『Jennifer Black』

107 15 24
                                    

---

İyi okumalar 😘

---

Scott benim pot kırma sonucum yüzünden herkese olayı anlatmıştı, benim suçum yoktu aslında ama kendimi yine de kabahatli hissediyordum.
Jackson zaten heran korkudan herkese ötebilir gibi geliyordu, eğer o yanımız da olmasaydı muhtemelen Scott tepki vermezdi.

Yani sanırım benim düşüncem o yönde en azından, herkes eşyalarını toplayıp ayağa kalktığın da mecbur bende kalktım. Geri de kalmak istemezdim zaten bu aralar gergindim ama bu gerginliğimin korkmamla alakası yoktu, sanki her an birine patlayabilirdim.
İçim de inanılmaz bir öfke vardı ama sebebini bilmiyordum.

Herkes kendi dersine doğru gittiğin de bende kendi ders'imin sınıfına doğru ilerledim, yalnız başıma çok sıkılıyordum keşke biran önce zaman geçse de tekrar arkadaşlarımın yanına dönsem kafasındayım.

Bir de şu yeni ingilizce öğretmeni var tabi, nasıl biri acaba?

Sınıftan içeri girer girmez boş bir sıra buldum ve oturdum, ders zili birazdan çalacaktı. Çantam'dan defterimi ve kalemimi çıkardım, yeni öğretmen gelene kadar eski konulara bir göz gezdirebilirdim hem kafam da dağılırdı. Bir süre eski konulara bakındıktan sonra nihayet sınıfın kapısı açıldı, ilk dersin'den geç kalmakta neydi?

"İlk dersten geç kaldığım için üzgünüm, ben Jennifer Black lütfen biri bana en son kaldığınız yeri söyleyebilir mi?" Masasına doğru yürürken sınıfta gözlerini dolaştırdı, kısa süre gözü bana takılı kalsa da hemen etrafa bakınmaya devam etti.

Bende onun ardından sınıfta gözlerimi dolaştırdım, herkes sessizdi. Oysa ki bayan Black gelmeden önce herkes konuşuyordu.
Elimi yavaşça kaldırdım ve söz hakkı istedim, gözü tekrar beni bulduğun da tebessüm etti ve bana söz hakkı verdi. Elimde ki kalemi döndürerek az önce bakındığım eski konular hakkın da konuşmaya başladım.

"Ne kadar siz gelmeden önce çeneleri susmasa da," Gerçekten içimde inanılmaz bir öfke vardı ve ben bunu anlayamıyordum, sanki biri ya da bir şey kafamı kurcalıyordu. "Daha önce bay Hernández'le işlediğimiz konu Aggressiveness (Psychology) yani Saldırganlık (Psikoloji) konusuydu." Konuşmam bittiğin de sanki bu konuyu ilgi çekici bulmuş gibi sırıttı.

Herkes ilk dediğim şey yüzünden bana sinirle ya da kınayıcı bakışlarla baksa da onları umursamadım ve ayağımı sallayarak kalemimi döndürmeye devam ettim. Bayan Black bu konu hakkında hem konuşuyor hemde sıraların arasında dolaşıyordu.
Benim yanımdan geçerken çok tanıdık bir koku aldım ama emin olmak için tekrar geçmesini bekledim.

Yanımdan bir süre sonra tekrar geçtiğin de bu kokunun kime ait olduğuna emin oldum, Derek Hale ve onun ormansı kokusuydu. Nerede bu kokuyu alsam tanırdım, o kadar çok dipdibe gelmiştik ki artık otamatikmen hafızama kazınmıştı bu koku.
Sorun şuydu yeni gelen ingilizce öğretmeni'nin üstünde ne işi vardı bu kokunun.

Etrafımdan her geçtiğin de daha da geriliyordum ve kendimi sormamak için tutuyordum, kasabaya yeni gelen ve anında Derek Hale'in kokusuna üstünde çok yoğun bir şekilde sahip olan bu kadın kimdi?

O da mı? Doğaüstüydü.

Eğer öyleyse nasıl bir türdü. Derek'le ne gibi bir muhabbeti olabilirdi, bu kadar kokusu üstüne sinecek kadar. Aklımda ki düşünceler susmazken stresten dudaklarımı kemirmeye başladım. "Bay Stilinski sizce olay nasıl gelişirdi?" Kafamı gözümü diktiğim sıradan kaldırdım ve bana soru yönelten bayan Black'e baktım. Ne sormuştu bu kadın?

"Sorunuzu tekrar edebilir misiniz?" Elerini önünde birbirine çarparak gülümsedi ve başını salladı.

"Eğer ki size biri saldırsa ve eliniz de kesici bir alet olsa ne yapardınız?" Bu nasıl soruydu, böyle.

Yaşanmışlıklar/SterekUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum