『Ölümler』

72 9 16
                                    

---

İyi okumalar 😘

---

Parti alanında etrafa baktığım da herkes'in bir eşi olduğunu gördüm, herkes mutlu ve eğleniyordu. Dans eden çiftler, gizlice içki sokanlar, bir tarafta çoktan kafayı bulmuş gençler ve öpüşen insanlar herkes kendince ya da dostlarıyla takılıyordu, daha ne isteyebilirdim ki..

Slow müzik çaldığında Allison ve Scott birlikte dans etmek için ayağa kalktılar, Lydia'ya gözüm takıldığın da tek başına oturduğunu gördüm.
Yanına gitmekte tereddüt ettim çünkü artık onu sevmek istemiyordum, onun beni sevmesini daha fazla beklemekte istemiyordum.

Kısaca sadece arkadaş olarak yanına gitsem iyi olacak..

Yanında ki boş sandalyeye baktığım da bana baktı bende ona selam verdim. "Neden yanıma geldin? Stiles.." Sandalyemi ona doğru çevirdim ve önünde birleştirdiği ellerini tuttum.

"Bak seni seviyordum bu doğru ama artık sadece arkadaş olarak yanında olmak istiyorum." Kaşlarımı kaldırdım ve gülümsedim. Ona 'ne dersin' bakışı attığım da bana gülümsemiş ve kafasını sallamıştı.

Kendimle birlikte onu da ayağa kaldırdım ve onu dans pistine sürükledim.

"O zaman eğlenme zamanı böyle bir günde mutsuz ve tek oturmak istemezsin diye düşünüyorum?" Tekrar gülümsediğin de ellerini omzuma koydu, bende ellerimi beline yerleştirdim.

Müziğin ritmine kendimizi bıraktık, sanırım bir şey olmuştu ona çünkü şuan aşırı üzgün duruyordu. Gözleriyle göğüsümü işaret ettiğin de ona izin vererek bana sarılmasını sağladım.

Kafasını göğüsüme yerleştirdi ve o şekil de dans etmeye devam ettik, gömleğim de ıslaklık hissettiğim de ağladığını anladım ve tek elimle sakinleşmesi için saçlarını okşamaya başladım.

Bende o sırada etrafımda ki insanlara bakıyordum.

Kapıdan öğrenciler girip çıkıyordu, bazıları muhtemelen ya sigara molası veriyordur ya da hava almak için çıkıyordur.. Gözüm Scott ve Allison'nun az önce dans ettiği yere kaydı ama şuan orada değillerdi.

Fazla uzaklaşacaklarını düşünmediğimden omuz silktim o sırada Lydia kendine gelmiş ve benden biraz uzaklaşıp gözlerinin altını siliyordu. "Saol Stiles ama bugün pek kendim de değilim, içimde kötü bir his var. Ben biraz hava alsam iyi olacak.." Ona başımı salladım ve gelmemi isteyip istemediğini sordum, hayır dediğinde fazla uzatmadım ve yiyecek ve içecek standına ilerledim.

Ağızıma bir kaç tane minik kanepelerden attım ve içecek bir şeyler aldım, bir süre sonra etrafta ne Allison'u ne Scott'ı görmeyince endişelendim ve içeride dolaşmaya başladım.
Onlar genç aşıklardı ama doğaüstü olaylar yaşanıyor ve ben endişelenmeden duramazdım.

İnsanları iterek ve özür dileyerek ilerlediğim de dışarı çıktım.

Yakınlar da kimseyi görmediğim de yönümü okul'un arkasına çevirdim, Lydia'da ortalıkta yoktu.

Lakros sahasına yaklaştığım da Lydia'nın oraya doğru ilerlediğini gördüm, koskoca alanda sadece sahanın ortasına gidiyordu. Ormanlık alana baktığım da kırmızı bir çift göz gördüm, adımlarımı hızlandırdım ve o tarafa doğru koşmaya başladım.

"LYDİA!" Sanki transta gibi beni duymadığın da ilerlemeye devam etti.

Peter koşarak Lydia'ya ilerledi ve ona saldırdı, yanından uzaklaştığın da hızla yere çöktüm ve Lydia'nın kafasını kucağıma aldım, karnın da pençe izi vardı. "Lydia beni duyuyor musun? Bana bak!" Ellerimle yanaklarını tuttum ve kafasını kendime çevirdim.

Yaşanmışlıklar/SterekWhere stories live. Discover now