R.W. | Harry Potter

12-brave girl

"Ben yaptım, buna inanamıyorum ona ben zarar verdim!" diye bağırdım abimin suratına. "Öncelikle sakinleşmen gerekiyor," "Anlamıyorsun, rüya değilmiş işte. Gerçekten de onu lanetledim-" "Sakin ol Florence, lanetlemedin. Sadece dilini yok ettin. Bu geri gelmeyecek bir şey değil." "İğrenç bir cadıyım. Sinirime yenik düştüm." "Kendine böyle söyleme," gözyaşlarım bir yandan akarken abim onları silmeye çalışıyordu. "İçimden bir ses yapmam gerektiğini söyledi o kadar, niye yaptım bilmiyorum-" "Sen yapmadın. Yapsan rüya ihitmalini düşünemezdin bile, bilirdin. Eminim ki başka bir açıklaması vardır." kafamı iki yana salladım. "Ben yaptım. Suçumu üstlenmemek içinde rüya olduğuna inandırdım kendimi."

Hermione yaklaşık yarım saat önce kahvaltıya gelmiş ve Cho'nun hastane kanadında olduğunu söylemişti. Birisi gece onun dilini sihirle yok etmiş, sabah kalktığında konuşamıyormuş. Harry eli ayağına dolaşmış bir şekilde masadan kalkıp hastane kanadına koşmuştu. Bense abimi bulmuş ve dakikalardır ağlıyordum.

"Eğer bunu yaptıysan da hiçbir şekilde rüya olmadığını söyleyemezsin. Son hatırladığın koridorda koşmansa saniyeler sonra yatağında uyanamazsın. Bu imkansız, duydun mu beni?" dinlemiyordum, bildiğim tek şey her şeyin sorumlusunun kendim olmasıydı. "Florence, lütfen mantıklı düşünür müsün!" diye bağırdığında kendime gelmiştim. Gözlerine baktım "Eğer sen yaptıysan hatırlamadığın kısımda birinin sana yardım edip seni geri yatağına getirmesi gerekiyor-" o anda aklıma bir şey gelmişti. "Ya, ya Imperius Laneti altındaysam!" bu olabilirdi. Başkası üstümde laneti deneyip bana kendi isteklerini yaptırmıştı, bunu yapabilecek büyücüler tanıyordum. O anda korku bütün bedenimi sarmıştı, kendime bile güvenemiyordum.

"Kitap okuyorsan da düzgün oku," diye uyardı beni abim "Impreius Laneti büyücüye kendini iyi hissettirir, ayrıca yasak. Eğer biri yaptıysa şimdiye kadar çoktan bakanlığın tespit etmesi gerekiyordu. Her şeyi geçtim, kim Chang'e zarar vermek için seni kullansın ki? Neden Chang?" mantıklı konuşuyordu, hepsini düşününce az önce kurduğum teori çürüdü.

"Beni iyi dinle. Dün gece neler oldu bilmiyorum ama söz veriyorum araştırıp bulacağım. Tek bildiğim senin hiçbir şeyi bilinçli yapmadığın. Bu olaydan kimseye bahsetme, Hermione'ye bile. Kendini de suçlama çünkü öyle değilsin. Ben halledeceğim, güven bana." kafamla onu onayladıktan sonra sıkıca sarıldım. Abim benim güvende hissettiğim tek yerdi.

-

Günler çabuk geçti. Ron henüz Harry ile konuşmamıştı, benimleyse ara sıra konuşuyordu. Harry bahsettiği gibi Sirius'la görüşmüş, öncesinde de ilk görevinin ejderhalar olduğunu öğrenmişti. Ayrıca Sirius'un dediğine göre Durmstrang müdürü Karkaroff eski bir ölüm yiyenmiş. Harry'nin adını onun koyabileceğini söylemiş, mantıklıydı aslında. Fakat bu doğruysa durum kötüleşiyordu. Karkaroff'un Harry'i turnuvaya sokmasının arkasında bir amaç olmalıydı, nedense de içimden bir ses bu amacın doğrudan Voldemort'la bağlantılı olduğunu söylüyordu.

Diğer taraftan işler Harry için berbat derecesinde gidiyordu. Başkalaşım da hiç bu kadar başarısız olmamıştı, Tılsım ise fena değildi. Aslında şuan ki tek hedefimiz Tılsım dersinin güçlü olmasıydı çünkü birkaç hafta önce öğrendiğimiz Çağırma Büyüsü sayesinde ejderhayı yenebileceğini konuşmuştuk. Sirius'ın ona geçen sene hediye ettiği Ateşoku'nu çağırıp en iyi bildiği şeyi yapacaktı; uçacaktı.

Fakat ilk görev yarın olmasına rağmen hâlâ süpürgesini çağırmayı beceremiyordu. Bende Hermione ile beraber her bulduğumuz boşlukta denemesi için onu sıkıştırıyorduk. Elbette yapacaktı, başka çaresi yoktu çünkü.

Hermione için ise sene güzel gidiyordu. Sanırım aramızdan en mutlumuz oydu. Yapamadığı ders yoktu, Krum'la da güzel gidiyorlardı. Günün çoğunu beraber kütüphanede geçiriyorlardı, Hermione ona bildiklerini anlatırken Krum başka hiçbir şeyi umursamayıp onu izliyordu. Umarım arada bir şeyleri de öğreniyordur.
Ron bunları gördükçe siniri artsa da bir şey yapamıyordu, kendisini biraz soyutlamış gibiydi. Bizde ona zaman tanımaya karar vermiştik. Eninde sonunda düzelip yanımıza gelecekti.