12.

235 29 5
                                    

-felix-

Birkaç gündür içimi kaplayan huzursuzluk günlerimi mahvediyordu. Sebepsiz bir gerginlik vardı ve ne yapacağımı da bilmiyordum. Minho ya söyledikten sonra yanından ayrıldım ve yangın merdivenlerin üst katına çıktım.

Sadece elimde duran kalemi döndürüyor ve ne düşündüğümü bile bilmeden dalıp gidiyordum.

Hyunjinle alakalı olabilirdi belki de. Geçen ona söylediğim şeyler pişman olmamı sağlıyordu. Ne kadar doğru olsa da yüzüne karşı pat diye söylemek yanlıştı.

Kafamı ellerimin arasına alarak eğdim. Bir süre sadece şöyle durmak istiyordum. Kimseyle konuşmamak ve sadece boş boş durmak istiyordum.

Kollarım yüzünden kararmış görüş alanımda gözlerimi açtım. Belki de konuşarak halletmeliydik. Yine de buna hazır hisseetmiyordum.

Niye en yakın arkadaşına duygular taşımaya başlarsın ki Felix?
Bunların hepsi senin suçun.

Yine de insan kime aşık olacağını seçemiyordu.

Sinirle oflayarak saçlarımı karıştırdım. Kafamı kaldırarak karşımdaki duvara baktım.

"Neyi bu kadar düşünüyorsun?"

Aniden yanımdan gelen sesle oraya dönmemle kısıkça küfür fısıldamıştım.

"Siktir-"

Ne zamandır burada oturuyordu ve nasıl geldiğini bile fark etmemiştim?

"Delirdin mi? Öleceğimi hissettim."

"Asıl sen nasıl fark etmedin?"

Dediği şeyin mantıklı olmasıyla susarak önüme döndüm. Az önce geçirdiğim uçak çaplı krizden sonra birde hyunjinin yanımda olması kalbimin deli gibi atmasına neden oluyordu.

"Niye burdasın?"

"Bilmiyorum...peki ya sen?"

Kafasını önüne eğdikten sonra cebinden bir paket çıkardı. Bu gözlerimi devirmeme sebep olurken ağzını araladı.

"Senin yüzünden."

Kaşlarım yavaşça düşerken gözlerim soru sorarcasına ona döndü. O ise bana bakmayı pek tercih etmiyor, basamakları izliyordu.

"Niye ben?"

Bu soru da ondan gelmişti. Tek istediğim şey düşündüğüm şeyden bahsetmemesiydi.

"Niye aşık olmak için beni seçtin?"

Böyle mi düşünüyordu? Onu seçtiğimi mi?
Yine de sorusu strese sokmuştu beni. Diğer yandan ise cesaret veriyordu. Konuşmam gerektiğini, her şeyi tek tek söylemem gerektiğini hissediyordum.

O an dürüst olup ona bütün duygularımdan bahsetmek istiyordum. İlk ne zaman ve nasıl anladığımı, düşünceme göre nelerin sebep olduğunu, karnımın kelebeklenmesi ve kalbimin hızlanmasını sağlayan her bir hareketini anlatmak istiyordum.

Ama her zaman ki gibi kabuğuma çekilmiş sadece susmuştum. Konuşmamı istermiş gibi yüzüme odaklanmıştı. Her bir ayrıntımı izliyor gibiydi. Gözlerimden saçlarıma, saçlarımdan dudaklarıma.

Yorgun gözüküyordu. Sanki tüm hafta boyunca bunu düşünmüş ve bundan yorulmuş gibi..

"Kimse aşık olacağı kişiyi seçemez hyunjin."

Sadece bir cümle. Bir cümle kurarak sustum. Bu bile gelişmeydi benim için ama niye içimde daha fazlası vardı. Artık konuşmazsam her an dolup taşacak gibi hissediyordum.

"Bende istemezdim arkadaşlığımızın böylesine bitmesine sebep olmak. Bu yüzden de iki sene sustum. Bencilce davranmak istemiyordum çünkü. Sırf duygularım yüzünden arkadaşlık ilişkimizi bitirmek bencilce geliyordu."

Derin bir nefes aldım. Çekinmeden gözlerinin içine bakabilmek rahatlatsa bile, akşam yastığa kafamı koyarken söylediğim her şeyden pişman olacağıma emindim.

"Yine de böyle karşılayacağını beklemezdim. Biz seninle uzun zamandır arkadaştık. Konuşur gerekirse mesafe koyardık demiştim. Ama sen sadece beni kırmayı seçmiştin. Başardın da."

Reddedildiğim ilk günün aklıma gelmesiyle önüme döndüm. Karşımdaki boş duvarda biraz daha göz gezdirdikten sonra her şeyi söyleyip bitmesi için tekrar ona döndüm.

"O gün evde saatlerce ağlamıştım ama beni üzen şey beni reddetmen değildi. Gözümün önünde bir anda değiştiğini görmekti. Bu beni her şeyden daha çok kırmıştı."

Öyleydi. Değişmişti.

"Ondan sonrası ise bildiğin gibi. Başkasıyla attığın her post, etrafında bulunan her kız, aramıza giren soğukluk ve birbirimizi bu kadar iyi tanıyorken iki yabancıdan farkımız kalmaması... Her gün daha da yakıyordu canımı."

Şu anlık içimde barındırmadığım pişmanlık duygusu beni mutlu ediyordu. Konuşmak, acımı, bunun sahibiyle paylaşmak rahatlatmıştı.

"Şuan için sorarsan da. Evet. Hâlâ sana karşı yoğun duygular taşıyorum ama yine de bunun seni rahatsız etmemesi için çok uğraşıyorum hyunjin. "

Yerden destek alarak ayağa kalktım. Arkamı dönüp gidecekken son kez aralamıştım ağzımı.

"Yine de başaramamışım. Bundan sonrası için daha dikkatli olurum ama lütfen sende aklımı karıştıracak herhangi bir şey yapma."

----

----

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Aşk üçgeni ~ Hyunlix (Minlix)Where stories live. Discover now