4-yellow eyes

305 22 6
                                    

"Pekala bu böyle olmayacak, ben kütüphaneye gidiyorum." dedim ayaklanıp. Saatlerdir oturmuş Sırlar Odası hakkında araştırma yapıyorduk fakat hiçbir şey bulamıyorduk, yasaklı bölüme girmenin zamanı gelmişti. "Bende seninle geliyorum, iki kişi daha hızlı bakarız." dedi Hermione ve o da oturduğu yerden kalktı. "Aslında benden bu kadar, sanırım yatacağım." dedi Ron ama oturmaya devam etti. Hiçbirimiz şaşırmamıştık. "Ben buradan devam edeceğim, bir şey öğrenirseniz hemen söyleyin lütfen." dedi Harry "Merak etme." ona gülümsedim ve Hermione ile beraber ortak salondan çıktık.

"Sence Filch ayakta mıdır?" dedim tedirginlikle "Okul bu durumdayken mi? Kesinlikle uyumuyordur." ofladım, neden herkes işimizi zorlaştırmaya yemin etmiş gibiydi.

Biraz sonra kütüphanede büyük bir sessizlikle kitapları okuyorduk. Gözüm yavaş yavaş kapanıyordu ki az önce okuduğum cümleyle kendime gelmiştim "Buldum!" "Şş, Florence," diye uyardı Hermione beni, haklıydı. Heyecandan biraz fazla sesli konuşmuştum. "Üzgünüm. Ama şunu dinle, Basiliksler gözlerine bakan kişiyi anında öldürürler, sarı korkunç gözlere sahiplerdir. İşte bulduk! Sırlar Odasında Sllyhterin'in canavarı bir yılan!" Ancak Hermione benim kadar sevinmiş değildi, kaşlarını çattı "Uymayan bir parça var, Bayan Norris ölmedi sadece taşlaştı." haklıydı, neden ölmemişti?

Ben sayfayı üçüncüye okumaya başladığımda bu sefer Hermione konuştu "Yansıma," "Efendim?" dedim ona bakmadan "Yansıma. Bayan Norris yılanın gözlerine doğrudan bakamadı, hatırlıyorsan Mızmız Mrtyle suları açık bırakmış ve koridorun su basmasına sebep olmuştu. Eminim ki Bayan Norris sudaki yansımasından gördü gözleri. Bu sayede de ölmedi." ona büyük bir hayranlıkla bakıyordum "Sen kesinlikle bir dahisin." kitaptaki sayfayı yırttım, kalkmak için hareketlenmiştik ki duyduğum sesle donup kalmam bir olmuştu.

"Kanı bozuklar."

Olamaz.

"Kan istiyorum,"

"Hermione, geliyor..."

Kütüphanede duvardaki aynayı elime almış, az önce yırttığım kağıdı ise Hermione'yi vermiştim. Ben safkandım, yılanın amacı ben değil Hermione'ydi o yüzden onu korumalıydım.

Onun önünden, elimde aynayla hızlı hızlı yürüyordum "Bir şey duyduğun anda ters yönde koşmaya başla, ben yılanı hallederim." "Florence ama-" "Dediğimi yap Hermione!"

Son koridordan geçiyorduk ki yılanı tekrardan duydum "Geliyorum, kan, kan kokusu alıyorum!" hızla durduğumda arkamdan gelen Hermione de bana çarpmıştı "Burada." sürünme seslerini duydum ancak nereden geldiklerini anlayamıyordum "Florence buraya gel." "Şş," "Kanı bozuklar." arkamızdaydı, bir elimde Hermione'yi tutup öne çekerken "Koş-" ancak gördüklerimden sonra sesim çıkmadı..

Bir çift sarı göz...





-2 ay sonra-

Kendime geldiğimde yanımda Harry vardı, hiçbir şey hatırlamıyor gibi hissediyordum. "Neredeyiz?" diye sordum doğrulurken "Bitti Flo, kurtulduk." dedi mutlulukla ancak anlayamıyordum. "Neler oldu, ne zamandayız?" gülümsedi "Sizin sayenizde Basiliski yendik. Tom Riddle'ın günlüğü yok edildi. Hiçbir sorun yok, haftaya eve gideceğiz." haftaya eve mi gidecektik? ne zamandır uyuyordum ben "Hermione bize olayları anlattı, oldukça cesur davranmışsın." ona teşekkür ettim "Ailen okuldalar, seni çok merak ettiler. Profesör Dumbledore'un yanındalardı, birazdan gelirler."

"Abim de burada mı?" kafasıyla beni onayladı ve ardından hastane kanadının kapısı açıldı "Kızım," dedi annem ve hemen yanıma koşup bana sarıldı. "Bizi çok korkuttun Florence! Bir daha sakın böyle bir şey yapma!" bende kollarımı ona sardım "Özür dilerim anne, merak etme yapmayacağım." arkadan gördüğüm kadarıyla babam Harry'nin elini sıkmış ona teşekkür ediyordu. Fakat kapı tekrardan açıldı ve bu sefer de içeri Lucius Malfoy girdi. Babamın aksine öfkeli gibi görünüyordu. "Prenses," dikkatimi abim çektiğinde annemden ayrılıp ona döndüm "Amacın bizi korkutmaksa başardın. Ben ikinci sınıfta senin kadar ortalığı karıştırmamıştım." yalandı, okulunu birbirine katmıştı ama şuan bunun yeri değildi.

R.W. | Harry PotterWhere stories live. Discover now