15.

205 22 9
                                    

Hyunjin Felix'i yavaşça yatağa yatırırken kafasını usulca bıraktı. Altından çektiği yorganı da üstüne örttükten sonra yanına oturarak yüzünü inceledi.

İnkar edemezdi. O gerçekten güzeldi. Sadece emin değildi hyunjin. Gerçekten de bir ay öncesine kadar ona karşı herhangi bir duygu,his taşımıyordu ama son zamanlarda Felix'te onun kafasını karıştırıyordu.

Yüzüne düşen saçlarını geriye attı ve derin bir nefes vererek ayağa kalktı. Son kez iyi olduğundan emin olduktan sonra mutfağa inerek bir bardak su içti.

Son zamanlarda hiç aklından çıkmıyordu. Ne kadar kapılmak istemese de ona karşı bir şeyler hissettiği barizdi. Yine de bunu ona söylemek doğru muydu emin değildi. Daha kendisine bile kabul ettirememişken..

Kafasını elleri arasına alarak koltuğa oturdu. Düşünceler zihnini ele geçirince sıkıntıyla oflayarak yerinde kıpırdandı. En son sırtı koltukla buluşmuş gözleri ise yavaşça kapanmıştı.

---
"Dudağına ne oldu peki?"

"Ahh.. o mu? Biriyle kavga etmiştim ama sıkıntı değil."

"Ah.."

Sabah evde Hyunjini görünce ufak çaplı kriz oluşsa da hyunjin sonrasında her şeyi açıklamış ve kahvaltı yapmışlardı.
Felix yemek tabağını çatalıyla çizerken aklına gelen çocukla aniden kafasını kaldırdı.

"Taehyungu gördün mü? Yanımdaki çocuğu?"

Soğuk bir sesle sordu felix. Hyunjinin anında kaşları çatılırken burnundan solumaya başlamıştı bile. Felix bir sıkıntı olduğunu sezmiş olsa bile merak etmişti.

"Hmhm."

"Hmhm mi? Bu kadar mı cidden?"

Son cümleyi kendince fısıldayarak söylemişti. Ardından aklına gelen şeyle hızlıca telefonuna yönelmiş ve gördüğü şeyle koca bir sevinç çığlığı patlatmıştı.

"Kaydetmişim!"

"Neyi?"

"Numarasını?"

Hyunjin bir anda refleksle elinden telefonu çekti ve kararan gözleriyle ekranda göz gezdirdi.

"Piç."

----

"Üzgünüm seni de yormuş olmalıyım."

"Sorun değildi Felix. Kafana takma."

Hyunjin evine gitmek için ayakkabılarını giyerken Felix'te onu izliyordu.

Son kez vedalaştıkların da Hyunjin gidecekken Felix bir anda kolundan tutmuş ve durmasını sağlamıştı.

"Hyunjin...?"

"Efendim."

"Dün saçma sapan şeyler zırvaladıysam kafana takma olur mu? Sarhoş olduğum zaman düşünmeden hareket ediyorum."

Hyunjin Felix'in gözlerinde ve dedikleri şeylerde bir süre oyalandıktan sonra derin bir nefes alarak kafasını salladı. Boğazı tekrar düğümlenmiş bir şey söyleyememişti.
Aniden düşen yüzü Felix'i endişelendirse de sormaya cesaret edememişti.

Hyunjin elini hafifçe salladı ve arkasını dönerek uzaklaştı. Felix dediği şeyin arkasında durmuş gerçekten de ona mesafeli davranıyordu. Bunun bu kadar canını yakacağını düşünmemişti. Kalbinin bu kadar acımasını..

Soğuk havada ellerini cebine sokarak uzun bir nefes üfledi. Nefesi havada karışırken umursamadan devam etti.

---

"Nasıl oldun? Daha iyi misin?"

"Evet."

Felix yalanını devam ettirerek güzel bir gülümseme sundu minhoya. Sabah okulun önünde karşılaşmış ve sınıfa beraber girmişlerdi. Hyunjin ise kafasını sıraya koymuş, büyük ihtimalle uyuyordu.

İlk ders için defter kitaplarını çıkarttıktan sonra birlikte konuşmaya başlamışlardı. Minho dün için endişesini ne kadar belirtsede Felix iyi olduğuna ikna etmeye uğraşıyordu.

"Felix."

"Hm."

"Bu cuma kafeye gidelim mi birlikte?"

Felix'in adeta parlayan gözleri Minhonun içini rahatlatmıştı.

"Herhangi bir işim olmazsa seve seve!"

Minho gülümseyerek Felix'in saçlarını karıştırdı. Birlikte fazlasıyla eğleniyorlardı.

Felix bir yandan da belki artık içini açmak istemiştir düşüncesiyle heyecanlanmıştı. Şuan herhangi bir planı da yoktu.

---

---

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Aşk üçgeni ~ Hyunlix (Minlix)Where stories live. Discover now