11.

230 26 4
                                    

-yazar-

"Of Minho! Niye şöyle duygusal şeyler seçiyorsun!?"

Felix dolan gözlerini silerken minhoya yakınmaya başladı. Şikayetlerini gülerek dinleyen Minho bütün filmi tepkisizce izlemişti.

"Tanrım! Nasıl böyle olduğunu hâlâ anlamış değilim."

Minho omzunu silkmekten başka bir şey yapmamıştı. Felix ayağa kalkarak çöpleri eline aldığında Minho da yardım etmek için kalktı.

Beraber ortalığı topladıktan sonra Felix minhonun getirdiği kekleri dolaba koyarak kabı temizledi ve içine yaptıkları kurabiyelerden koydu.

"Felix. Geç olmuş ben artık gitmeliyim."

Felix kızarık gözleriyle minhoya döndüğünde minho ufak bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Neden güldüğünü fark eden Felix omzuna sert olmayacak şekilde vurduktan sonra gülmeye başladı.

"Susar mısın lütfen? Senin eserin bu!"

Minho ellerini havaya kaldırarak kabul etti. Üst üste ciddi olmayan özürlerini sergileyince Felix tekrar vurmuştu omuzuna.
Biraz daha güldükten sonra Felix tezgahı silerken sordu.

"Biraz daha kalamaz mısın?"

Minho tezgaha dirseklerini koyarak bir elini yanağına koydu ve yüzüne eklediği ufak sırıtmayla felixe yaklaştı.

"O kadar çok mu istersin kalmamı?"

Felix donmuş hâlde minhonun flörtöz tavrına şok olmuştu. Aniden kızaran yanaklarına engel olamamış gözlerini yavaşça büyütmüştü.

"Felix şaka yapıyordum. Kendine gel."

Felix'in gözü önünde ellerini sallayarak kahkaha atmaya başlamıştı. Aniden dünyaya dönen Felix kaşlarını çatarak tekrardan koluna vurdu minhonun.

"Az kalsın etkileniyordum."

"İyiymiş. Yaparım ara sıra."

"Bir anda bayılmamı istiyorsan yap tabii."

İkiside kahkahalara boğulurken sesleri kesiliyordu. Aniden çalan kapıya şaşıramamışlardı bile gülmekten.

Felix zar zor ilerleyerek kapıyı açtı. Annesi elinde dolu dolu poşetlerle neşeli bir şekilde içeri girerken minhoyu görmeyi beklemediği için duraksamıştı.

"Bende diyorum bu çocuk kendi kendine mi gülüyor."

Hava karardığı için gittiğini düşünmüştü. Etrafa baktıktan sonra felixe döndü.

"Hyunjin nerede?"

"O gitti birkaç saat önce."

Annesi kafasını sallayarak önüne döndü ve eşyalarını koltuğun üzerine bıraktı.

"Minho kalsana bu gece bizde. Hem benim eve dönmem gerekiyor felixle kalmış olursun."

Felix şaşkın bir şekilde annesine dönmüş kaşlarını çatmıştı.

"Neden dönüyorsun?"

"Benimde evim var ya Felix. İki gündür bakamıyorum evime hem babanda düzgün yemek yapamıyor bilirsin. Onunla uğraşmam gerekiyor."

Felix üzgün bir ifade yolladı annesine. Annesi yanağını okşayarak alnına vurdu.

"Çok istiyormuşsun gibi taklit yapma."

"Nereden çıkarttın istemediği-"

"Herneyse. Kalmak istersen kal Minho. Felixle iyi anlaşıyor gibisiniz."

Annesi cümlesinin sonuna eklediği gülümsemeyle samimi bir ortam yaratmıştı. Minho da aynı şekilde gülümseyerek ilk önce felixe baktı. Sonrada annesine dönerek başını eğdi.

"Çok isterdim efendim ama annem merak edebilir. Belki başka zamana."

Etmezdi. Bunu çok iyi biliyordu.
Sadece şuan uygun görmemişti bunu.

"Anladım. Annene selamımı iletirsin canım. Tanışalım bir ara. "

Minhoya yaklaşarak başını okşadı. Ardından kollarını açtığında Minho duraksamıştı. Bunun anlamını bile bilmiyordu. Sevgi göstergesi miydi? Felix her yaptığında kalbinin ısınmasını sağlıyordu ve şimdi annesi..

Boş boş durmamak için aynı şekilde karşılık verdi ve kısa bir süre sarıldılar. Annesinin geri çekilirken ki görüntüsü bir şey arıyor gibiydi.

"Bu koku da nereden geliyor. "

Heyecanla tezgaha doğru ilerlediğinde gördüğü kurabiyelerle gözleri parladı.

"Harika gözüküyorlar siz mi yaptınız?"

"Evet anne üçümüz yaptık."

Tadımlık olarak ağzına attığı gibi sevdiğine dair mırıltılar bırakmıştı ortaya. Felix ve Minho zafer ve gururdan oluşan gülümsemeyi birbirlerine sundular.

"Ben artık gideyim efendim."

Annesi parlayan gözleriyle döndü ve kafasını salladı. Üçü beraber kapıya yönelmiş Minho hızlıca ayakkabılarını giymişti.

"Tekrar gel Minho. Yine görüşelim."

Minho kafasını sallayarak gülümsedi.

"Okulda görüşürüz."

Minho felixe dönerek söyledi ve yavaşça yürümeye başladı. Felix'in aklına gelen ani aydınlanma ile Minho ya bağırmıştı.

"Bekle!"

Endişelenen Minho hareketlerini durdurmuş ve öylece beklemişti.

Mutfağın üzerinden aldığı saklama kabını hızlıca eline alarak terliklerini giydi Felix. Aceleyle minhonun yanına yürüdü ve kabı uzattı.

Derin bir nefes verirken Minho tekrar gülümsedi. Teşekkür ederek Felix'in saçlarını karıştırdı.

"Yarın görüşürüz!"

---

---

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Aşk üçgeni ~ Hyunlix (Minlix)Where stories live. Discover now