamıştım." tabii ki bakmamıştı, ne olursa olsun böyle hissettiğimi bilse düzeltmeye çalışırdı bunu biliyordum ama yine de içimde bir yerde gereksiz bir gerginlik ve sinir vardı. "Seni suçlamıyorum ama zamanında Harry'den hoşlandığımı öğrenmiştin, üstelik bu benim için oldukça özel bir konuydu. Abimin bile öğrenmesini hiçbir zaman istemedim. Draco'nun benden hoşlandığını da biliyorsun, birinci sınıftan beri abim yüzünden hep çevremdeydin ve çoğu şeyime de hakimdin ancak ben senin hakkında en ufak bir görüşe bile sahip olmadım."

"Böyle düşündüğünü bilmiyordum. Senelerdir sana başka gözle baktığım için hep Lucas'ın kardeşiydin ve o yokken seni korumam gerektiğini hissediyordum. İster istemez hayatını da biliyordum fakat sorun edeceğini düşünemedim. Özür dilerim."

"Önemli değil, yine de kötü bir his." "Anlıyorum seni ama yapabileceğim bir şey varsa söyle. Çünkü ben bir şey bulamıyorum." ben ondan bir şey yapmasını istememiştim zaten, niye böyle tepki veriyordu anlamamıştım. "Ben sana farklı bir şey söylüyorum. Değiştirmen gereken bir huyundan bahsetmiyorum. Hislerimi paylaşmak istedim, tek yapabileceğin bundan sonraki olaylarda dikkat etmen."

Dudaklarını yalayıp derin bir nefes alıp verdi. Söyleyeceği bir şey vardı ama bilerek susuyordu, bu da beni sinirlendiriyordu. "Cedric, ilişkimizde abimin söz hakkı yok bunu biliyorsun değil mi? Tabii ki yeri gelecek ve beni üzeceksin, sürekli mutlu olamayız bu da zararlı bir şey. O yüzden aklından ne geçiyorsa söyle." "Madem bilmek istiyorsun, söyleyeceğim," merakla dinlemeye başlamıştım.

R.W. | Harry PotterWhere stories live. Discover now