Florence Rosewood, tanınan adıyla R.W. Jr.
Büyücülük dünyasının gelmiş geçmiş en güçlü büyücülerinden biri olarak biliniyor. Oldukça köklü bir aileye sahip safkan R.W. Harry Potter ile aynı dönemde yaşamış, Lord Voldemort'un yenilgiye uğramasını gör...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Görünüş olarak kafamdakine benzeyen bir Lucas Rosewood bırakıyorum şuraya
Evet, hepimiz hazırdık sanırım. Karşı takım her zaman beraber maça çıktığım binam, kendi takımımda ise Hufflepuff takımının kaptanı, iki milli quidditch oyuncusu ve inanılmaz bir potansiyelinin olduğuna inandığım Ron Weasley vardı. Takımlar adil değil gibiydi, sanırım bizim için kolay bir maç olacaktı. Yine de quidditchte erken konuşmaya yer yoktu.
Hakem olması içinse yine Gryffindor'dan Lee Jordan'ı çağırmıştık, eminim ki bir yerden sonra dayanamayıp anlatıcı kişiliğine de bürünecekti, bu benim yine de işime gelirdi.
"İki takımda hazırsa quaffle'ı bırakıyorum." diye uyarısını yaptı. Kaptanımız olarak Lucas kafasıyla onayladı, karşıdan da Wood onaylayınca Jordan topu havaya atıp yerine geçti. Cedric hemen hızlanıp topu yakaladı ve ilerlemeye başladı, bende arkasından yanına geçip kolaysa pas atabileceği bir pozisyona soktum kendimi.
Arayıcı pozisyonunda olduğu kadar kovalayıcı pozisyonunda da yetenekliydi. Takımın en iyi isimlerinden olan Angelina'yı kıvrak bir hareketle geçip bana pas attı. Biraz ilerledikten sonra sağımdan gelen bir bludger ve tam karşımda son süratle bana gelen Katie'yi görünce mecburen tekrardan quaffle'ı Cedric'e gönderip Katie'nin altından geçtim ve sonrasında bludger'dan kurtuldum. Aslında ikimizin bu kadar uyum içerisinde oynayacağımızı düşünmemiştim. Gryffindor takımında böylesine güzel ve düzgün paslar yapabilmek için haftalarca antreman yapıyorduk.
Cedric ona attığım pası başarılı bir şekilde almış ve karşısına çıkan Alicia'yı geçmek için hazırlanıyordu ki ona bağırdım "Arkanda!" Angelina ilerden geri dönmüş ve Cedric'in arkasından yaklaşıyordu. Bana pas vereceğini düşünüp hazırlanmıştım ki o bunu yapmadı. son saniyeye kadar bekledi, ben topu kaybedeceğini düşünürken o anında altındaki süpürgeyle havalanıp ikisi oyuncudan da kurtulmuştu, ben ağzım açık bir şekilde onu izlerken Angelina da son anda Alicia'ya çarpmamak için yavaşlayıp yön değiştirmek zorunda kalmıştı. Bu yaptığı hareketle iki oyuncuyu maçtan düşürmeyi başarmıştı, ona hayranlıkla bakıyordum.
Tam çemberlere yaklaştığı sırada "Geliyor!" diye bir bağırış duydum. Abim yukardan bir bludger'ı bütün gücüyle Wood'a doğru yollamıştı. Umarım sakatlanmazdı. Wood abimin uyarısıyla kafasını hızlıca kaldırıp kendisine doğru gelen ağır topa baktı, ne yapacağını bilemiyor gibiydi, toptan kaçarsa sayı atacaktık fakat kımıldamazsa da vücuduna bir bludger yemesi kaçınılmaz olacaktı. Wood'u tanıyorsam sakatlanma uğruna kalesini korumaya devam ederdi, bu da bizi haftaya zor duruma sokardı.
Düşündüğüm gibi de yaptı, bludgerı boş verip Cedric'e döndü. Cedric elindeki quaffle'ı ayağına doğru bıraktı, normalde ayağıyla vurup kaleye göndermesi gerekirken Wood'un hareketlendiği görünce hızlıca sağına, yani bana doğru fırlattı ve Wood'u alt etmeyi başardı. Bense bekletmeden yumruğumla quaffle'a vurup çemberden geçmesini sağladım. "Dikkat et!" diye bağırdım Wood'a çünkü bludger hemen yanındaydı. Ben ona geleceğini düşünürken bir anda Wood yok olmuş gibiydi, bludger da birazdan yavaşlayıp yön değiştirdi, "Ne?" gözlerimle etrafı tarayınca Cedric'i Wood'u tutmuş ve oradan uzaklaştırırken görmüştüm. Onu kurtarmıştı, kendisinin sakatlanması ihtimalini bile düşünmeden Wood'u kurtarmıştı. Merlin Aşkına, bu kadar iyi bir çocuk görmemiştim hayatımda.
